Gür, yaptığı açıklamada, ABD'den sonra Rusya ile yapılan mutabakatın Barış Pınarı Hareķatı'nın hedeflediği askeri ve siyasi neticelerinin taraf ülkelerin de onaylarıyla teminat altına altına alındığını söyledi.
"Türkiye'nin
haklılığı uluslararası toplumun önünde ABD ve Rusya tarafından da kabul
edilmiştir." diyen Gür, şöyle devam etti:
"Sınırlarımızın
güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü hem sahada hem de masada garanti
altına alınmıştır. Soçi Mutabakatı, güçlü liderlikle sağlanan yeni bir
diplomatik başarıdır. Güvenli bölge ve siyasi çözüm arayışı mülteci
kardeşlerimizin gönüllü dönüşünü de kolaylaştıracaktır."
ABD ve Rusya'dan
istediğini alabilmenin büyük ve güçlü devletlerin işi olduğunu ifade eden Gür,
şöyle konuştu:
"Bir hafta
içinde dünyanın iki süper gücünün imzasını belgeler altına attırmak ancak ve
ancak bir gücün eseri olabilir. O güç, haklı olmak ve hakkına sahip çıkmaktan
gelir. Bu da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tartışılmaz
liderliği demektir. Öte yandan PKK/YPG terör örgütünün güvenli bölgeden
çekilmesi gerektiğini küresel emperyal güçlerin kabul etmesi ve çekilmenin
başlaması, söz konusu terör örgütünün Türkiye’ye karşı yıllardır yürüttüğü
terör eylemlerini, mefhumu muhalifinden hareketle, kimin ve niçin yaptığının
aslında emperyal güçlere hizmet ettiğinin de tescili niteliğindedir. Türkiye,
başından beri Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğini
büyük bir kararlılıkla belirtmiş ve bu dik duruşunu sonuna kadar koruyarak hem
sahada hem masada sonuca ulaşmıştır. Bu mutabakatların, memleketimize,
milletimize ve dünyaya hayırlar getirmesini, Suriye'nin istikrara kavuşmasına
ve iç barışına katkı sunmasını diliyorum." HABER MERKEZİ
0 yorum