Ülke TV'de Sevgi Deniz'in sunduğu "Akşama Doğru"
programının canlı yayın konuğu olan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,
seçime ilişkin soruları yanıtladı.
Özellikle sahadaki izlenimlerini aktaran Yapıcıoğlu, seçim
sosyal medyada değil, sokakta kazanıldığının altını çizdi.
Son günlerde HÜDA PAR'a yönelik fiili ve sözlü saldırıların
arttığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, bu gibi provokatif eylemlere karşı birlikte
mücadele etmek zorunda oldukları çağrısını yeniledi.
Memleketin dört bir yanına gittiklerini belirten Yapıcıoğlu,
"Memleketin her tarafına gidiyoruz. Çok farklı siyasi görüşteki insanlarla
birebir temas ediyoruz. İstisnai 1-2 olay dışında karşılaştığımız insanların
hepsi, farklı siyasi görüşteki insanların tepkileri olumlu oldu. Olumsuz bir
tepkiyle biz karşılaşmadık. Muhalefet şunu çok iyi bilsin ki; seçim sosyal
medyada kazanılmıyor. Seçim sokakta kazanılıyor. Sokakta biz varız. Sokakta
Cumhur İttifakı'nın diğer bileşenleri var. Halkla birebir temas ediyorlar. O
temastan çok olumlu sonuçlar alıyoruz." dedi.
"LÜTFEN HERKES OYUNU KULLANSIN VE OYUNU KULLANIRKEN
ELİNİ VİCDANINA KOYSUN"
"İnşallah tam bağımsız bir Türkiye, çok güçlü adımlarla
ileriye doğru, ikinci yüzyıla doğru gidecektir." diyen Yapıcıoğlu,
"Varsın sosyal medya mecraları, her zaman yaptıkları gibi algoritma
değişikliğiyle onları sanki çok öndeymiş gibi göstermeye devam etsin. Bu
gördükleri rüyalardan inşallah uyanacaklar ve onları destekleyenler de kâbus
görmeye devam edecekler. Bütün vatandaşlarımıza şu mesajı vermek istiyorum;
lütfen her oy önemlidir. Bizim kanaatimiz odur ki yarın sandık olsa, Sayın
Erdoğan birinci turda çoğunluğu sağlayarak Cumhurbaşkanı olacaktır. Ama buna
rağmen her oy kıymetlidir, her oy değerlidir. Bütün vatandaşlarımızdan şu 12
günlük süre içerisinde herkesin eşinden, dostundan, ahbabından, akrabasından,
eski arkadaşından, komşusundan birilerini ikna edip, sandığa götürüp, memleketin
geleceği adına, iyilik adına, hürriyet adına, gelişme adına oy kullanmaya ikna
etmesini istiyoruz. Bir oy bile heba olmamalıdır. Lütfen herkes oyunu kullansın
ve oyunu kullanırken elini vicdanına koysun. CHP zihniyetinden bu memlekete
hayır gelmemiştir. Bundan sonra da gelmeyecektir. Daha önce yaşadığımız
zorlukları bir daha yaşamayalım. Memleketin en derin, en köklü sorunların
altında CHP zihniyetinin yattığını unutmayalım. Sorunu üreten, o sorunu
çözemez. Öyleyse sorunları çözecek olan adaya oy verelim. İnşallah mecliste de
arkasında güçlü bir çoğunluğun olması için, elbette öncelikle AK Parti
listelerine verilmesini istiyoruz. Biz de o listelerdeyiz." diye konuştu.
"SADECE KANDİL DEĞİL, FETÖ DE AÇIKTAN DESTEK
YAPIYOR"
HDP ile CHP ittifakına ilişkin soruya Yapıcıoğlu,
"Mızrak çuvala sığmıyor. Alttan alta pek çok destek verdiler. Şimdi o
desteklerini açıktan söylüyorlar. Tabirimi mazur görün ama milleti aptal yerine
koyuyorlar. Halen daha 'Bizim onlarla ilişkimiz yok. Biz kimseye bir şey
söylemedik. Kimseye bir söz vermedik.' diyorlar. Ama aslında satır aralarını
okuyanlar onlara, sadece onlara değil, onların ağababalarına, yani dışardaki
emperyalistlere çok ciddi sözler verdiklerini satır aralarından okumak
mümkündür. Fakat onlar milletin bunu görmediğini düşünedursunlar. Milletimiz
çok güzel görüyor bunları. Biz sokakta dolaşırken, gittiğimiz yerlerde halkla
temas ederken, halkın ferasetinin neleri gördüğünü bizatihi yerinde müşahede
ediyoruz. Onlar çok ciddi bir sille yiyecekler. Evet, açıktan bu desteği
yapıyorlar. Sadece Kandil değil, FETÖ de açıktan destek yapıyor.
Çünkü onlara da verilmiş sözleri var. İşte o yüzden o
propagandayı yaparken, diyorlar ki; 'Biz 15 Mayıs'ta biletlerimizi kestik, geri
dönüyoruz.' Kimler söylüyor? Millete düşmanlık eden, millete darbe yapanlar,
milletin iradesine darbe yapmaya kalkışan ve milletten yediği tokattan perişan
olanlar, kaçanlar… Kaçanların bir kısmı içeriye düştü. Şimdi hesap veriyorlar.
Onlar yeniden ülkeye dönme ve ülkenin başına çöreklenme hesapları yapıyorlar.
Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Öbür taraftan Kandil ne kadar uğursuz ne
kadar millet düşmanı, memleket düşmanı grup varsa, ne kadar emperyalist varsa,
hepsi bir taraftan saf tutmuşlar hep bir ağızdan; 'Bu adam gitsin.' Hep bir
ağızdan, 'Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı kaybetsin.' ama yine koro
halinde; 'Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun.'
diyorlarsa, biz safımızı belirlemekte çok isabet etmişiz diyoruz."
ifadesini kullandı.
"SAVAŞTA DEĞİLİZ, BİZ SEÇİME GİDİYORUZ"
HÜDA PAR'a yönelik artan fiili ve sözlü saldırılara da
değinen Yapıcıoğlu, "Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi, bazen
İYİ Parti, bazen CHP, bazen HDP, bazen Memleket Partisi bazen Ümit Özdağ ve
grubu… farklı farklı yerlerde, farklı şekillerde tacizlerde bulunuyor.
Birileri, bazı kitleleri bizim aleyhimize kışkırtmaya çalışıyorlar. Hâlbuki
geçen hafta ben tekrar etmiştim. Daha önce de söylemiştim. Savaşta değiliz. Biz
seçime gidiyoruz. Diğer siyasi partiler de bizim rakiplerimizdir, bizim düşmanımız
değil. Fakat maalesef her siyasi partinin başındaki kişi ya da o partinin
sözcüleri ve yetkilileri bu hassasiyeti göstermiyorlar. Keşke onlar da
gösterebilseydi. Hâlbuki benim çağrım şuydu; bu gibi provokatif eylemlere karşı
birlikte mücadele etmek zorundayız." dedi.
"BU SALDIRILAR MEMLEKETİN HUZURUNA SIKILMIŞ
KURŞUNDUR"
Saldırıların, bazı şeylerin ayak sesleri olabileceğine
dikkat çeken Yapıcıoğlu, şunları kaydetti: "Geçen hafta Mersin Tarsus'ta
seçim büromuza el yapımı bir patlayıcı atıldı. Allah'tan herhangi bir yaralanma
olmadı. Lokalimizin boş olduğu bir saatte, gece saatlerinde atılmıştı. Yine
Mersin'de stant çalışması yapan arkadaşlarımıza hem silahlı hem bıçaklı hem de
sopalı bir saldırı oldu. 3 arkadaşımız yaralandı. İkisi ayakta tedavi edildi. Birisi
de hastanede yattı. Ama şükür olsun ki hayati tehlikesi yok. Fakat bunlar bazı
şeylerin ayak sesleri olabilir. Birileri bir taraftan provokasyona dikkat
çekiyorlar ama öbür taraftan kendi elemanlarını ya da gençlerini üzerimize
saldırtıyorlar. Bunlar durup dururken olmuyor. Bir taraftan Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı eğer seçimi kazanırlarsa, cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı
söylenen Mansur Yavaş'ın 'HÜDA PAR'ın kökünü kazıyacağız.' gibi çok tehlikeli
bir söylemi var. Öbür taraftan Edirne Cezaevindeki zat, isim vererek, 'Taliban
ittifakına geçit vermeyeceğiz.' veya 'Taliban ittifakını durduracağız.' diye
söylüyor. Bir de Mansur Bey'in akla ziyan açıklamaları var. Mesela diyor ki;
'PKK neyse HÜDA PAR da odur.' Bir taraftan 'AK Parti Hizbullah'la ittifak
yaptı.' diyor. Yani bunlar öyle dil sürçmesi değil. Kasıtlı bir şekilde 'HÜDA
PAR ile Ak Parti ittifak yaptı' demiyor. 'AK Parti Hizbullah'la ittifak yaptı'
diyor. Ama öte taraftan 'PKK neyse HÜDA PAR da odur' diyor. Sanki meşru, legal
bir siyasi parti değil. Silahlı bir terör örgütüymüş gibi bizimle ilgili böyle
cümleler kuruyor. Öte taraftan da 'biz bunların kökünü kazıyacağız.' diyor.
Aynı Mansur Yavaş, 'HDP'nin güçlü bir şekilde meclise girmesi iyidir. Belki o
zaman çağrı yapacaktır, dağdaki PKK silah bırakacak.'
Sanki HDP'nin ya da onun eski başkanının PKK üzerinde bir
yaptırım gücü varmış ya da sözü orada para ediyor gibi cümleler kuruyor. Bir
taraftan 'bizim onlarla bir ittifakımız yok, bütün terör örgütleri kötüdür,
şöyledir, böyledir.' gibi bazı cümleler kuruyorlar. Ama bizi de sanki bir terör
örgütüymüş gibi hedef gösteriyor. Üstelik isim vererek hedef gösteriyorlar. Biz
onlara söylüyoruz; bu çok tehlikeli bir oyundur. Bu sadece bize yapılmış bir
şey değildir. Bu aslında memleketin huzuruna sıkılmış kurşundur. Bunlar millete
düşmanlıktır. Bu milletin çocuklarını birbirine karşı kışkırtmak hiç kimseye
herhangi bir fayda vermemiştir şimdiye kadar. Bundan sonra da vermeyecektir. Bu
hakaret ve iftiralarından dolayı Mansur Yavaş'a dava açtık. Hem şikâyet ettik
hem de dava açtık. Şimdi bir de şöyle cümle kuruyor. Diyor ki; 'HÜDA PAR benim
hakkımda dava açmış. Bu benim için şeref madalyasıdır.' Ben de kamuoyunun
takdirine bırakıyorum. İftiracılık ve yalancılık kendisi için şeref madalyası
ise, normal halini varın siz hesap edin artık. Başka bir şey söylemek ihtiyacı
hissetmiyorum."
HÜDA PAR'A YÖNELİK SALDIRILAR
HÜDA PAR'a yönelik senaryoların devam ettiğini dile getiren
Yapıcıoğlu, "6-8 Ekim öncesi partimizi IŞİD diye hedef gösterdiler. Şimdi
de Taliban diye hedef gösteriyorlar. Bunlar çok tehlikeli kalkışmalar.
Selahattin Demirtaş'ın o açıklamalarından sonra 50'nin üzerinde vatandaşın
canını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar yaşandı. Sonra kameralar karşısına
geçti; 'Biz şiddet olsun istememiştik aslında.' dedi. Hâlbuki o zamanlar
yaptıkları çağrı şuydu; 'Halkımızı sokağa çıkmaya, alan tutmaya ve sokağa
çıkmış olanlara yardım etmeye çağırıyoruz.' diye açıklamaları olmuştu. Bunu
partisinin toplantı halindeki meclisin kararı olarak 'halklara acil çağrı' olarak
yapmışlardı. Evet, 50 cana mal oldu. Şehirler yakıldı yıkıldı, çok acı olaylar
yaşandı. Sonradan 'biz bunun böyle olmasını istemiştik.' diye kameralar
karşısına geçtiler. Fakat mızrak çuvala sığmıyordu. Pişmanlık belirtisi de
aslında çok göstermediler. 'Bizim bundan sorumluluğumuz yoktur.' demeye
çalıştılar.
Şimdi bu olayların dâhil olduğu bazı suçlamalar dolayısıyla
cezaevinde. Cezaevinde yeni saldırıların zeminini hazırlıyor. Taliban ittifakı
şeklinde açıklamalar yapıyor. Böyle yakıştırmalarla tekrar ortalığı birbirine
katmaya, gençlerimizi hedef göstermeye, hatta bizzat bizi hedef göstermeye
yelteniyorlar. Biz Muhalefet kaybetmeye başladıklarını anladığı andan itibaren
ortamı gerecek ve onlar ortamı germelerine rağmen bizleri ya da Cumhur
İttifakı'nı ortamı germekle, saldırıları tırmandırmakla itham edecekler
demiştik. Adım adım yapıyorlar. Şu anda TV ekranlarında bir kitle var. Karalama
çalışmaları yaparak, bizleri illegal bir yapıymış gibi göstermeye çalışarak ve
bir yandan da 'HÜDA PAR'la ittifak AK Parti'ye zarar verecek' şeklinde
açıklamalar yaparak bizi denklemin dışında tutmaya çalıştılar." şeklinde
konuştu.
"CUMHUR İTTİFAKI'NIN İÇERİSİNE FİTNE KOYMAYA
ÇALIŞIYORLAR"
Son olarak Yapıcıoğlu, halkın yalan iftiralara itibar
etmediğinin altını çizerek, şunları söyledi:"Geçtiğimiz pazar günü
Diyarbakır'da Peygamber Sevdalılarının yapmış olduğu Mevlid etkinliğinde 100
binler toplanmış. Halk iftira, karalama ve yalanlara itibar etmiyor. İtibar
etmemesine rağmen onlar, ısrarla bu şekilde karalamalarla bizi denklem dışında
tutmaya çalışıyorlar. Cumhur İttifakı'nın içerisine fitne koymaya çalışıyorlar.
Söylemediğimiz şeyleri söylemişiz gibi önünden arkasından kırparak, servis
ederek, kitleleri bize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Beceremeyince bu sefer
kendileri doğrudan doğruya ya da tetikçilerini sahaya sürerek üzerimize
salıyorlar. Fakat inşallah biz onların bu tuzaklarına düşmeyeceğiz. Onların bu
oyunlarını bozacağız. İnşallah Emperyalizmin oyuncağı haline gelmiş bu
insanlara 14 Mayıs'ta millet öyle bir ders verecek ki hem onlar kaybedecek hem
de onları kullanarak Türkiye'yi bir yüzyıl daha esaret altına alabilme hayali
kuran emperyalistler de ümidini kesecek. 'Tamam, artık o devirler bitti. Biz
artık tam bağımsız bir Türkiye'nin önüne geçemeyeceğiz.' diyerek evlerine geri
dönecekler."




