HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı, TBMM'de
düzenlediği basın toplantısında; asgari ücret, emekli aylıkları, bütçede faize
ayrılan miktar ve Meclis Başkanlığına bugün itibariyle sunmuş oldukları kanun
teklifi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun
çalışmalarının, ücretin oranıyla ilgili bir tartışma etrafında devam ettiğini
belirten Ramanlı, emsal ülkelere bakıldığında asgari ücretle çalışan emekçi
sayısının çok daha düşük olduğunu, dolayısıyla o ülkelerde çok fazla asgari
ücretin miktarının tartışılmadığını belirtti.
Ramanlı, "Ama ülkemizde
maalesef çalışanların çok büyük bir kısmı asgari ücretle çalıştığı için, bu
asgari ücrete mahkûm olduğu için elbette bu, çok fazla gündeminizi alıyor ve
tartışmalara sebebiyet veriyor." dedi.
"Asgari ücret, insan onuruna
yaraşır bir ücretle ücretlendirilmeli"
Ramanlı, "Bir taraftan işveren
temsilcileri, maliyet artışlarını gerekçe göstererek asgari ücrete yapılacak
artışlara itirazların dile getiriyor ama öbür taraftan da işçi temsilcileri,
haklı olarak enflasyonu, hayat pahalılığını ve yaşam şartlarının zorluğunu
nazara vererek insani bir yaşam standardına kavuşturulacak bir asgari ücretin
belirlenmesini talep ediyor. Bizler de parti olarak asgari ücretin tanımına
dair eleştirilerimizi saklı tutarak, asgari ücretin bir ailenin asgari insani
yaşam standardına yetecek bir ücret olarak belirlenmesini talep ediyoruz. Her
ne kadar asgari ücret arttırılsa, birkaç ay sonra adeta kar gibi erise de
neticede bu ülkede üretimin adeta bütün kahrını çeken işçilerimizin alın
terinin karşılığının verilmesi ve insan onuruna yaraşır bir ücretle
ücretlendirilmelerinin temin edilmesi gerektiğini düşünüyoruz." diye
konuştu.
Emekli aylığı
Emekli aylıkları ile ilgili daha
önce SSK, BAĞ-KUR ve memur emeklisinin aylıklarında ciddi bir artış
yaşanmadığını belirten Ramanlı, özellikle kök ücret baz alınarak yapılan
artışların memur emeklisini çok ciddi manada açlık sınırının çok çok altında
bir ücrete mahkûm ettiğini söyledi.
Ramanlı, "Her ne kadar bu 6
aylık süreç içerisinde hükümet tarafından bir iyileştirme yapılacağı, bir
çalışma yapılacağı yönünde beyanatlarda bulunmuş ise de maalesef hiçbir çalışma
yapılmadı, pratiğe yansımadı. İtirazların belki biraz önüne geçmek için sadece
Türkiye'nin yüzüncü yılına özgü bir defaya mahsus 5 bin TL'lik bir artış -bir
seferlik- emeklilerimize verildi bir lütuf olarak. Ama bu sadra şifa olmadı.
Önümüzdeki süreçte yine kamu çalışanlarının ücretlerinin güncellenmesi ve
emekli aylıklarının artışı söz konusu olacak. Bizler HÜDA PAR olarak
emeklilerimize reva görülen bu adeta çocuk harçlığı niteliğine bürünmüş aylığın
insan onuruna yaraşır bir aylığa yükseltilmesi talebimizi dile
getiriyoruz." şeklinde konuştu.
"Bütçemizin ciddi bir
kaleminin faize gitmesini sorgulamamızın vakti geldi de geçiyor"
Bütçede faize ayrılan rakama
yönelik eleştirilerini yönelten Ramanlı, şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz ekonomi
yönetimi; uzunca bir süre, yüksek enflasyonla mücadele edebilmek için, cari
açığın kapatılması ve ülke içerisinde sıkılaştırma tedbirlerinin alınması
yönünde bazı adımlar atıyor. En son Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu, politika
faiz oranlarını yüzde 42-42 buçuğa yükseltti. Her ne kadar bu bahsettiğim
gerekçeler sebebiyle faizler arttırılıyor ise de esasında bu küresel sermayenin
faiz oranlarını enflasyon oranlarıyla eşitleme talebinin bir sonucu gibi
okunmalı, ülke kaynaklarının tefecilere hasredilmesi, oralara akıttırılmasının
kabul edilir bir yanı yoktur. Her ne kadar hükümet üreticiyi, üretime ve
ihracata dönük iktisadi faaliyetlere yönlendirmeye yüksek sesle çabalıyor olsa
da neticede paradan para kazanmanın garantili bir getiri olduğu bir düzeyde
yatırımcının kolay kolay riske girip yatırım yapmasını beklememiz çok mümkün
olmayacaktır.
