image

Basın Kartı Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ve yenilenme süreci, yüzlerce gazeteciyi mağdur etti. Yenileme sürecinde aylarca bekletilen birçok gazetecinin kartları iptal edilirken bir kısmının ise iki yıldır askıda bekletiliyor.
Basın Kartı Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik ve yenilenme süreci birçok gazetecinin mağduriyet yaşamasına yol açarken gazetecilerden bazılarının kartlarının iptal edilmesi, bazılarının ise basın kartlarının iki yıl bekletilmesene anlam verilemiyor.
Eskiden sarı, şimdilerde ise turkuaz olan basın kartları, basın toplantılarına ve görüşmelere giderken gazeteciler için büyük önem arz ediyor. Yıllardır bu mesleği icra eden gazeteciler, İletişim Başkanlığına "Basın kartları neden verilmiyor?" diye soruyor.
Basın emekçilerinin yaşadığı mağduriyetleri değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan, "Basın-medya yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak kabul edilir. Basının bilgilendirme ve eğitme gibi sorumlulukları vardır. Bağımsız basının, gazeteciliğin ülkeye katkısı çok büyüktür. Ülkenin şeffaf, adil ve doğru yönetildiğinin denetimini aslında basın yapar, gazeteciler yapar. Basın mensupları meslekleri icabınca toplum adına toplumu denetleyen kamu denetçileri konumundadırlar. Halkın, toplumun ilişki kurmada güçlük çektiği durumlarda bile bunu kolaylaştıran yine basın mensuplarıdır, gazetecilerdir. Bu kapsamda basın özgürlüğü çok önemlidir. Tarafgirliğe zorlanan ve bunu kabullenen basının ülkeye, ülkenin geleceğine müspet manada sunacağı bir katkısı olamayacaktır. Hakları teslim edilen basının olduğu yerde özgürlük, özgürlüğün olduğu yerde de tarafsız basın vardır. Tabi bu özgürlük, mahremiyetleri tanımayan ve ahlak cellatlığı rolüne soyunan şeklinde bir özgürlük olarak anlaşılmamalıdır.” dedi.
"GAZETECİLERE TANINAN HAKLAR TÜRLÜ BAHANELERLE ELLERİNDEN ALINMAMALI"
Aslan, “Gazetecilerin, basın mensuplarının gerçek manada bu görevlerini ifa etmeleri adına onların baskı ve dayatmalardan azade şekilde görevlerini yürütmelerine olanak sağlanmalıdır. Bu minvalde kendilerine tanınan haklar türlü bahanelerle ellerinden alınmamalı, mesleklerine halel getirecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Bu anlamda gazetecilere meslekî şartları yerine getirdikleri takdirde tevdi edilen basın kartları, bir meslek hakkıdır. Mesleki şartların ıskatı dışında çıkarılan çeşitli bahanelerle onları hak ettikleri bu tanımlayıcı kimlikten mahrum bırakmak, basın özgürlüğü önündeki bir engel olmakla beraber, hak gaspı olarak da değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
"ADALET VE HUKUK İLKELERİYLE AÇIKLANAMAZ"
Hak ihlallerinin önüne geçilerek basın mensuplarının kartlarının ivedilikle teslim edilmesi gerektiğinin altını çizen Aslan, son olarak şunları dile getirdi:  “Özellikle kimi gazetecilerin ‘eski Türkiye’ şartlarında aldıkları hukuksuz mahkûmiyetlerle bugün kimlik gaspıyla tekrardan adeta cezalandırılmaları kabul edilemez. Bir insanı, 20-30 yıl önce düştüğü karakol veya uğradığı mahkeme üzerinden hala cezalandırmaya kalkışmak adalet ve hukuk ilkeleriyle açıklanamaz. Yönetmelikmiş, genelgeymiş... Bunların hiçbiri, kişi hak ve özgürlükleri ile bireyin insani haklarını savunan kanun ve yasaların üzerinde olamaz. Dahası kısıtlamalar uluslararası hukukla da izah edilemez. İşin garip tarafı, edindiğimiz bilgilere göre, mahkemelerin ‘Memnu hakların iadesi’ kararlarına rağmen keyfi yönetmelikler esas ve üstün kabul edilerek söz konusu hak gaspı devam ettirilmektedir. Bunlar doğru şeyler değildir. HÜDA PAR olarak şunun altını çizerek ifade etmek isteriz ki; basın mensuplarının basın kartları, kimi yönetmelik ve genelgeler gerekçe gösterilerek iptal edilemez, edilmemelidir. Hiçbir yönetmelik; kanun ve yasaların üstünde tutularak insanların ‘hak edişleri’nin önünde engel gerekçesi olarak görülmemelidir. Yanlışta ısrarın anlamı yoktur. Mesleki şartları yerine getiren gazetecilerin, basın mensuplarının basın kartları ivedilikle verilmelidir.” İLKHA

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *