Günümüzde çocukların internetteki faaliyetleri, dışarıdaki sosyal davranışları
kadar önemli hale geldi. Bu yüzden çocukların internette karşılaştıkları
bilgiler arasında yolunu bulmasına ve olumlu bir deneyim yaşamasına yardımcı
olmak kritik önem taşıyor.
İnternet kullanımı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013
yılında yüzde 50,8 iken 2021 yılında yüzde 82,7 oldu. İnternet kullanımı
cinsiyete göre incelendiğinde; 2013 yılında yüzde 53,7 olan erkek çocukların
İnternet kullanım oranının 2021 yılında yüzde 83,9'a, 2013 yılında yüzde 47,8
olan kız çocuklarının İnternet kullanım oranının ise 2021 yılında yüzde 81,5'e
yükseldiği görüldü.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Öğretim Üyesi Dr. Numan Turan, konuyla ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmede
bulundu.
"Özellikle velilerin dikkat etmesi gereken şey;
çocukların interneti hangi amaçla kullandığı, internetin içeriğinde takip
ettikleri şeyin neler olduğuna dikkat etmek gerekiyor."
İnternet kullanımı denildiğinde endişelendiğini, aslında
burada endişelendiren şeyin internet kullanımının kendisi değil çocuğun vaktini
nasıl harcadığı olduğunu belirten Turan, "Aslına bakarsanız çocuğun
internet kullanımıyla bilgiye erişimi kolaylaşıyor, dünyanın birçok yerindeki
akranlarıyla etkileşim içinde olabiliyor. Dolayısıyla endişe verici bir durum
olarak değil nimet olarak da değerlendirilebilir çünkü çocuklar bilgiye daha
kolay erişebilecek veya gelişmelerden daha kolay haberdar
olabilecek, yeni dünyaya daha iyi hazırlanabilecekler. Burada özellikle
velilerin dikkat etmesi gereken şey; çocukların interneti hangi amaçla
kullandığı, internetin içeriğinde takip ettikleri şeyin neler olduğuna dikkat
etmek gerekiyor. Bunun için velilerin gözetim altında tutmasını sağlayacak
envai çeşit program var. Çocuğun da bağımsızlığına, inisiyatifine zarar
vermeden çok fazla müdahil olmadan gözlemleyebileceği birçok program var, belki
bu programlar değerlendirilebilir. İnternet kullanımını kötü olarak
değerlendirmek doğru olmayacaktır." dedi.
"Velilere en büyük tavsiyem, çocuğunuza zaman
harcayın."
Turan, velilerin dikkat etmesi gereken hususlar hakkında şu
tavsiyelerde bulundu:
Öncelikle sağdan soldan geçerken doğrudan çocuğa müdahale
edilmemeli çünkü çocuk da bireyselliğini, bağımsızlığını geliştirmek, kendi
becerilerini keşfetmek istiyor ve günümüzde internet bunun önemli araçlarından
bir tanesidir çünkü çocuk internet kullanırken aslında cihaz da kullanıyor,
internet aslında oradaki bir ağ, çocuğa bazı şeylere ulaşım imkânı veren bir
ağdır. Dolayısıyla internetin kendisi zararlı değildir. Yandan, sağdan, soldan
geçerken bir göz ucuyla bakmak gerekiyor. Çocuk acaba ne ile ilgileniyor,
internet veya cihaz üzerindeyken ne ile meşgul oluyor. İkincisi, ne kadar zaman
harcıyor? Sabah kalkıp akşama kadar cihaz üzerindeyse, internet olmasa dahi
cihazla o kadar zaman harcamak çocuğun fiziksel, sosyal, akademik gelişimini
olumsuz etkileyecektir. Çocuğun herhangi bir aktivite ile bu kadar çok
ilgilenmesi (Bu bilimsel aktivite de olabilir.) sabahtan akşama kadar gelişim
çağında, özellikle erken dönemlerde çocuğun dünyayı ve çevresini tanımasını
isteriz. Çocuğun bilimsel derslerinde o kadar zaman harcaması bile olumlu
değerlendirilmeyebilir çünkü çocuğun oyuna da ihtiyacı vardır. Dolayısıyla ne
kadar zaman harcadığına bakmak gerekiyor. Üçüncüsü, çocuktaki değişimlere
bakmak gerekiyor. Veli; internette nasıl zaman harcadığını görmese dahi çocuğun
genel değişimini gözlemleyerek çocukta olumlu veya olumsuz bir duruma yönelik
herhangi bir gelişme var mı? Yok mu? Bunu gözlemleyebilir. Mesela bu değişimler
ne olabilir, çocuk olduğundan daha farklı davranıyorsa; örneğin, agresif
davranışlar gösteriyorsa veya derslerine gitmemeye başlamışsa, ders notları
düşmeye başlamışsa veli uzman yardımına başvurabilir. Dördüncüsü, genelde
velilere bunu tavsiye ediyorum; internet kullanımı çocuğun yaptığı yüz şeyden
bir tanesi ise onun dışında çocuk aslında birçok şey yapıyor. Aile içinde,
okulda, arkadaşlarıyla, televizyon başında, ödev başında geçirdiği zaman gibi
birçok şey yapıyor. Veli internete odaklanmaktan ziyade diğer alanlara
odaklanabilir. İnternet biraz fazla oluyor olabilir ama eksik kalan, velinin
şikâyet ettiği neler var. Burada velilere en büyük tavsiyem, çocuğunuza zaman
harcayın. Çocuğun ne yapmasını istiyorsunuz? Kitap okumasını mı, ders
çalışmasını mı istiyorsunuz? Bunun anahtar aktivitelerinden bir tanesi çocuğun
okumaya alışması, çocuğunuzla birlikte okuyun. Hem bu veliler için de iyi
olacaktır. Belki onlara da okuma alışkanlığını cesaretlendirici bir tavsiye olacaktır.
En büyük tavsiyem velinin çocuğuyla zaman harcamasıdır. Müze kartı alın, aylık
bir müzeye gidin. İlla ki mangal yapmaya gerek yok, İstanbul'un birçok yerinde
dışarı çıkarak gezilecek alanlar var. Genelde veliler AVM'leri tercih ediyorlar
ama onun dışında birçok çarşı, pazar, parklar bu tür yerler var burada birlikte
zaman harcayın. Bu özellikle erken yaşlarda daha önemlidir, lise öğrencisi daha
fazla bağımsız hareket etmek isteyecektir ama ilk ve ortaokul öğrencisi veliyle
zaman geçirmekten hoşlanacaktır. Bu aktiviteler esnasında da çocuk daha iyi
tanınabilir.
"Velinin amaçsal hareket etmesi gerekiyor."
Velinin çocuğunu dinlerken amaçsal dinlemesi gerektiğine
dikkat çeken Turan, "Çocuğun ilgisinin ve endişelerinin neler olduğunu,
hayatta yapmak istediği şeylerin neler olduğunu, veliden beklentilerinin neler
olduğunu… Bunu illaki sormaya gerek yok. Ne ile ilgileniyorsun diye sorduğunuz
zaman, bana bile sorsanız cevap vermekte zorlanırım ama çocuk cümle aralarında
bunları veliye verecektir. Velinin de bunlar üzerinden amaçsal hareket etmesi
gerekiyor. Belediyelerin, vakıf, dernek, kurumların ve devlete ait kurumların
organize ettiği gerek yaz okulları gerek hafta sonu programları olsun birçok
program var. Bunlar da araştırılabilir ve değerlendirilebilir. Çocuk bu
alanlara kanalize edilirse çocuğun daha zengin bir büyüme ortamına kavuşması
sağlanabilir." diye konuştu.
"Toplumun kendisinde şiddete tolerans gösterilmiyor
ise bir çocuğun da sırf oyun oynadığı için şiddete yönelme ihtimali
düşüktür."
Oyunun çok büyük bir sektör olduğunu, ülkemizde de son
yıllarda yayıldığına, oyunları tamamıyla kategorik bir şekilde zararlı diye
değerlendirmenin yanlış olacağını ifade eden Turan, "Oyunun içeriğine
bakmak gerekiyor. Burada da çocuğun çevresindeki ondan sorumlu yetişkinlerin
bilgi sahibi olması gerekiyor. Hangi oyun, içeriği nedir, ne kadar sürede
tamamlanıyor, çocuk bu oyunlar içerisinde diğer bireylerle etkileşim içerisine
giriyor mu? Girdiği bireyler yetişkin mi? Çocuğa herhangi bir telkinde
bulunuyorlar mı? Çocuğu herhangi bir yere yönlendiriyorlar mı? Veli, bu
oyunların ismini öğrendikten sonra bilgilerini internetten de temin edebilir.
Dolayısıyla oyunu ikiye ayırmak gerekiyor. Çocuğun gelişimine faydalı katkı
sağlayacak oyunlar; çocuğun problem çözmesine, strateji geliştirmesine veya
herhangi bir konuda bilgi sahibi olmasına fayda sağlayacak oyunlar. Bir de
şiddet içerikli, çocuğa telkinde bulunan örneğin git şurada şunu yap gibi
telkinde bulunan oyunlar diye değerlendirmek gerekiyor. Bu tür durumlarda da çok
panik olmamak gerekiyor. Çünkü bilimsel çalışmalarda özellikle şiddet içerikli
oyunların çocukları şiddete ittiğine dair birçok çalışma hipotez ortaya çıktı.
Bu konu ile ilgili birçok çalışma yapıldı. Geldiğimiz noktada bunun bir faydası
olduğunu söyleyemeyiz ama çocukta eğer bir şiddete eğilim gözlemliyorsak tüm
suçu da oyuna atamayız. Bir çocuk sadece oyun oynadığı için herhangi birisine
zarar vermeyecektir. Böyle bir ilişki iddia edemeyiz. Çocuğun belki oyun içinde
silahla tanışması veyahut da ona aşina olması, kanıksaması, bunun
normalleşmesi, başka bir insana zarar vermenin normalleşmesi bundan dolayı
şiddete eğilim olan bir bireyin o şiddeti harekete geçirmesi, hayata geçirmesi
kolaylaştırabilir. Onun dışında bir çocukta şiddet eğilimi gelişiyorsa, oyun
bir parçasıdır ama belki de oyun yüzde 5-10'dur. Çocuğun hayatında yaşanan
diğer şeylere bakmak gerekiyor. Çünkü burada şiddet içerikli bir oyun çocuğu
şiddete itiyor diyorsak, burada şunu varsayıyoruz; çocuk orada şiddet uygulayan
figürü model alıyor. Aslında bir varsayımda bulunuyoruz ama biz sahaya inerek
çocuk kimi model alıyor diye baktığımızda çocuğun özdeşleşmek istediği
figürlerin model aldığını gözlemliyoruz. Oyunlardan ziyade dizilerin daha fazla
etkisi olabilir. Oyunlardaki karakterler genelde gerçek hayatta olmayan
karakterdirler ama dizideki bir ünlü, model figür daha çok çocuğun olmak
istediği hayatın içinde daha kolay bulabileceği figürler, karakterlerdir. Daha
da önemlisi çocuğun birebir çevresindeki insanlardır. Örneğin; akranları, anne,
baba, amca, dayı, komşu bu insanlarda şiddet yok ise ve toplumun kendisinde
şiddete tolerans gösterilmiyor ise bir çocuğunda sırf oyun oynadığı için
şiddete yönelme ihtimali düşüktür. Söylediklerim; şiddet içerikli oyunlar
faydalıdır anlamına da gelmiyor. Burada şuna dikkat etmemiz gerekir. Çocuğun
oynadığı oyunlarda, izlediği dizilerde ve filmlerde, okuduğu romanlarda;
bilimin, girişimciliğin, liderliğin, topluma faydalı olmanın konu olarak
işlenmesini isteriz. Çocuktaki beyin yapısının bu şekilde gelişmesini isteriz.
Buna odaklanmak gerekiyor. Oyunun bir parçası diğer alanlarda ne oluyor buna
odaklanmak lazım. Oyundan başka çocuk nelere maruz kalıyor buna odaklanmak
lazım." şeklinde konuştu.
"İlgi alanlarını güçlendirmek, diğer alanlara
yönelik isteğini güçlendirmek daha akıllıca bir strateji olacaktır."
Sadece çocuklar için değil yetişkin insanlarında sosyal
medyalarda geçirdiği vaktin endişelendirici olduğunun altını çizen Turan,
"Çocukla çatışmaya girmektense ona alternatifler üretmek, zenginleştirmek gerekiyor.
Özellikle ergenlerle, genç yetişkinlerle; 'sen bunu bırak oynamayacaksın
artık', cihazı elinden almak gibi eylemler ailedeki çatışmaya daha çok hizmet
edecektir ve kalıcı da olmayacaktır. Onun için çocukla veya bireyle kurduğumuz
etkileşim alanlarını zenginleştirmek, çeşitlendirmek gerekiyor. İlgi alanlarını
güçlendirmek, diğer alanlara yönelik isteğini güçlendirmek daha akıllıca bir
strateji olacaktır. Çözüm daha geç olacaktır; çocuktan cihazı almak, yasaklamak
çok daha kolay ama kalıcı bir çözüm üretmeyecektir. Diğer faydalı alanlara
ilgisini arttırmak daha uzun sürede sonuç verecektir ama kalıcı sonuç
verecektir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
0 yorum