Rabbim 2015 yılında umre, 2016 yılında da
hac ibadetiniifâ etmeyi nasip etti. Hacca görevli olarak gittimve 42 hacım
vardı. Gitmeden evvel hacılarıma, ibadetleri nasıl ve ne şekilde yapacağımız
konusunda seminer verirken elli yaşlarında biri: “Hocam, ben şahsen çok
sabırsız ve aceleciyim” dedi. Bu söylemine karşılık: “Hacıların içerisinde
yaşlı ve hasta olanlar olduğunu ne aceleci ne de ağır, ikisinin arasında itidal
üzere vasat olmamız gerektiğini” belirttim.
Hakikaten bu hacımız hac menasikleri
esnasında çok hızlı ve aceleci hareket ediyordu. Eşi şişmanca olduğundan
kendisine ayak uydurmadı ve takatten düştü. Aceleci hacımız, onu tekerlekli
sandalyede yürütmek zorunda kaldı. Halbuki itidal üzere, tempo ile vasat
hareket etmiş olsaydı, hanımı da kendisine ayak uydurabilir ve tekerlekli
sandalyeye mecbur kalmazdı. Peki itidal üzere olmak nedir?
FatihadaAllah’ın bizi yöneltmesini
istediğimiz “sırât-ı mustakîm”:İnançta, amelde, ahlâk ve yaşayışta her türlü
yanlışlık ve aşırılıklardan uzak, doğru, dengeli ve orta yol üzere olmaktır.
Her gün kıldığımız kırk rekat namazda bunu Rabbimizden istiyoruz.
“İhdina’s-sirata’lmustakim” diye dua ediyoruz. Bu aynı zamanda itidal üzere
olmayı istemektir.
İtidal, iki aşırı tutum ve davranış
arasında orta bir hal üzere olmaktır. Ölçülü ve ılımlı olma, denge, düzen ve
istikamet üzere olmaktır. Ne ifrat ne de tefrit içerisinde olmamaktır.
Allah (c.c.) insanı biyolojik olarak
itidal üzere uyumlu ve düzgün yaratmıştır. İnanç, amel, ahlak, eğilim ve
huylarında da kendisinden itidal üzere olmasını, aşırılıklardan uzak durmasını
ister. Harcamalarında ne israf etmesini ne de tamamıyla cimri kesilmesini, bu
ikisinin arasında orta bir hal üzere, cömert olmasını ister. Dostluk ve
düşmanlıklarında da orta bir hal üzere olmasını emreder. Peygamberimiz (s.a.s.)
düşmanlıkta aşırı gitmeyi münafıkların alametlerinden saymıştır.
Hadislerde ibadetlerden yeme içmeye,
giyim kuşamdan tüm ihtiyaçlara kadar hayatın her alanında dengeli, ölçülü
olmaya önem verilmiş, genel olarak duyguların, tutum ve davranışların normal ve
dengeli olması istenmiştir. Meselâ aşırı sevginin gözü kör, kulağı sağır
edebileceği uyarısında bulunulmakta, insanlar sevdiklerini ölçülü sevmeye
çağrılmıştır. Aşırı dünyevîleşme reddedildiği gibi din ve ibadet adına dahi
olsa bütünüyle dünya işlerinden kopacak kadar aşırılığa sapmak da
yasaklanmıştır.
Bir kişinin aşırı yemek yemesi kendisini
oburlaştırıp birçok hastalığa müptela kılar. Yeterli yemek yememesi kendisini
zayıflatıp kuvvetten düşürür. Bunun yerine yeterli ve dengeli yemek yenmesi ise
kendisinin sağlıklı kalmasına vesile olur. Bu da itidal üzere olmaktır.
Bayanlarda insanın tenini göstermeyen, vücut hatlarını belli etmeyen ve tüm
vücudunu kaplayan elbise, tesettürdür ve aynı zamanda itidal üzere olmaktır.
Bunun aşırısı ifrat; teni gösteren ve vücut hatlarını belli eden elbise ise
tefrittir.
İtidal fazilet sahibi olmaktır. Bundan sapma
ya fazlalık veya eksiklik yani aşırılıktır. Fazlalık yönünde sapmaya ifrat,
eksiklik yönünde sapmaya da tefrit denir. İster fazlalık isterse eksiklik
şeklinde olsun her aşırılık bir rezalettir. Farabi, bütün iyi fiillerin bu iki
aşırı uç arasındaki mutedil ve orta fiiller, aynı şekilde bütün erdemlerin,
yine ikisi de erdemsizlik olan aşırılıklar arasında orta mahiyetteki psikolojik
eğilimler ve yetenekler olduğunu ifade eder. İffet, cömertlik, yiğitlik,
tevazu, hilm gibi çeşitli erdem ve sahip olma itidal üzerine olmaktır.
Bunlardan sapmalar sonucu meydana gelen hal ise erdemsizlik ve
faziletsizliktir.
Rabbim bizi itidal üzere kılsın inşallah.