HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, "Kapitalist sistemin temelinde kıtlık kanunu vardır. Kıtlık kanunu hazırlayanlar, kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu yalanıyla insanları aldatıyorlar." dedi.Memleket gezileri kapsamında Adana’ya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, gençlerle bir araya geldi. Yapıcıoğlu, ülke ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Her ekonomik modelin, kendine göre bir felsefesi ve sırtını
dayadığı bir siyasi sistemi olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Bizim bakış
açımıza göre, şimdiye kadar İslam’ın hâkim olduğu dönemlerde, Allah razı olduğu
şekilde uygulananlar hariç ya ifrattır ya tefrittir. Birisi bir taraftan diğeri
de öteki yandan uçuruma yuvarlanırcasına, uçlarda dolaşmaktadırlar." dedi.
"Kapitalist sistemin temelinde kıtlık kanunu
vardır." diyen Yapıcıoğlu, "İktisat, kıt olan kaynaklarla, sınırsız
ihtiyaçları nasıl gidereceğiz, sorusunun cevabıdır. Oysa, bütün hazinelerin
anahtarı Allah’ın elindedir. Bunu insana birdenbire değil, peyderpey vermesi de
insanların azgınlaşamaması içindir. Kıtlık kanunu hazırlayanlar, kaynakların
kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu yalanıyla insanları aldatıyorlar."
ifadelerini kullandı.
"Çare denk bütçededir"
Türkiye’de, hemen hemen herkesin borçlu olduğunu belirten
Yapıcıoğlu şunları kaydetti: "Çare denk bütçededir. Kapitalizmin özünde
açık finansman vardır; o da 'senin gelirin neyse daha fazlasını harca, aradaki
farkı borçlanarak kapat!' Bu yüzden devletsen bütçen sürekli açık verir,
belediyeysen gelirinden fazla giderin olur. Şirket misin, şirketini büyütmek
için borçlan. Şahıs mısın, kredi kartını kullan! Ama sürekli
giderin gelirinden fazla olsun! Niye? Çünkü sürekli borçlanma.. Neden
sürekli borçlanacaksın? Çünkü kapitalizmin satışı paradır. Para yığıldıkça
yığılıyor, onu satacak birileri lazım. Bankalar o yüzden reklam veriyor; 'Bir
SMS at hemen kredi hesabında.' Kefil bile yok!."
"Pakistan’da hem ordu hem de istihbaratın içinde çok
güçlü Amerikancılık var"
Yapıcıoğlu, gençlerin Pakistan Başbakanı İmran Han’ın görevinden
alınmasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"İşgalcileri dışarı atmak için bu topraklardaki
Müslümanları motive eden şey inançlarıydı. Cihat ruhuyla kalktılar, bir
bir o işgalcileri kovdular. O düşmanı kovma aşamasında emek sarf
etmeyenler, rahatını bozmayanlar, masa başında işi devraldılar. Oralarda,
birileri milletin temsilcisi olarak iş başına gelmeye çalışsa dışardan
müdahalelerle onu görevden uzaklaştırmak için türlü türlü oyunlar kuruldu.
Mısır’daki darbe, Tunus’taki olaylar, Cezayir’de 90’larda Milli Selamet
Cephesinin feshedilip, terör örgütü olarak ilan edilmesi ve Filistin’deki
direniş gösteren grupların terörist olarak nitelendirilmesi bundan bağımsız
değildir. Afganistan’ın, önce Ruslar sonra Amerikalılar tarafından işgal
edilmesi ve şimdilerde de belki de Çin harekete geçmek için yeni bir hazırlık
peşinde olabilir. Bu güçler, İslam topraklarını kolay kolay bağımsız bir hale
gelsin istemiyorlar. Tam bağımsız olmaya çalıştığında da birileri harekete
geçiyor. Pakistan’ın bağımsız olacağı kendi kararlarını alıp verebileceği
söylendi. Unutulan bir şey vardı, o da Pakistan’da hem ordu hem de istihbaratın
içinde çok güçlü Amerikancı damarı var." (İLKHA)
0 yorum