Netice itibariyle kapitalist sistem
acımasız bir sermayedar ideolojisidir. Önce para bolluğu oluşturur, sonra
tüketimi kamçılar, tüketim köleliğinden sonra borçlanmayı teşvik eder.
Borçlanmak demek faiz demek. Faize bulaşmak demek artık ipin ucunun kaçması
demek. Ve bu sarmalın, bu döngünün ilanihaye devam etmesi demek. Ülke olarak
bizim faize dayalı kapitalist ekonomi modelini artık sorgulamamız gerekiyor.
Bütçemizin ciddi bir kaleminin faize gitmesini sorgulamamızın vakti geldi de
geçiyor. Bu kapsamda elbette enflasyonun düşürülmesi, 85 milyon vatandaş için
çok önemlidir ama bunu yaparken israfı önlemek, Tasarruf yapmak ve kaynakları
verimli kullanmak çok daha acil ve kalıcı bir çözüm olacaktır. "
Soykırıma karışan çifte
vatandaşlara ilişkin kanun teklifi
Konuşmasının sonunda Meclis
Başkanlığına sundukları kanun teklifine değinen Ramanlı, 80 günden fazla bir
süredir siyonist barbar çetenin Gazzelilere adeta ölüm kustuğunu belirtti.
Ramanlı, "Her ne kadar Sayın
Cumhurbaşkanımız, siyonist çetenin ele başlarının insanlığa karşı işledikleri
suçlar sebebiyle yargılanması gerektiği yönündeki talebini dillendiriyor ise de
maalesef ülkemizde bu katillerin yargılanmasının önü bir türlü açılmıyor.
Biliyorsunuz Türk Ceza Kanunu'na göre; insanlığa karşı suç işleyenlerin
ülkemizde de yargılanabilmelerinin yolu Adalet Bakanlığının talebiyle
açılabiliyor. Bizler de HÜDA PAR olarak hükümetlerin belki siyasi saiklerle bu
yolu açmamalarının getirdiği mahzurları da önlemek için soruşturma açılabilmesi
ya da yargılama yapılabilmesi için sadece Adalet Bakanlığının değil Meclis'in
de alacağı bir kararla mümkün olabilmesinin yolunu açmak istiyoruz." diye
ekledi.
İnsanlığa karşı işlenen bu suçlarda
aktif rol üstlenen, çifte vatandaşlığı sebebiyle bugün siyonist barbar çetenin
saflarında Müslüman kanı döken çifte vatandaşların, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının tespit edilip kamuoyuna duyurulması ve bunlar hakkında derhal
işlem yapılması yönünde bir kanuni düzenleme getirilmesini istediklerini
söyleyen Ramanlı, şöyle devam etti:
"Bununla yapmak istediğimiz şey; birincisi, insanlığa karşı suç işleyen çifte vatandaşlar bile olsa haklarında en ağır müeyyidenin uygulanması, eğer bu suçlara iştirak etmemişse ve halen asker yazılmaya devam ediyorsa buna karşı da caydırıcı bir hapis cezasının öngörülmesi ve bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması ile birlikte mal varlıklarının tasfiye edilmesi ve bu mal varlıklarının da Aile ve Gençlik Fonu'na aktarılması yönünde bir içeriğe sahip olan teklifimizi bugün itibariyle Meclis Başkanlığına sunduk. Bu kanun teklifimize bütün siyasi parti gruplarının ve Meclis'te temsil edilen bütün siyasi parti üyelerinin destek vermesini istiyoruz. Kendilerinden de desteklerini talep edeceğiz inşallah, bunun kanunlaşması için de elimizden geleni yapacağız."