image


HÜDA PAR, faiz indirimlerinin faizsiz bir ekonomi modeli için önemli olduğunu ancak, ekonomi yönetiminin faizi düşürme sürecinde piyasanın ihtiyaç ve beklentilerini karşılama hususunda da güçlü bir irade ortaya koyması gerektiğini vurguladı. HÜDA PAR'dan yapılan yazılı açıklamada, yükselen faizler, tırmanışa geçen döviz kuru ve artan enflasyonun, halkın günlük yaşamını çileye dönüştürürken ekonomik sıkıntıları tetikleyen döviz – faiz ilişkisinin seyrinin tartışma konusu olduğu belirtildi.

"FAİZ İNDİRİMİNE KARŞI KOPARILAN FIRTINAYI İBRETLE İZLİYORUZ"

Bu ilişkinin yönetilememesinin, ülkeye çok pahalıya mal olacağına dikkat çekilen açıklamada, "İlkin hareketlenen döviz kuruna karşı, faizlerin artırılmasını dayatan bir lobicilik faaliyeti ortaya çıktı. Yükseltilen faiz oranlarına rağmen dövizdeki tırmanış daha da hızlandı. Faiz oranlarının düşürülmesiyle birlikte aynı lobicilik faaliyetleri tekrar ortaya çıktı. Bir puanlık faiz indirimine karşı koparılan fırtınayı ve bu fırtınayı koparanları ibretle izliyoruz." denildi. Dövizin önlenemeyen yükselişinin, Türkiye’de anında etkisini gösterdiği, tüm ürünlerde etiketlerin hemen değiştiğinin ifade edildiği açıklamada, "Dışa bağımlı bir ekonomik sistemde rezervler de yetersiz olunca spekülatif bir silaha dönüşen dövize karşı, ekonomi tamamen savunmasız hale gelmektedir. Başta rezerv sorunu olmak üzere müdahale edilebilecek finansal araçların yetersizliği, kur artışlarını kolaylaştırırken oluşturduğu hayat pahalılığı her gün ileri bir safhaya taşımaktadır. Ekonominin hızla büyümesi ile ihracatta rekorların kırılmasının ekonomiye yansımayarak dövizi dizginlememesi üzerinde ciddi olarak düşünülmelidir. Bunun faturası en çok fakir fukaraya çıkmakta, sabit ve dar gelirliler için hayat şartlarını giderek daha fazla zorlaştırmaktadır." ifadelerine yer verildi.

"FAİZ İNDİRİMİ ÖNEMLİ BİR ADIM"

Merkez Bankasının (MB) faiz indirimi kararına değinilen açıklamada, "MB’nin faizi 100 baz puan düşürmesi, faizsiz bir ekonomi modeline ulaşma anlamında önemli bir adımdır. Ancak ekonomi yönetiminin faizi düşürme sürecinde piyasanın ihtiyaç ve beklentilerini karşılama hususunda da güçlü bir irade ortaya koyması lazımdır. Sermayenin bankalardan kurtarılması yeterli değildir. Bu sermayenin dövize dönüşmesinin veya yurt dışına çıkışının önlenerek piyasaya etkin yatırım ve istihdam olarak kazandırılması da zorunludur. MB, fiyat istikrarını sağlama görevini mutlaka yerine getirmeli, arz ve talep dengesinin bozulmasına engel olmalıdır. Ekonomik kazanımların zarar görmesine seyirci kalmak halka büyük haksızlıktır. Kamuoyuna güven verme, kamuoyunu yönlendirme ve yönetme konusunda gerekli adımların atılmaması kabul edilemez. Piyasa, spekülasyonlara karşı mutlaka korunmalıdır." denildi.

“İSTİHDAMDAKİ ARTIŞ KALICI HALE GETİRİLMELİDİR”

İşgücü istatistiklerine göre istihdamda gözle görülür bir artışın söz konusu olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Özellikle ihracat rakamlarının iyi gelmesi ve dış talepteki artış bunu beslemektedir. Ancak bu durumun kalıcı hale gelmesi için ilave tedbirlere ihtiyaç vardır. Kur, faiz ve enflasyon girdabına teslim olmadan istihdam daha fazla desteklenmelidir. Bugün ekonominin mevcut darboğazdan çıkmasının yolu etkin yatırımlarla istihdamı artırmaktır. Bu süreçte yerli üretim potansiyelinin artırılmasına odaklanılmalı, bu yöndeki yatırımlara ve ihracatı artırıcı her türlü teşebbüse faizsiz kaynak aktarımı sağlanmalıdır. Bu durum ekonominin, millî gelirin ve istihdamın büyümesine vesile olacaktır." diye belirtildi. HABER MERKEZİ

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *