HÜDA PAR olarak bu vahşi terörü sürekli tel’in ettiklerini
ve Siyonist işgal rejimini devlet olarak tanımadıklarını söyleyen Yapıcıoğlu,
"Her ne kadar kendilerini devlet olarak isimlendirseler de biz onları
devlet olarak tanımıyoruz. Ne bir sınırları bellidir ne de kendilerini herhangi
bir hukukla bağlı görmüyorlar. Terör çetesi olarak hareket eden, hukuki veya
ahlaki herhangi bir sınır tanımayan işgalciler dizginlenmezse onların
kendiliklerinden duracakları yoktur. Yani, Siyonist işgal çetesinin anladığı
tek bir dil var, o da kuvvet dilidir." ifadelerini kullandı.
İşgal şebekesinin ümmetin suskunluğundan cesaret aldığının
altını çizen Yapıcıoğlu, "Bir buçuk milyar Müslüman israile karşı mücadele
etmiyoruz. İslam Ümmetinin kadınlarıyla, çocuklarıyla ve yaşlılarıyla birlikte
toplam 2 milyon evladı 7 milyon siyoniste karşı mücadele ediyor. Bir yanda
arkasına dünyanın süper güçlerinin ve sermayesinin desteğini almış, nükleer
bombalara ve gelişmiş silahlara sahip silahları sahip işgal rejimi, diğer yanda
ellerinde taş ve sopalarla kendini ve topraklarını savunan bir topluluk var. Bu
insanlar acımasız bir kuşatma altındadırlar, bazen yiyecek ekmekleri yok, her
gün elektrikleri kesiliyor, kapılar üzerlerine kapatılmış. Kimseden yardım
almalarına fırsat vermiyorlar." şeklinde konuştu.
"KUDÜS SADECE FİLİSTİN DAVASI DEĞİL, BÜTÜN ÜMMETİN
DAVASIDIR"
Yapıcıoğlu, "7 milyonluk bir terör rejimine dünyada
bulunan farklı inançlara sahip 3 milyar siyonist; mallarıyla, canlarıyla,
silahlarıyla ve siyasi olarak destek verirken diğer yandan 2 milyon Filistinli
taşlarla ve şimdi de kuşatma şartlarında kendileri yaptıkları füzeler ve diğer
silahlarla mücadelelerini sürdürüyorlar. Buna rağmen yine de siyonistler
korkuyor, dizleri titriyor." diye belirtti.
Siyonist çeteler, zulümlerini arttırdıkça sonlarının da o
kadar yakınlaştığının altını çizen Yapıcıoğlu, "Kudüs sadece Filistin
davası değil, bütün ümmetin davasıdır. Çünkü Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir.
Kur'an-ı Kerim'de Mescid-i Aksa zikredilmiş ve Allah-u Te'ala etrafını mübarek
kıldığını bildirmiştir. Bu ayetten sonra el-Aksa’nın kutsiyeti tartışılamaz.
"dedi.
Siyonistlerin güç ve kuvvetlerini ellindeki ileri teknoloji
veya silahlardan daha fazla ümmetin parçalanmışlığından aldıklarına dikkati
çeken Yapıcıoğlu, "Bunun yanında İslam ülkelerinin satılmış
yöneticilerinden destek alıyorlar. Biz daha önce de dedik, İslam ülkelerinin
yöneticileri siyonist işgale direnen izzetli müminlere terörist demeleri
ümmetin o aziz evlatlarının ve direnişlerinin meşruiyetine zarar vermez ama
onları gayrı meşru ilan edenler kendi meşruiyetlerini kaybedecekler. Daha düne
kadar şerefleriyle direnenlere terörist diyenler, bugün idare ettikleri İslam
ülkelerinde halkın direnişe desteğinden dolayı buna cesaret edemiyorlar."
şeklinde konuştu.
İşgalcilerin yerli olmadığını diğer ülkelerden gelerek
Filistin'i işgal ettiklerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Bugün 'burası bizim
topraklarımızdır' diyenlerin yüzde 99'u sonradan oralara yerleştirilmiştir,
dedelerinin başka ülkelerde yaşamıştır. Buranın asıl sahipleri orada mücadeleye
devam edenler ve baskı ve zulümlerle oradan çıkarılıp Lübnan, Suriye, Ürdün,
Mısır ve hatta Türkiye'ye yerleşmiş Filistinlilerindir. İnşallah o
Filistinliler de bir kendi topraklarına geri dönecekler." diye belirtti.




