HALKIN SEVİNCİ KURSAĞINDA KALDI

Cemiyet tarafından yapılan açıklamada, 'Mayıs 2010 tarihinde İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) Gazze ablukasını delmek için Türkiye'den yola çıkan, insani yardım yüklü Mavi Marmara gemisi, uluslararası sularda israil askerlerinin baskınına uğramış, israil 10 Türkiye vatandaşını katlederek şehid etmiş, birkaç kişiyi yaralamış ve gemiye el koyarak içindeki insanları karakollarına götürüp tahkir ederek ifadelerini almışlardı. Hemen ardından israil ile Türkiye ilişkileri askıya alınmış, sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından israil terör devletine yönelik ciddi ve umut verici tavırlar takınılmış ve birtakım taleplerde bulunulmuştu. Bu talepler arasında İsrail'in özür dilemesi gibi şu ana kadar hiçbir devlet ve oluşumun İsrail'e yaptıramadığı bir müeyyide uygulatarak bizleri ve tüm İslam Alemini de sevindirmiş ve kamuyu nezdinde de takdir toplamıştı. Ancak, geçen süre zarfında Türkiye'nin komşu devletler ile arasının bozulması ve özellikle Ortadoğu da gelişen hadiseler neticesinde, Türkiye hükümeti, 'İsrailsiz olmaz!' gibi talihsiz bir karar alarak İsrail ile olan ilişkilerinde geri adım attı ve özellikle İsrail'in Gazze ablukasının kaldırılması şartından vazgeçip, mustazaf Filistin halkının umut ve sevinçlerini kursaklarında bırakarak bazı konularda anlaşmaya vardılar.' Dednildi.

İSRAİLSİZ OLMAZ MANTIĞI YALNIŞ

İsrailsiz olmaz mantığının yanlış olduğu belirtilen açıklamada, 'Mustazaflar Cemiyeti olarak düşünce ve çağrımız; Hiçbir Müslüman ülkenin Allah'u Teala'nın lanetlediği ve sözünde durmayacaklarını beyan ettiği İsrail'e ihtiyaçları yoktur. Hiçbir İslam ülkesi İsrail'in anlaşmalarına itibar etmemelidir. Her İslam ülkesi Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin şu anda yaptığı ve söylediği gibi ''İsrailsiz olmaz!'' mantığı ve mecburiyetiyle hareket ederse, kendi elleriyle vahşete doymaz bu yapıyı besleyerek, ümmetin başına bela eder ve bunun vebalinin altına girerler ki; maalesef yapılan anlaşmalarla ortaya çıkacak olan netice de budur. Oysa bu ülkelerin günümüz şartlarında bırakın israil ile anlaşma yapmaları, onu tanımaktan vazgeçip afaroz etmeleri gerekir ki, bu kanser uru ümmetin bağrından sökülüp atılabilsin.' İfadeleri kullanıldı.

İSRAİL'LE ANLAŞMAK HELAL DEĞİL

Filistin halkının efsanevi kıyamı: Birinci İntifada
Filistin halkının efsanevi kıyamı: Birinci İntifada
İçeriği Görüntüle

Devlet olmuş olmakla Rabbimizin haram kıldığı hususları kendisine helal kılmak gibi bir yetkiye sahip olunmadığı belirtilen açıklamada, ' Gayri Müslimlerle, fitne yapmadıkları, İslama ve Müslümanlara zarar vermedikleri takdirde ilişkiler kurulabilir ve anlaşmalar yapılabilir. Ancak israilin kuruluş amacı ve misyonu İslam ve Müslümanlarla savaş olduğu gerçeği bilindiği halde yapılan bu anlaşmalar, İsrail'in döktüğü her Müslüman'ın kanına ve yaptığı zulümlerin vebalinin altına imza koymak demektir. İnsani olarak ta; kendileri dışındaki insanların kendilerine hizmet etmeleri için yaratıldıkları hezeyanında bulunan, Kur'anın ifadesiyle lanetli kavmin insanlığa bir faydası olabilir mi? Hiçbir inancın değerlerine kıymet vermedikleri, dünyevi hırslarıyla tarihte de çok defa müşahade edildiği gibi kendi peygamberlerini dahi öldürdükleri ve kitaplarını tahrif ettikleri hakikati biliniyor iken, bunlardan insanlık adına bir beklenti içerisinde olmak yanılgıdan başka bir şey değildir.' Denildi.

HÜKÜMET YALNIŞTAN DÖNMELİ

Açıklamanın devamında, 'Netice itibariyle kısa ve öz olarak beyan etmek isteriz ki; Mustazaflar Cemiyeti olarak hükümetin İsrail ile yaptığı bu anlaşmaları doğru bulmadığımızı, bu anlaşmanın faydasız olduğunu, devlet siyaseti ve menfaati adına Müslüman ve mazlum bir halkın, İlk kıblemiz Mescid-i Aksan'ın zalim ve despot İsrail'in insafına terk edilmesinin ilahi mesuliyet iktiza ettiğini düşünüyor ve yapılan anlaşmayı güçlü bir şekilde kınıyoruz. Hükümet biran önce bu yanlış karardan dönmeli ve yüzünü İslam ülkelerine, Müslümanlara dönerek kamuoyunu rahatlatmalıdır. Halkımız bu karardan hoşnut değildir ve İsrail ile ilgili tüm tarihi tecrübeler de bunu doğrular niteliktedir.' İfadeleri kullanıldı. İlhan Yıldız

Muhabir: Editör