36,6004
35,0722
2.948,40
Türkiye’de yıllardır kanayan bir yara olan ve devlet ile milletin arasında yapay bir duvara dönüşen Kürt Meselesi ile ilgili son günlerde hükümet temsilcileri ve siyasilerden gelen olumlu açıklamalar sonrası vatandaşlar, toplumsal normalleşme için umutlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin meclis grubunda sarf ettiği sözlerin hükümet temsilcileri tarafından desteklenmesini olumlu bulan vatandaşlar, bu açıklamaların pratiğe dönüştürülerek toplumsal mutabakatın bir an önce gerçekleşmesini istediler.
Toplumsal bir uzlaşının ancak gerçekçi adımlarla sağlanabileceğini belirten Batmanlılar, yapılan açıklamaların samimi bir şekilde altının doldurulması gerektiğini ifade ettiler.
“Gerçekçi olursa memnuniyet verici bir şeydir”
Yapılan açıklamalardan umutlandıklarını söyleyen Abdulbasir Yüknü isimli vatandaş, “Siyasilerden gelen açıklamalar gerçekçi olursa memnuniyet verici bir şeydir ama acaba ne kadar gerçekçidir. Bunu bilemiyoruz. Sonraki günlerde ancak bunu görebiliriz. Hepimizin dileği olumlu bir dönemin başlamasıdır. İnşallah her iki tarafta da olumlu ve karşılıklı bir şekilde anlaşma olur ve bu husumet aramızdan kalkar” ifadelerini kullandı.
Atılan adımların çözüm için bir umut doğurduğunu ve Ortadoğu’da pervasız bir şekilde saldırgan bir tutum ortaya koyan İsrail tehlikesi karşısında birliğin sağlanması gerektiğini vurgulayan Mehmet Çağrı isimli vatandaş ise, “Şu anda umut verici olaylar oluyor. Biz dinimiz gereği ayrılıkçı değiliz. Biz Ümmet kardeşliğini istiyoruz, susamış bir insanın suya hasreti gibi barış istiyoruz. İslam ülkeleri coğrafyasında, Filistin'de Müslüman kardeşlerimiz zulüm altında inerken ve her gün bir yere saldıran bu zalim İsrailliler varken, bir olmanın zamanıdır. Kardeşçe yaşamayı arzuluyoruz, bunu canı gönülden istiyoruz” dedi.
“Çözüm için doğru adımlar atılmalı”
Diğer taraftan süreçten umutsuz olan vatandaşlar da var. Daha önce benzer sözlerin söylendiğini ve adına “Çözüm Süreci” denilen bir çalışma yapıldığı halde doğru adımlar atılmadığı için bir sonuç alınmadığını hatırlatan Orhan Toprak isimli vatandaş, “Ben bu sözleri kayda değer bir şey olarak görmüyorum. Bir gelişmenin yaşanacağını zannetmiyorum. Her zamanki gibi klişe sözler tekrarlanıyor. Çözüme, ne zaman üçüncü kişiyi masaya oturttururlarsa, ben o zaman inanırım. Türkiye'de bir şeyler oluyor ama üçüncü kişilerin masaya oturmaması durumunda sürece ne kadar güveneceksin? Bu bir değil, on değil, defalarca tekrarlanıyor. Halk aslında ahmak değil ama artık halkta da tepki verecek inanç kalmadı” şeklinde konuştu.
Çözüm için TBMM’nin aktif olarak çalışması gerektiğini ve süreçte dış müdahalelere karşı dikkatli olunması gerektiğini belirten Mahmut Sönmezsoy isimli vatandaş ise, “Bunu meclisin çözmesi lazım, bunu ben sen çözemeyiz. Bir de bu provakatif olayların olmaması lazım. Yani şu anda Ankara'daki olay ateşi körükledi. Böyle şeylerin olmaması lazım. Bunu yaparsa ancak meclis yapar, onun başka bir çözümü yok. 40 yıldır bu mesele çözülmüyor. Bir ara Erdoğan bir şeyler yapmak istedi ama olmadı. Herkes birbirini suçladı. O şekilde bu konu kapandı. Bu işler öldürmeyle olmuyor, vurmakla olmuyor. Bu ülkede Kürtler de var, hakları da olmalı. Bugün bu ülkede 25 milyon Kürt var ama bir de şu var ki biz Kürtler kimin arkasından gidelim? Kendi içimizden, bizden olanın peşinden gitmemiz lazım. Dış güçlerin müdahalesine izin vermememiz lazım. Yunanistan’dır Ermenistan’dır bunların oyunlarına gelmemiz lazım” dedi.
“Bu sorun eşitlik ve toplumsal barışla çözülür”
Kürt Meselesi’nin çözümü için birçok defa girişimlerin yapıldığını fakat adalet gözetilmediği için sonuç alınamadığını vurgulayan Mehmet Altunboğa isimli vatandaş, “Bu 13 seferdir bir araya geliniyor ama bir sonuç yok. İşin sonunda biri birine tekmeyi vuracak, ondan sonra bozuldu denilecek. Kimse adalete yanaşmıyor. Adaletli bir noktada buluşulsa bir araya gelinir, her iki taraf da kazanmış olur. Ortadoğu’da ve bölgemizde gittikçe şiddetlenen çatışmalar karşısında bizim ülke olarak barışı sağlayıp birlikte olmamız lazım. Dünya sulh üzerinedir. Kim olursa olsun kardeşler arasında, olsun ülkeler arasında olsun; kim sulh yaparsa kazanır. İnsanların birbirini idare etmesi lazım. Nasıl Allah onları yaratmışsa bizi de yaratmış. Nasıl onların hakkı varsa bizim de hakkımız var. Dilleri nasıl serbestse bizim dilimiz de serbest olmalı. Dinimizle, dünyamızla var olmamız lazım. Bir kimlik sahibi olmamız lazım. Yani sen beni tanımazsan, ben seni tanımazsam, birbirimizi rahatsız ederiz. Bir şey elde edemeyiz” ifadelerini kullandı.
MUSTAFA KAYNAK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.