Bir yerden emir almışçasına
Türkiye'nin birçok yerinde sokak ortasında tesettürlü bayanlara yönelik taciz
ve saldırıların artması büyük endişelere sebebiyet veriyor.
Toplumsal barışı tehdit eden bu
saldırıların artması, saldırganların fütursuzca davranmaları '28 Şubat tekrar
hortluyor mu?' Sorusunu akıllara getirdi. Laikçi, Kemalist kimlikleriyle ön
plana çıkan ve bazı karanlık güçler tarafından korunan kişilerin İslami kimliğe
bağnazca saldırmalarının kabul edilemez olduğunu söyleyen Batmanlılar,
saldırganların caydırıcı cezalara çarptırılmaları gerektiğini vurguladı.
Tesettür başta olmak üzere İslami
kimliğin güvence altına alınması çağrısında bulunan Batman halkı, anayasal
güvence istedi.
Başörtüye yapılan saldırıların
utanç verici olduğunu belirten Hacı Laçin, "İnancından dolayı insanlar
hakaret görüyorsa, linç ediliyor veya saldırıya uğruyorsa bu büyük bir ayıptır,
yanlışlıktır. Kimse inancından dolayı kınanmamalı, hor görülmemelidir. Başörtü
takan kadınlara saygı gösterilmesi lazım. Kendine istemediğin bir şeyi
başkasına da istememelisin. Onun için başörtü saldırılarını kınıyoruz, hoş
görmüyoruz. Böyle şeyler ülkemize, milletimize yakışmaz. Müslüman olan bir
ülkenin insanları bunu yapmamalıdır. Saldırıları yapanların üzerinde durulması
lazım. Saldırıyı yapanların yakalanması lazım. Gücü nerden aldıkları
sorgulanmalıdır. Bu devletin işidir." dedi.
"SALDIRILAR CEZASIZ
KALMAMALI"
Tesettürün güvence altına
alınmasını isteyen Ahmet Zariç, "Son dönemlerde Türkiye'nin bazı illerinde
tesettüre olan düşmanlığı bariz bir şekilde görüyoruz. Bu saldırıları esefle
kınıyoruz. Bunun altında yatan temel unsur da Kemalist ve Laik zihniyettir.
Hükümetten talebimiz, tesettürü yasal güvence altına almasıdır. Aksi takdirde
her zaman istemediğimiz görüntüler olacaktır. Tesettüre olan saldırılar cezasız
kalınmamalıdır. Yoksa her zaman saldırılar olacaktır. Bu yüzden kanunen bunlara
ceza verilmelidir. Çarşı-pazarda tesettürlü bayanlara hem sözlü hem de fiili
saldırıda bulunabiliyorlar. Bu cesareti, ceza almamalarından alıyorlar."
diye konuştu.
"BU SALDIRILAR
ENGELLENMELİ"
Başörtüye yapılan saldırıları
kınadıklarını ifade eden Sinan İren ise şunları söyledi:"Başörtülülere
yapılan saldırıları lanetliyoruz. Saldırılar ne Müslümanlığa ne de insanlığa
sığıyor. Saldırıyı yapanlar birer oyuncudur. Bu tür insanları kullanarak
Müslümanların üzerine salıyorlar. Bu saldırılar biz Müslümanların hoşuna
gitmiyor. Buradan devlete sesleniyoruz, bu saldırılara bir çözüm yolu bulsun.
Bu saldırıların engellenmesi gerekir. Başörtüsü yasal güvence altına
alınmalıdır."
"SALDIRILAR İSLAM'A
TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN GÖSTERGESİ"
Saldırıların önünün alınması
gerektiğini vurgulayan Şirin Işık, "Saldırıları İslam'a bir tahammülsüzlük
olarak görüyorum. Bunun önünün alınması için hükümetin cezai müeyyideleri
artırması lazım. Hükümetin ivedilikle başörtüsünü yasal güvence altına alması
lazım. Yoksa bu tür saldırılar daha çok olacaktır. Saldırıların artmasından
endişe ediyoruz. Bu tür saldırılar toplumu ayrıştırıcı sebeplerdir. Saldırıyı
yapanların tecrit edilmesi lazım ki kimse bir daha böyle bir şeye kalkışmasın.
Bu tür saldırıların son bulmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"HİÇ KİMSE BU HAKKA SAHİP
DEĞİLDİR"
İnanca yönelik saldırılara karşı tedbirlerin alınıp saldırılara giden
yolların kapatılması gerektiğini söyleyen gazeteci Muhyeddin Beyca da şunları
kaydetti: "Son zamanlarda tesettürlü bayanlara yapılan saldırıları
hayretle izliyoruz. Bu yakışıksız hareketler bizleri çok üzmektedir. Nitekim
insanların dini, inancı kendisidir. Bir insanın inancına, tesettürüne, giyimine
karışılması 'ben seni istemiyorum' demektir. Hiç kimse de bu hakka sahip
değildir. Dini hassasiyetlerin anayasal düzenlemeyle güvence altına alınması
gerekiyor." AHMET
KÖLGE
0 yorum