image

Partisinin İstanbul 3'üncü Olağan Kongresinde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Türkiye'de yaşayan herkesi Türk sayan bir anlayışın olduğunu belirterek bunun kaldırılıp kapsayıcı bir tanımın yapılması gerektiğini vurguladı.

Ülkede yaşayan Türkler, Kürtler, Araplar ve diğer kavimlerin yüzyıllarca kardeşçe yaşadıkları ifade eden Sağlam, "Halkları bir arada tutan inanç birliği yerine İslam’a düşmanlık şeklinde uygulanan laiklik ve Türk milliyetçiliğine dönüldüğünden beri bu ülke rahat yüzü görmedi. Vatandaşların bir kısmı diğerine düşman olarak gösterildi. Ülkenin kaynakları heder edildi, yüzbinlerce insanı kaybettik. Red ve inkâr siyasetinin bir tsunami gibi ülkeyi felaketlere sürüklediği görülmesine rağmen bu anlayış terkedilmemektedir. Ülkenin kuruluşunda, verilen mücadelede ve zaferde buralarda yaşayan tüm kavimlerin kanı ve teri vardır. Kürtler binlerce yıldır bu topraklarda diliyle, kültürüyle yaşamaktadırlar. Özellikle İslam’la tanıştıktan sonra alim ve bilim adamlarıyla İslam ümmetinde mümtaz bir yere oturmuştur." dedi.

İnsanların ana diliyle konuşması, eğitim alması ve kendini ifade etmesinin temel insan hakların başında geldiğini vurgulayan Sağlam, "Onlarca yıldır bu ülkenin dörtte birinin konuştuğu lisanı, bilinmeyen dil olarak tanımlanmakta, kendisi yok sayılmaktadır. Tarih kitaplarından Kürt ismi, silinmekte, Kültürel etkinliklere yasaklar getirilmektedir. Hâlbuki mevcut iktidarın ilk yıllarında Kürt meselesinde ciddi adımlar atılmış, bu sorunun tamamen gündemden düşmesi konusunda da bir ümit oluşmuştu. Ne yazık ki birkaç seneden beri Kürt meselesinde yeniden inkârcı, yasaklayıcı günlere geri dönme izlenimi vermektedir. Gelinen aşamadan sonra eski yasakçı ve inkârcı söylem ve yöntemlere dönülmesi ülkeyi daha büyük kaosa sürükleyecektir."

Sağlam, şöyle devam etti: Çözüm süreci denilen günlerde en temel insan haklarının silahlı örgütlerle müzakere masasına yatırılmasının yanlış olduğunu, temel insan haklarının hiçbir şarta bağlanmadan mutlaka verilmesi gerektiğini ısrarla dile getirdik. Temel insan hakları silahlı örgütlerle pazarlık konusu yapılırsa silahlı propagandayı meşru hale getirir. Silahlı örgütlerle ancak silahlarını bırakmayı konuşursunuz. Bir halkın en temel haklarını örgütlerle masaya yatırırsanız onları tüm halkın temsilcisi yapmış olursunuz. Ve onların 'ben haklarınızı silahlı mücadele ile aldım' propagandası yapmasına fırsat verirsiniz. Neticede Kürt halkının kabul edeceği hiçbir ideolojisi ve kutsalı olmayan, tek yaşam kaynağı silah olan örgüt tıynetini gösterdi. Bu arada 6-8 Ekim olayları, çukur olayları ve bombalamaları yaşadık.”

"ÜLKEDE YAŞAYAN HERKESİ TÜRK SAYAN ANLAYIŞI KALDIRILMALI"

Sağlam, "Bu tecrübenin ülkeye ve millete bedeli çok ağır oldu. Bundan gerekli dersler çıkarılmalıdır. Kırk yıldır silahlı bir çete ülkede yaşayan Kürtlere; 'sizin insani ve kültürel haklarınızı silahla alacağız demektedir.' Bu konuda yapılan iyileştirmeleri de silahlı mücadele ile elde ettiklerini dile getirmektedir. Bu iddia doğru değilse şimdi tam zamanıdır. Bir müddettir ülkede nispi bir sükûnet var.  Bu gün Kürtlerin temel hakları konusunda atılacak bir adımı hiç kimse silahlı çetelerin başarısı olarak gösteremez. Örgütün silahlı gücü belki hiç olmadığı kadar kırılmıştır. Şimdi atılacak bir adım ülkeye huzuru ve kardeşliği geri getirecektir. Vatandaşların hayal kurduğu, rüya gördüğü dil ile eğitim alması en tabii insan haklarındandır. Çok dillilik dünyanın hiçbir yerinde ayrıştırıcı etki yapmamıştır. Anayasada vatandaşlık tanımında yapılacak bir değişiklik sorunu büyük oranda çözecektir. Ülkede yaşayan herkesi Türk sayan anlayışı kaldırıp hangi kavimden olursa olsun kendisini bulacağı bir vatandaşlık tanımının getirilmesi ile bu işe başlanabilir." ifadelerini kullandı. İLKHA

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *