36,7874
34,1814
2.916,60
Tv100 kanalında Erdoğan Aktaş'ın moderatörlüğünde Eşit Ağırlık programında çözüm süreci ve Türkiye'deki son gelişmeler tartışıldı. Ersan Şen, Savcı Sayan, Barış Yarkadaş, Mehmet Emin Ekmen, Ali Turan, Mustafa Ertekin’in konuk olduğu programa Mehmet Emin Ekmen ile Ersan şen arasında yaşanan tartışma damga vurdu.
Şen’in sürekli konuşmasını sabote etmeye çalışmasına ve “Kürt sorunu diye bir şey yok. Mecliste ülkeyi bölmeye çalışan partiler var. Türk milletini Türklüğü ırka indiriyorsun, etnik kökene indiriyorsun hocam! Senle biz nasıl anlaşacağız, ne dediğini bilmiyorsun!” şeklindeki sözlerine sinirlenen eski Batman Milletvekili ve şu an Deva Partisi Mersin Milletvekili olan Mehmet Emin Ekmen “Burası üniversite salonu değil. Saygılı ol haddini bil. Yüzlerce kişiyi öldüren müteahhitlerden aldığın milyon dolarların hesabını ver. Avukatlığını yaptığın mafyaların hesabını ver, uyuşturucu çetelerinin hesabını ver. Allah'tan kork” diye çıkıştı.
Program sunucusu Erdoğan Aktaş’ın “Özellikle bu yeni süreç tartışmaları başladığında hep Kürtlerin sorunu var ama Kürt sorunu yok, denildi. Sizce onu nasıl tanımlarsınız? Bölgeyi de iyi bilen bir insan olarak Kürt sorunu var mıdır yok mudur? Ya da bir tanım üzerinden mi gidilmeli? Ne dersiniz?” şeklindeki soruya Ekmen’in cevabı şu şekilde oldu.
“Şimdi burada Kürt meselesi, Kürt sorunu veya Kürtlerin meselesi gibi başlıklara bakmadan tarihsel geçmişe şöyle bir bakmak lazım. Bazı meseleler de çok kolay bir şekilde PKK terör örgütü ve Kürt seçmen siyaseti yapan HDP üzerinden hemen hüküm edilebiliyor. İzleyicilerimiz bilir, konuklarımız da tanır; ömrümüz başka siyasi partilerde görev alarak vatandaşa "HDP’ye değil bize oy verin" demekle geçti. Ve yine devlet kayıtlarıyla tespit edilmiş bir şekilde, resmi polis korumasına ihtiyaç duyulan bir tehdit altında yaşadığımız günler, dönemler oldu. Dolayısıyla bu sözlerimin serinkanlı bir şekilde dinlenmesini istirham ederim. Kürt sorunu ya da Kürtlerin sorunu var mıdır yok mudur? Bence şöyle iki ölçek belirleyebiliriz: Bir, devlete ve devletin uygulamalarına bakarak bir şey olup olmadığını anlayabiliriz; iki, kendisini Kürt olarak ifade eden vatandaşların maruz kaldığı uygulamalar ve hissiyat üzerinden yapabiliriz.”
“Devletimiz 1923 yılında kurulmuş, PKK ise 1978 yılında kurulmuş ve 1984 yılında ilk terör eylemini yapmıştır. PKK kurulduktan 43 yıl önce, ilk terör eyleminden 49 yıl önce, Atatürk'ün talimatıyla dönemin başbakanı İsmet İnönü Samsun'dan yola çıkıp doğuya doğru il il gezerek bir rapor hazırlıyor. Bu rapor, devlet arşivlerinde mevcut olup Kürt vatandaşları ve sosyolojisi üzerine yapılmış bir değerlendirme raporudur. Eğer Kürtlerle ilgili başka bir başlık yoksa, İsmet İnönü ve Atatürk buna neden ihtiyaç duymuş olabilir ki? 1921 Anayasası, Lozan’da Türk vatandaşları ile ilgili dil hususundaki maddeler gibi geçmişte yaşanan birçok yasağı biliyoruz. Bir dönem sokakta Kürtçe konuşmak yasaklandı, bu da 1991 yılında rahmetli Özal tarafından kaldırıldı. Devlet kayıtlarına bakıyoruz; PKK'nın ilk silahlı eylemini yapmasından 17 yıl önce, 61 darbesi sonrası 49’lar diye bilinen bir grup Kürt aydın yargılanmış. Ellerinde silah dahi yok, yalnızca birkaç kelam, mektup veya telgraf yayınlamışlar. Sivas kampı olayları gibi devletin Kürtlerle ilgili gündem belirleyip kendince politika güttüğünü görüyoruz. Demek ki devletin merkez politikalarının dışında kalan bir toplumsal sosyoloji var. Bu, İsmet İnönü’den Turgut Özal’a, Özal’dan Erdoğan’a kadar birçok iktidarın programına girmiş bir konu. Eğer sorun yoksa devlet neden bu kadar belge üretmiş?”
“Kürt sorunu yoktur diyebilirsiniz ama Kürtlerin sorunları var. Mesela, Kürtlerin başına bela geldiğinde, Diyarbakır'dan, Ağrı'dan, Mardin'den, Duhok veya Erbil'e değil, Ankara, İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlere gelir. Kürtler, sorunlarının çözüm merkezi olarak Ankara’yı görmektedir. PKK hendek savaşına girdiğinde, Kürtlerin gözünün hâlâ Türkiye’de, Türkiye’nin merkezinde olduğuna dair birçok örnek vardır. Bu, devletin kayıtlarında da böyle; Kürtlerin hissettiği boyutuyla da böyle. Kürt meselesinin çözümü için bireysel hakları savunan bir politika ve anayasal düzenlemeler geliştirilmesi gerekir. Sayın Bahçeli'nin son konuşmasında "bireysel haklara açık, kolektif haklara kapalı" şeklindeki açıklamaları önemli bir gelişmedir. Bu bağlamda kolektif değil, bireysel hakların güçlendirilmiş yerel yönetimler çerçevesinde tüm vatandaşlara sunulması gerektiğini düşünüyorum.”
Moderatör Aktaş’ın “Fakat sizin de az önce altını çizdiğiniz konuya Hoca ısrarla böyle bir sorun yoktur ama insanların sorunları vardır şeklinde özetlenebilecek bir yaklaşım getirdi. Ne diyorsunuz?” şeklindeki sorusuna Ekmen “Rahmetli Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’e Almanya'da bir gazeteci sorar Türkiye'de Kürtlere kötü davrandığınız iddia ediliyor. Kendisi de cevaben 'Kürtlere kötü davranıyoruz da Türklere iyi mi davranıyoruz' diye cevap verir. Evet birçok problemde Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 milyon vatandaşı eşitlenmiş ama bu, bir Alevinin, bir gayrimüslimin, bir dindarın, bir Kürdün geçmişte ya da bugün ayrıca da başka bir sorun yaşamadığı anlamına gelmez.” Dedi.
Konuşmanın bu bölümünde sürekli araya girip laf atmaya çalışan Ersan şen’in tahriklerine dayanamayan Ekmen sert çıkıştı “Burası üniversite değil, burası konuştuğunuz salon değil. Haddini bil hocam, burası üniversite değil. haddini bil!” şeklinde çıkıştı.
“Özerklik ve federasyonu savunan siyasi partiler var, benim önüme getirip de söyleyemiyorsunuz öyle mi? Türk milletini Türklüğü ırka indiriyorsun, etnik kökene indiriyorsun.Senle biz nasıl anlaşacağız, ne dediğini bilmiyorsun!” şeklindeki sözleri üzerine daha da sinirlenen Ekmen “Yüzlerce kişinin ölümüne sebep olanlara bak, savunduğun mafya grupların, çetelerin, uyuşturucu çetelerinin hesabını ver, tepedekilerin hesaplarını ver. Allah'tan kork, Allah'tan kork” Dedi.
Şen’in “Türkiye’yi bölmeye çalışıyorlar. Eyaletlere parçalamaya çalışıyorlar Türkiye’yi bölemeyeceksiniz” şeklindeki sözlerine Ekmen “Bak İspanya'da 17 özerk bölge var. Belçika'da üç resmi dil var, altı özerk bölge var. Fransa'da 26 özerk bölge var. Almanya'da 16 eyalet var. Bak, söyleyeyim, hocanın haddi değil." Dedi.
MURAT ORHAN
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.