Aksa Tufanı sonrasında yaşananlar dünyada iki tür lider sınıfın yaşadığını çok net bir şekilde gösterdi bize… İzzeti kuşanan, izzetli bir ölümü zelil bir yaşama tercih eden, yiğitlik ve cesaretleriyle halklarının, dünya milletlerinin gönlünde taht kuran liderler ile birkaç günlük fani iktidarları için her türlü köleliği ve zilleti göğüslemek zorunda kalan liderler… Aksa Tufanı süreci zelil liderleri tanıma anlamında çok güzel bir örneklik teşkil etti. Halklar maskelerin arkasındaki yüzleri görme imkanını elde etti.
Ukrayna Devlet Başkanının Beyaz Saray’da canlı yayın esnasında, kameralar karşısında içine düştüğü zillet hali bir kez daha direniş liderlerinin nasıl yüce bir izzete sahip olduklarını anlamamızı sağladı.
Sadece İslam ümmetinin değil, dünya halklarının, mazlum halkların en büyük şansızlığı izzet sahibi liderlere sahip olmamalarıdır. Eğer Seyyid Hasan Nasrallah ve Yahya Sinvar gibi liderlerin sayısı çok olsaydı, dünyayı sömürülecek bir çiftlik gibi gören, kibir ve gurur içinde boğulup ilahlık taslayan emperyalistler bu kadar rahat ve cesurca davranabilirler miydiler?
İnsanlığın en büyük musibeti onur ve izzet yoksunu liderlere mahkûm olmalarıdır. Yöneticileri oldukları milletler karşısında efelenip duran, haklarında uyduruk, sahte efsaneler, kahramanlık destanları yazılıp söylenen bu köle ruhlu liderler birkaç gün daha iktidarda kalabilmek için ülkelerine, toplumlarına her türlü ihaneti yapmaktan çekinmemişlerdir. Ülkelerinin yakılıp yıkılmasına, insanlarının topluca katledilmesine, zenginliklerinin talan edilmesine göz yummuşlar, halkları yoksulluk ve acılar içinde yaşarlarken onlar ihanetlerinin karşılığı olarak efendilerinin sağladığı saraylarda keyif çatmışlardır.
Bu zelil, uşak ruhlu liderlerin sayısı o kadar çok ki… Bunlardan biri de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’dir. Sözde otuz beş milyonluk büyük bir ülkenin devlet başkanı… Ama kameraların karşısında bir ilk okul öğrencisi gibi azar işitip aşağılanıyor. Hem de ülkesinin yeraltı zenginlik kaynaklarının yarısını peşkeş çekmek için geldiği bir yerde… Beyaz Saray’da…
Ya Mahmut Abbas… İşgalci teröristlerle birlikte halkının katledilmesine katkı sunmaktan çekinmiyor. Ülkesini cehenneme çevirmek isteyip halkını topraklarından söküp atmak için hiçbir vahşetten geri durmayan Siyonistlere kölelikte, kullukta sınır tanımıyor.
Ve daha niceleri…. Uşak liderlerin içine düştükleri zilleti tarif edecek kelime yok…
İnsan bütün bunlara bakınca Seyyid Hasan Nasrallah’ın, Yahya Sinvar’ın, Muhammed Dayf’ın kuşandıkları izzet ve onur karşısında derin bir muhabbet ve saygı duymadan edemiyor. Kendilerine her türlü dünyevi rüşvet teklif edildiği, saraylarda yaşatma sözü verildiği halde ülkelerinin, halklarının özgürlüğü, kurtuluşu, bağımsızlığı, onuru için paramparça olmaktan çekinmeyen bu kahraman şahsiyetlerin, liderlerin hatırası her zaman canlı tutulmalı, genç nesiller bu kahramanların destanlarını okuyarak, öğrenerek büyümelidirler.
Bu yiğitlerin hikayesi genç nesiller için bir rol model olmalı ki izzeti kuşanan liderler yetişebilsin, ümmet ve insanlık bu liderlerin elleriyle kurtuluşu, özgürlüğü tadabilsin.