image

Ekmen yaptığı açıklamada, “Emeklinin beklentisi en az asgari ücret kadar zam idi, döviz kuru akaryakıttaki artış elektrik doğalgaz ve diğer temel ihtiyaç maddelerindeki zamlar dikkate alındığında emeklinin alım gücü git gide düşmektedir. TÜİK’in verdiği enflasyon rakamları ile vatandaşın çarşı pazar enflasyonu uyuşmuyor. Emeklinin huzur ve refah içinde yaşamlarını sürdürebilmesi için çözüm bekleyen sorunlarımız biran evvel çözümlemelidir.   Sigorta mevzuatında yapılan değişiklikler, emekli aylıklarında kayıplara neden olan aylık hesaplama parametreleri olan aylık bağlama oranları ve primlerin güncellenme katsayılarında iyileştirmeler yapılmalıdır. Yüzde 35 olan alt sınır aylık bağlama oranı, 2000 öncesi dönemde olduğu gibi yüzde 70 olarak yeniden belirlenmelidir.” Dedi.

Ekmen sözlerinin devamında, “Emekli aylıklardaki kaybı önlemek için en az aylık ödemesi, asgari ücretle eşitlenmelidir. 2000 sonrası emekli olanların aylıklarındaki kayıplar ve farklılıklar giderek artmaktadır. 2000 sonrasında emekli olanlardan, prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı eşit olan emeklilere eşit aylık ödenmesi için “intibak” yapılmalıdır. 2000 sonrasında emekli olanların aylıklarındaki yetersizlikler nedeniyle “Seyyanen zam” yapılmalı, refahtan (milli gelir artışından) pay verilmelidir.” Dedi.

Ekmen şunları söyledi: “ Emeklilerimizden ilaç farkı ve bedelleri dahil hiçbir ad altında katkı payları alınmamalı.  Vergi iadesi karşılığı olarak ödenen yüzde 4-5 arasında değişen oranlar yetersiz kaldığından, ek ödeme oranı yüzde 10 olarak belirlenmeli. Evi olmayan emeklilerimize TOKİ tarafından daha fazla kontenjan ayrılmalı ve uygun ödeme koşuluyla konut sahibi olmalarına destek verilmelidir.” ŞEVKİ ASLAN

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *