Kürt meselesi ve çözüm yolları hakkında
değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, gök kubbe altında Kürt meselesine
ilişkin konuşulmayan hiçbir şey kalmadığını dile getirdi.
Kürt meselesinde, Kürtlerin adalet ve
samimiyet istediklerini belirten Yapıcıoğlu, "Belki çok basit bir cümleyle
ya da çok anlaşılır bir cümlede şunu söylemek mümkündür. Kürtler adalet ve
samimiyet istiyor. Kürtler gerçekten kardeşlik istiyor ama kardeşliğin
edebiyatının yapılmasını değil, kardeşliğin hukukunun yerine getirilmesini
istiyor. Eğer o hukuk tahakkuk ederse o zaman kardeşlik yeniden tesis edilmiş
olur. Kardeşliğin bozulmasının sebebi de bu adalet terazisinin şaşmış
olmasıdır." dedi.
"ORTAK PAYDAYA DÖNÜLMESİ SORUNLARIN
ÇÖZÜMÜ İÇİN EN UYGUN ADIM OLACAKTIR"
Ortak paydaların terk edilmesinin sorunlar
doğurduğunun altını çizen Yapıcıoğlu, "İnkâr ve asimilasyon dönemi geçti
deniyor ama aslında bazı alanlarda yine eskiye dönülür mü diye bir endişe de
yok değildir. Mesela ders kitaplarında, daha önce İslamiyet'i kabul eden
milletler arasında Kürtlerin de isimleri sayılırken, bir sonraki yıl basılan
kitaplarda diğer cümle olduğu gibi kaldığı halde sadece Kürtlerin isminin o
cümleden çıkarılması benzer endişeleri tetikliyor, onları yeniden gün yüzüne
çıkarıyor. Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. O hak ne ise ne eksik ne
fazla onun tanınması ama herkese eşit derecede tanınması durumunda bu sorunun
da çözüleceğine inanıyoruz. Çözüm budur. Bizim ortak paydalarımız vardır. Ortak
paydalarımızın terk edilmesi sorunlar doğurdu. O ortak paydaya dönülmesi ya da
ortak zemine dönülmesi sorunların çözümü için belki en uygun adım
olacaktır." ifadelerini kullandı.
"EĞER HUZUR İSTENİYORSA MUTLAKA
ADALET YERİNE GETİRİLMELİDİR"
Hakkı yerine getirmenin adaletin gereği
olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, "Adalet hiç kimsenin aleyhine değildir. Kısa
vadede belki bazı insanlar kıt görüşleriyle adalete uyulduğu zaman kendi
aleyhlerine bir sonuç çıkacakmış gibi düşünse de aslında öyle değildir. Eğer
bir toplumda en zayıf olan kişi, en güçlüden hakkını hiç korkmadan, çekinmeden
talep edemiyorsa ve bu talebi karşılanmıyorsa yani hakkına kavuşamıyorsa o
toplumda hiç kimse huzur beklemesin. Toplumun huzurunun bozulması netice
itibariyle toplumda yaşayan herkesin zararınadır. Eğer huzur isteniyorsa
mutlaka adalet yerine getirilmelidir. Adaletin yerine getirilmesi, bu açıdan
bakıldığında ilk bakışta aleyhinde gibi görünen kişilerin de aslında lehinedir.
Adalet herkesin lehinedir ve adalet Cenab-ı Allah'ın mutlak emridir. Bunun
hiçbir istisnası ne zaman olarak ne kişi olarak ne konu olarak yoktur. Kesin
bir emirdir, mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Hem bu dünyada hem de ahirette
huzur bulmanın, iyiliğe ermenin, rahmete nail olmanın vesilesidir, kapısıdır.
Bu yüzden herkes mutlaka 'adalet neyi gerektirir' diye sormalı ve samimiyetle
buna cevap vermeli, kendi aleyhine gibi görünse de adalete uymalıdır."
şeklinde konuştu.
"BELKİ BU GÖK KUBBE ALTINDA KÜRT
MESELESİNE İLİŞKİN KONUŞULMAYAN HİÇBİR ŞEY KALMADI"
Son olarak Kürtlerin ne istedikleri ile
ilgili Yapıcıoğlu, "Aslında Kürtler ne istiyor? Sorusu çok soruldu. Belki
bu gök kubbe altında bu meseleye ilişkin konuşulmayan hiçbir şey kalmadı.
Taleplerin ne olduğu bellidir. Daha önce de söyledik; bu taleplerle ilgili, bu
meseleyle ilgili gerçekten bir çözüm iradesi varsa, en azından idareci pozisyonunda
bulunan kişiler, hükûmet şöyle bir takvim açıklayabilir, bir liste
açıklayabilir. 'Kürt kardeşlerimizin, şu talepleri vardır, bu talepler
makuldür, biz bunları yerine getireceğiz; şu taleplerin de karşılanması zaman
işidir. Bunun için biraz zamana ihtiyaç vardır. Ama bazı şeyler vardır ki
bunlar doğru olmayan taleplerdir' gibi görüşünü, bakışını açıklarsa, sadece
böyle bir açıklama bile toplumu ciddi şekilde rahatlatacaktır diye
düşünüyoruz.” İfadelerini kullandı. İLKHA
0 yorum