image

Depremler için yeterince önlem alınmadığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Türkiye'nin nüfusunun yüzde 95'i deprem kuşakları üzerinde yaşamaktadır. Sanayi tesislerinin ise yüzde 75'i bu kuşaklar üzerine kurulmuş durumdadır. Elazığ, Malatya ve İzmir depremlerinde olduğu gibi 6 büyüklüğünde bir deprem dahi büyük zararlara yol açan bir afete dönüşebilmektedir. Nüfusun yoğun olduğu, ekonomi ile sanayinin merkezi Marmara Bölgesi'nde 21 yıl önce meydana gelen Gölcük depremi tecrübesine ve beklenen depremin Türkiye'nin en stratejik bölgesinde olacağı bilinmesine rağmen yeterli önlemin alınamamış olmasının izahı yoktur. 21 yıl kaybedildi ama o kadar zamanımız kalmamış olabilir. Muhtemel depremler için hâlâ savunmasız durumdayız. Ne İstanbul ne de ülkenin geri kalanı için ciddi bir hazırlık söz konusu değildir. Daha fazla canımızı yitirmemek için harekete geçilmelidir. Tüm ülkeyi depremlere yeterince hazırlamak hükümetin öncelikli meselesi olmalıdır.” dedi.

Depremler öncesi gerekli analizlerin yapılması çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “Risk analizleri tamamlanmalı, dayanıksız yapıların güçlendirilmesi ve tehlike arz eden binaların yeniden yapılması süreci hızlandırılmalıdır. Devlet desteğinin olmaması, dar gelirli insanımızı deprem karşısında çaresiz bırakmaktadır. Toplanan deprem vergileri çürük binalarda yaşayan yoksul insanlar için harcanmalıdır. Zayıf binalar tespit edilerek güçlendirilmeli veya devlet tarafından yeniden inşa edilmek üzere yıkılmalıdır. Vatandaşın canını öncelemeyen politikalara son verilmelidir. Kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olan imar affı ile ruhsat verilen binalar mutlaka ciddi bir denetimden geçirilmelidir. Kentsel ve Kırsal dönüşüm projeleri ülkenin tamamına yayılarak mümkün olan en kısa zamanda tamamlanmalıdır. İhmal nedeniyle bundan sonra yaşanacak can kayıplarından devletin sorumlu olacağı bilinmelidir.”

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *