Siyaset tarihinde kısa süreli, ancak derin izler bırakmış ve sonrasında tamamen farklı bir boyutta gündeme gelmiş bir figür olan Hasan Mezarcı, karmaşık ve tartışmalı bir kişiliktir. 1990’lı yıllarda milletvekili olarak aktif siyasette yer alan Mezarcı, özellikle Sivas Olayları sonrası gösterdiği sert tepkilerle adını duyurmuş, ancak daha sonra kendisini "Mesih" ilan etmesiyle siyasi kariyeri bambaşka bir mecraya sürüklenmiştir. Bu haber, bir zamanların iddialı siyasetçisi Hasan Mezarcı'nın siyasetten inanç dünyasına uzanan, kamuoyunu şaşkına çeviren yaşam öyküsünü ve dönüşümünü mercek altına alıyor.

TEMEL BİLGİLER VE SİYASİ YÜKSELİŞ

Hasan Mezarcı, 11 Mayıs 1954 tarihinde Artvin’in Yusufeli ilçesinde doğdu. Eğitim hayatını Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde tamamladıktan sonra bir süre öğretmenlik ve imamlık görevlerinde bulundu. Ancak asıl tanınması, 1991 yılında Refah Partisi'nden (RP) İstanbul milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) girmesiyle oldu.

Mezarcı'nın siyasetteki ilk dönemi oldukça dinamik ve dikkat çekiciydi. Mecliste yaptığı sert ve eleştirel konuşmalarla tanınıyordu. Özellikle 1993 yılında yaşanan Sivas Olayları sonrasında yaptığı açıklamalar ve olayları sorgulama biçimi, onu Refah Partisi içinde bile tartışılan bir isim haline getirdi.

Ancak Mezarcı’nın siyasetteki popülerliği, 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmasıyla yükselişe geçti. Bu dönemde parti içindeki "genç ve sert" isimlerden biri olarak görülüyordu. Siyasi duruşu, laiklik karşıtı söylemleri ve dönemin Kemalist çevreleriyle girdiği polemikler, onu 1990’lar Türkiye’sinin en çok konuşulan siyaset figürlerinden biri yaptı.

TARTIŞMALI DÖNÜŞÜM VE HAPİS HAYATI

Hasan Mezarcı'nın kariyerindeki radikal kırılma noktası, "Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve laiklik ilkesine aykırı eylemlerde bulunduğu" gerekçesiyle hakkında açılan davalar oldu. Özellikle "Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki temel nizamlarını yıkmaya teşebbüs" iddiasıyla yargılandı. 1994 yılında dokunulmazlığı kaldırıldı ve bu süreçte hakkında verilen çeşitli hapis cezaları nedeniyle uzun süre cezaevinde kaldı.

Justin Sung Kimdir
Justin Sung Kimdir
İçeriği Görüntüle

Hapishanede geçirdiği yıllar, Mezarcı’nın yaşamının ve inanç dünyasının tamamen değişmesine yol açtı. Cezaevinden çıktıktan sonra artık eski siyasetçi Hasan Mezarcı yoktu; yerine, tüm kamuoyunu şaşkına çeviren, dini iddialarda bulunan bir figür vardı.

[KENDİNİ MESİH İLAN ETMESİ VE TEPKİLER]

Hasan Mezarcı’nın kamusal alandaki en büyük dönüşümü, 2000’li yılların başından itibaren kendisini "Hazreti İsa" ve beklenen "Mesih" olarak ilan etmesiyle gerçekleşti. Bu iddia, hem Türkiye’deki İslami cemaatler hem de genel kamuoyu nezdinde büyük bir şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı.

  • Söylemlerinin İçeriği: Mezarcı, bu yeni kimliğiyle ortaya koyduğu söylemlerde, mevcut dini inanç sistemlerinin yanlış yorumlandığını ve kendisinin gerçek kurtarıcı olduğunu öne sürmeye başladı. Geleneksel İslami, Hristiyan ve diğer dini metinleri kendi iddialarını destekleyecek şekilde yorumladı.

  • Sosyal Medya Etkisi: İnternet ve özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla Mezarcı, iddialarını geniş kitlelere ulaştırma imkanı buldu. Videoları, açıklamaları ve internet siteleri aracılığıyla bu iddiaları yaymaya devam etti. Bu durum, onu güncel siyasetten uzaklaşmış olsa da, dijital dünyanın tartışmalı ve ilgi çeken bir fenomeni haline getirdi.

  • Tepkiler ve Sağlık Durumu: Mezarcı’nın bu radikal iddiaları, kamuoyunda akıl sağlığıyla ilgili spekülasyonlara yol açtı. Ailesi ve yakın çevresi bu iddialardan uzak durmayı tercih ederken, resmi makamlar bu durumu genellikle bir sağlık sorunu bağlamında ele almıştır.

[MİRASI VE ETKİSİ]

Hasan Mezarcı’nın siyasi kariyeri, Türkiye’nin 1990’lardaki siyasal İslam ve laiklik tartışmalarının bir yansıması olarak kalmıştır. Ancak sonrasında ortaya koyduğu Mesihlik iddiası, onun siyasi mirasının önüne geçmiştir. Bugün adı geçtiğinde akla gelen ilk şey, siyasi eylemlerinden çok, radikal dini iddiaları olmaktadır.

Sonuç olarak, Hasan Mezarcı, bir milletvekili olarak başladığı yolculukta, bir mahkumiyet ve radikal bir inanç dönüşümü yaşayarak, Türk kamuoyunda benzersiz ve sürekli tartışılan bir figür olarak yerini almıştır. O, siyasetin beklenmedik bir şekilde dine ve kişisel inançlara dönüşebileceğinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir.

Muhabir: Editör