İnşaat Mühendisi Selman Zengin, insan merkezli imar
anlayışının gereklerinin neler olduğunu anlattı.
Yaşanabilir bir şehir için derinlemesine bir çalışmanın ortaya
konup bu çalışmanın ivedilikle sahaya yansıtılması gerektiğini belirten Zengin,
bunun için mühendislerin, mimarların, şehir plancıların yanı sıra
sosyologların, psikologların da fikirleri alınarak bütüncül bir yaklaşım
sergilenmesi gerektiğini söyledi.
İmar planının çıkar değil insan odaklı olması gerektiğini ifade eden Zengin, uzun yıllardır çıkar odaklı imar planı sonucu şehirlerin kadim şehir anlayışından ve kültüründen kopmuş vaziyette olduğunu kaydetti.
Selman Zengin
"Çarpık kentleşme, çıkar odaklı imar planı anlayışı
sonucu kültürümüz darbe aldı"
İnsan merkezli bir imar anlayışının hızlı bir şekilde sahaya
yansıtılması gerektiğini dile getiren Zengin, şöyle dedi:
"Peki, insan merkezli imar planı nasıl olması
gerekiyor? Bunun belli başlı saç ayakları var. Bunların en önemlisi kültürün
korunması gerektiğidir. Kültür, nesilden nesle aktarılan, insanların
geleneğini, göreneğini yansıtan bir bütündür fakat maalesef çarpık
kentleşmenin, çıkar odaklı imar planı anlayışı sonucunda kültürümüz ciddi bir
darbe almış durumda. Biz tekrardan bunu yenileyebilmek için kültürü, insanı
merkeze alarak yeni bir imar planı anlayışını sahaya yansıtmamız
gerekiyor."
"Neslimize doğayı hissetmeler için bir şehir
borcumuz var"
Çarpık kentleşme sonucunda apartmanlara hapsolan nesle de
büyük bir borçlarının olduğunu ifade eden Zengin, "Neslimize doğayı ve
doğal olanı hissetmeler için bir kent, şehir borcumuz var. Yeni insan merkezli
imar planında doğanın insan yaşamıyla iç içe olduğu yeni bir imar planına
ihtiyacımız var." dedi.
"Eğitim kurumları merkezi ve ulaşılabilir
olmalıdır"
Yeni imar planındaki üçüncü saç ayağının ise eğitimin
merkeze alınması olduğuna işaret eden Zengin, "Eğitim kurumlarının merkezi
ve ulaşılabilir olması insan merkezli imar planının olmazsa olmazıdır. Çünkü
eğitim demek kültür demek, kültürün aktarılması demektir. Eğitimin ulaşılabilir
olmadığı toplumlarda kültürün aktarılması, yeni değerlerin aşılanması çok ciddi
problem teşkil etmektedir. Maalesef çarpık kentleşme sonucunda da eğitim kurumlarının
şehrin dışında kalması ciddi sıkıntı ve sorunlar doğurmaktadır." diye
konuştu.
"Nitelikli bir kent anlayışına ihtiyacımız var"
Yeni imar planındaki bir diğer saç ayağının da yaşamın kolay
olduğu imar anlayışı olduğunu vurgulayan Zengin, "Hayat bizden ibaret
değil. Dezavantajlı gruplar da var. Çocuklar, bebekler, engelliler var. Onların
da hayatlarını problem yaşamadan, bir engelle karşılaşmadan idame ettirebilmesi
için, yaşamın herkese kolay olabilmesi için nitelikli bir kent anlayışına
ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
"İnsan merkezli şehir planlaması yeniden ortaya
konmalı"
İnsan merkezli şehir anlayışının çok farklı parametreleri
içinde barındırdığına dikkat çeken Zengin, son olarak şunları söyledi:
"Dolayısıyla bu husus sadece bir inşaat mühendisinin,
şehir planlamacısının karar verebileceği, üzerine konuşulabileceği bir şey
değildir. Çok farklı disiplinlerin; Psikologların, sosyologların,
mühendislerin, mimarların, şehir plancıların ve aklıma gelmeyen onlarca
disiplinin bir araya gelerek insan merkezli şehir planlamasını yeniden ortaya
koyması gerekiyor. Maalesef içinde yaşadığımız şehirlerde son yıllarda bazı
şeyler toparlanmış olsa bile istediğimiz düzeyde değiller. Daha yaşanabilir
şehirlerimiz bizim kadim geleneğimize uygun yaşanabilir şehirlerin tekrardan
ortaya çıkması için umarın bu disiplinler hızlı bir şekilde bir araya gelirler
ve nitelikli bir şehre hep birlikte kavuşuruz."



