TÜİK’in açıkladığı 2020 yılı hukuk verilerine değinilenaçıklamada, "Açıklanan istatistiklere göre geçtiğimiz yıl en az 266 binkişi hükümlü olarak cezaevinde bulunmuştur. Tutuklu veya tutuksuz olarakceza yargılamaları devam eden kişilerle bu oran oldukça vahim bir tabloyuoluşturmaktadır. Yaralama ve hırsızlık suçlarının en yüksek adli suç oranınıteşkil ettiği istatistiklere göre suç işleyenler arasında yükseköğretim ilelise mezunları azımsanmayacak oranlardadır." bilgilerine yer verildi.
"Bir hukuk düzeninin başarısı cezayı infaz ile değil,suçu önleme oranı ile ölçülebilir." denilen açıklamada, "Hukuk veeğitim sisteminin suçları önlemediği bir gerçeklik olarak karşımızdadır. Yargıreform paketlerinin, ceza hukukunu ıslah edici bir misyona kavuşturması elzemdir.Din, ahlak ve toplumsal değerlerle güçlendirilmiş bir hukuk düzeni ve eğitimsistemi mutlaka inşa edilmelidir." çağrısında bulunuldu.

Açıklamanın devamında şu görüşlere yer verildi: "2020yılı içerisinde açılan soruşturma dosyalarının yüzde 56,1’i hakkındatakipsizlik kararı verilmesi, adli makamların gereksiz yere meşgul edilmesi ilebirlikte vatandaşın haksız bir şekilde mimlenmesi anlamı taşımaktadır.Soruşturmaya yer olmadığı kararı önemli bir reform adımı iken bununişletilmeyerek soruşturma açma geleneğinin sürdürülmesi anlaşılır şey değildir.Bu anlamda adalete aracılık etmek, hukuk ile insanlara eziyet etmeyedönüşmüştür. Hükümetin, söz konusu istatistiklerden yola çıkarak problemleridoğru teşhis etmesi ve uygun iyileştirme kanallarını harekete geçirmesigerekmektedir.
"DEDAŞ’IN KEYFİ UYGULAMALARI SONA ERDİRİLMELİ"
Açıklamada DEDAŞ’ın keyfi uygulamalarına da değinildi.Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Batman ve Şırnak’a enerji dağıtan DicleElektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) yetkilisinin, "bölgede borcunu ödemeyençiftçilere artık elektrik vermeyecekleri" yönünde ifadeler kullandığınınhatırlatıldığı açıklamada, bu durumun zaten zor şartlarda ekim yapan çiftçilerizor bir sürece mahkûm ettiği belirtildi.
Açıklamada, ülke ekonomisine önemli katkıları olançiftçilerin şartlarının kolaylaştırılması gerekirken daha da zorlaştırılarakadeta ekim yapamaz duruma getirilmelerinin anlaşılır bir durum olmadığı ifadeedilerek, "Tarım sektörünün ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesinde çokönemli işlevler üstlendiği unutulmamalıdır. Elektrik dağıtım şirketininastronomik ceza uygulamaları ve çiftçiyi borçlandırmada ortaya koyduğukeyfilik, bölge insanını usandırmıştır. İnsanların bu konudaki şikâyetleri hergeçen gün daha da artıyor. Bilinmelidir ki; çiftçi biterse bunun sıkıntısınıbütün ülke olarak yaşayacak, bir ekmek için dışarıya el açmak durumundakalacağız. Bunun önüne geçebilmek için öncelikle DEDAŞ’ın keyfi uygulamalarısona erdirilmeli, elektrik borcu olan vatandaşlara kolaylık sağlanmalıdır.Bununla birlikte elektrik ile sulu tarım yapan çiftçiye elektrik desteğisağlanmalıdır. Ülkenin yararına olan uygulama, çiftçinin tehdit edilmesi değil,desteklenmesidir." değerlendirmesinde bulunuldu.




