image

Sünnetin Hazreti Muhammed'in ümmetine örnek olmak üzere ortaya koyduğu uygulama, dini doğru anlama ve yaşamada örnek alınacak davranışların bir bütünü olduğunu vurgulayan Varol, Kur'an ve sünnetin birbirinden ayırmak istendiğini belirtti.
Allah'ın kanunlarına göre hareket eden insanların her zaman huzur ve saadeti bir arada yaşadıklarını belirten Varol, "İnsanlar, enbiyaya, Allah-u Teâla'nın emirlerine ve peygamberlerine de kulak verdiği zaman, onlara göre hareket ettiği zaman, Allah'ın kitabına ve nizamına göre yaşadıkları zaman mutlu olmuşlardır. Adalet ve hak görmüşler, zalimler başlarına musallat olamamış. Ama Allah'ın enbiyasını dinlemeyenler, Allah'ın kitabına göre hareket etmeyenlerin ise başlarına hep Firavunlar, Nemrutlar, Şeddatlar ve Ebu Cehiller gelmiş. Hep hüsrandan hüsrana uğramışlar. Hiçbir zaman saadet ve huzur yüzü görememişler." dedi.
"ALLAH'A İTAAT EDENLER İÇİN HİÇBİR ZAMAN MAĞLUBİYET YOKTUR"
Allah'ın dostlarının daima galip geldiğinin de altını çizen Varol, "Yeter ki Allah-u Teala'ya itaat etsinler. Eğer zafer gecikirse insanın kendini kontrol etmesi lazım. 'Neden bu zaferimiz gecikti' diye kendisine sorması lazım. İnsan eğer günaha bulaşırsa, Allah'ın emirlerini dinlemezse, ona göre hareket etmezse Allah-u Teâla zalimlere yardım etmez. Ama eğer ki biz Allah'a itaat edersek bizim için hiçbir zaman mağlubiyet yoktur. Kur'an-ı Kerim de de 'Allah'ın taraftarları daima galiptir' buyurmaktadır." diye konuştu.
Kur'an ve sünnetin bir bütün olduğuna da dikkat çeken Varol, Kur'an-ı Kerim'i yok edemeyeceklerini anlayan bazı kesimlerin sünnet üzerinden Kur'an'a saldırmaya çalıştıklarını ve bu projenin bir tuzak olduğunu belirtti.
"KUR'AN-I YANLIŞ YORUMLAMAK VE MÜSLÜMANLARI BAŞKA YÖNLERE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR"
"Kur'an'ı yalnızlaştırmak istiyorlar" diyen Varol, "Sanki Kur'an antika bir kitaptır, kazılarda bulunmuş, hiç kimsenin hayatında uygulanmamış, kimse onun açıklamasını yapmamış gibi yorumlamaya çalışıyorlar. Bu kesinlikle emperyalistlerin işidir. Çünkü emperyalistler, kendi orduları ile haçlı orduları ile defalarca üzerimize gelmişler, memleketimize göz dikmişler. Müslümanları kendilerine köle ve esir haline getirmek istemişler. Ama bizim babalarımız ve ecdadımız Kur'an-ı ve İslam'ı çok iyi bildikleri ve Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarıldıkları için onlara geçit vermemişler. Emperyalistler onları kandıramamışlar, yenememişler. Babalarımız, ecdadımız onları geri püskürtmüş. Baktılar ki güçlü ordular ile Müslümanları yenemiyorlar ve 'O zaman ne yapacağız?' diye düşünmüşler. 'Biz, Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmadıkça ve bu Kur'an-ı da Müslümanların ellerinden almadıkça onların sırtını yere getiremeyiz, memleketlerini işgal edemeyiz. Onları kendimize köle haline ve esir haline getiremeyiz.' demişler. İşte bakıyorlar Kur'an var, bin 400 yıllık pratik bir tefsir, bir uygulama var. Bu ortadayken kimin haddidir Kur'an-ı yanlış anlatabilsin, yorumlayabilsin. Zaten Kur'an-ı değiştiremiyorlar, buna güçleri yetmiyor. Çünkü bunu anlamışlar. Ellerinde bu kalmış Kur'an-ı yanlış yorumlamak ve Müslümanları, ayetleri yanlış yorumlayarak başka yönlere götürmek istiyorlar." dedi. HABER MERKEZİ

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *