Ömer ibn el-Hattab, İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilir. 584 yılı civarında Mekke’de dünyaya gelmiştir. Kureyş kabilesine mensup olan Hz. Ömer, İslamiyet’ten önce Mekke toplumunda itibarlı bir konuma sahipti. Sert mizacı, güçlü karakteri ve toplum içindeki etkili rolüyle tanınırdı. İlk başlarda İslam’a ve Müslümanlara karşı son derece sert bir tavır sergileyen Hz. Ömer, daha sonra Kur’an ayetlerinden derinden etkilenerek Müslüman olmuş ve bu olay İslam tarihinde önemli bir dönüm noktası haline gelmiştir. Onun Müslüman olmasıyla birlikte Müslümanlar, Mekke’de daha cesur ve güçlü bir şekilde dinlerini yaşamaya başlamıştır. Rivayetlere göre Hz. Ömer, Müslüman olduktan sonra Kâbe’de açıkça ibadet eden ilk Müslümanlardan biri olmuştur.

Hatice Kübra Tongar Kimdir?
Hatice Kübra Tongar Kimdir?
İçeriği Görüntüle

Hz. Ömer, 634 yılında Ebubekir’in vefatından sonra İslam’ın ikinci halifesi olarak göreve gelmiştir. Halifelik dönemi, İslam devletinin sadece Arap Yarımadası’ndan ibaret olmaktan çıkıp büyük bir imparatorluğa dönüşmeye başladığı bir dönem olmuştur. Onun liderliğinde İslam devleti hem askeri hem de idari açıdan güçlü bir yapıya kavuşmuştur. Devlet yönetiminde sistemli bir düzen kuran Hz. Ömer, tarihe geçen pek çok reform gerçekleştirmiştir. Divan teşkilatını kurarak devlet gelir ve giderlerini düzenlemiş, kadılık sistemini geliştirerek adalet mekanizmasını kurumsallaştırmıştır. Ayrıca beytülmal adı verilen devlet hazinesini kurmuş, şehirlerde valiler atayarak yönetimi merkezden daha etkin hale getirmiştir. Askeri alanda düzenli maaş sistemini oturtmuş ve ordunun kurumsallaşmasına büyük katkı sağlamıştır.

Hz. Ömer döneminde İslam devleti büyük bir coğrafyaya yayılmıştır. İran’da yapılan Kadisiye Savaşı ve Nehavend Savaşı sonucunda Sasani İmparatorluğu yıkılmış, Bizans İmparatorluğu’nun elindeki Suriye, Filistin ve Mısır gibi önemli bölgeler fethedilmiştir. Kudüs bu dönemde savaşsız bir şekilde teslim alınmış, böylece İslam devleti büyük bir medeniyet havzasına yayılmıştır. Hz. Ömer, fetihlerin ardından bu bölgelerde adil bir yönetim kurmaya büyük özen göstermiştir.

Hz. Ömer’in en dikkat çekici yönlerinden biri adalet anlayışıdır. İslam tarihinde adaletin simgesi olarak kabul edilen Hz. Ömer, toplumda hiçbir kimseye makam veya zenginlik nedeniyle ayrıcalık tanımamıştır. Halkın en alt kesiminden gelen bir şikâyeti bile bizzat incelemiş, devletin her bireye eşit şekilde adalet sunmasını sağlamaya çalışmıştır. Ona atfedilen “Dicle kenarında bir kurt koyunu kapsa, hesabı benden sorulur” sözü, bu adalet anlayışını en iyi yansıtan ifadelerdendir.

Hz. Ömer, 644 yılında sabah namazı sırasında bir köle tarafından hançerlenerek ağır yaralanmış ve birkaç gün sonra Medine’de vefat etmiştir. Cenazesi, Muhammed ve Ebubekir’in yanına defnedilmiştir. Onun halifeliği sadece fetihlerle değil, devletin temel kurumlarının oluşturulmasıyla da İslam tarihinde derin bir iz bırakmıştır.

Hz. Ömer’in liderliği, adaleti ve yönetim anlayışı yüzyıllar boyunca İslam dünyasında örnek alınmıştır. O, küçük bir Arap topluluğunu büyük bir imparatorluğa dönüştüren stratejik bir lider, adil bir yönetici ve güçlü bir İslam şahsiyeti olarak tarihte yerini almıştır. Hem Sünni hem de Şii kaynaklarda önemli bir figür olan Hz. Ömer, “Faruk” yani “doğruyu yanlıştan ayıran” lakabıyla Müslümanlar arasında saygıyla anılmaya devam etmektedir.

Muhabir: Editör