image

Hükümetin yıllık tek haneli enflasyon hedefinin artık bir hayal olduğunun belirtildiği açıklamada, “Aylık enflasyon çift haneli olmak üzeredir. Fiyatları bir türlü kontrol altına alamayan mevcut fiyat istikrar mekanizması sürdürülebilir değildir. Fırsatçı şirketler ile iş insanlarının insafına kalan piyasada artık bir devlet kontrolünden söz edilemez. Bunun yakın coğrafyamızda yaşanan savaşlarla izah edilmesi, toplumun aklı ile alay etmektir. İki yıldan beri fiyat istikrar mekanizması ve üretim altyapısındaki sıkıntılar bu günkü krizin temel kaynağıdır. Yılbaşında asgari ücrete %50, memur ve emeklilere yapılan %30 dolayındaki artış, yaşanan zam furyası ile tamamen eridiği için bir güncellemeye gidilerek iyileştirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Zira yılsonunun bu ücret ile getirilmesi mümkün değildir.” Denildi.

Açıklamanın devamında, “Bu nedenle; asgari ücret her ne kadar yılda bir kere güncelleniyorsa dahi, ikinci altı ay için yeni bir artırıma gidilmesi bir zorunluluk halini almıştır. Üretici ve işverenin de zor durumda kalmaması için işsizlik fonundan belli bir miktar bu amaçla kullanılmalı, ya da farklı bir kaynak oluşturulmalıdır. Hükümet sadece temennilerle yetinmemeli, bozulan dengeyi yeniden düzeltmelidir. Dış dünyadaki gelişmelerin oluşturduğu fırsatlardan azami istifade etmek için atağa geçilmelidir. Kısır tartışmalarla zaman harcanmamalı, ülkenin jeopolitiği, teşebbüs gücü ve tecrübe birikiminden azami bir şekilde istifade edilmelidir.” İfadeleri kullanıldı.

Gençliğin içinde bulunduğu buhrana da değinilen açıklamad, “Son zamanlarda gençlerimizin sürüklendiği maddi ve manevi buhran çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Ankara’da iki gencin intihar etmesi ve Adana’da annesini vuran gencin haberleri toplumu derinden üzmüştür. Bu acı tablolar, ahlaki ve manevi eğitimin yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Dinî ve ahlakî değerlerden yoksun insanların TV’lerde ve sosyal medya platformlarında rol model olarak sunulması ve Batı modernitesinin dayattığı sınırsız özgürlük anlayışıyla yetişen gençlerin bu halleri gelecek nesilleri korumakla yükümlü yetişkinlerin eseridir. Eğitim sistemi, yayıncılık anlayışı ve dayatılan aile mevzuatı ile devlet, ne yazık ki genç nesle karşı sorumluluğunu yerine getirmemektedir. Şiddet içerikli bir kültürle yetişen insanlar, şiddete eğilimli olurlar. Bu nedenle basit meselelerde dahi öfke patlaması yaşayarak kendisinin veya başkasının canına kastedebilmektedirler. İntihar ve cinayetlerin meydana gelmesine sebep olan program ve dizilerin bilinçsizce takip edilmesi genç dimağları ve aile kurumunu tahrip etmeye devam etmektedir. Bu noktada gereken hassasiyet gösterilmelidir. Sağlıklı nesiller ve ahlaklı toplum için medya ve televizyon mevzuatı ivedilikle ıslah edilmeli, manevi değerleri güçlendirecek programlara ağırlık verilmelidir.” Denildi. EKREM GÜLŞEN

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *