HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin aynı karede yer almasını “JİTEM ittifakı” olarak nitelendiren DEM yetkilileri, bugün benzer durumlarda farklı bir tutum sergiliyor.
PKK ve uzantılarının, kendi kontrolü dışında kalan kişi ve gruplara karşı iftira ve karalamayı bir strateji olarak benimsediği biliniyor. Bu stratejinin etkisiyle hareket eden DEM, zaman zaman çeşitli kesimlere “JİTEM’ci” ya da “işbirlikçi” yaftaları yapıştırmaktan geri durmuyor.
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle Malazgirt programına katılan HÜDA PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, Devlet Bahçeli ile aynı karede yer alması DEM tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları, bu fotoğrafı “JİTEM ittifakı” olarak nitelendirip, tekçi ve milliyetçi bir düzenin göstergesi olarak yorumlamıştı.
Ancak Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik açıklamalarıyla yeni bir sürecin başlaması, DEM’in 180 derece dönüşüne neden oldu. Bu süreçte DEM heyetinin Bahçeli’yi ziyaret ederek görüşmesi ve fotoğraf karelerindeki samimi pozları dikkat çekti. Dün “JİTEM ittifakı” dediği isimlere bugün farklı bir yaklaşım sergileyen DEM’in bu tutumu, kamuoyunda “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” eleştirilerine yol açtı.
Sürecin hassasiyetine dikkat çeken yorumcular, Kürt meselesinde yalnızca eli kanlı örgüt ve uzantılarının muhatap alınmasının önceki süreçte olduğu gibi başarısızlıkla sonuçlanabileceğine vurgu yaptı. Kürt halkının tüm temsilcilerinin sürece dahil edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Kamuoyunda, Öcalan’la yürütülen görüşmelerin içeriğine dair bilgi eksikliği sürerken, DEM’in siyasi hesaplarla hareket ettiği yönündeki eleştiriler de artıyor. Bugün Bahçeli ile bir araya gelen DEM’in, geçmişte aynı isimlere yönelik söylemlerini sorgulamaması ise bir başka tartışma konusu.
Son olarak, barış ve çözüm arayışlarında, tarafların tutarlı bir dil ve yaklaşım sergilemesinin, sürecin başarısı için temel bir gereklilik olduğu ifade ediliyor. Öcalan üzerinden şekillenen sürecin, Kürt halkının gerçek taleplerine cevap vermekten son derece uzak olduğu gerçek bir çözüm sürecinden bahsedilebilmesi için daha geniş bir katılım ve temsil mekanizması ile yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor.