Her yıl bahar ayıyla birlikte Güneydoğunun sıcak yaylalarından Bitlis'in yüksek rakımlı yaylarına geçen göçebelerin zorlu yaşamları devam ediyor. Kimisi geldiği bu yayalara alışmazken, kimileri de yaklaşık bir asırdır aynı yaylada hayat sürdürüyor.

Göçerlerden Resul Keşli, nesilden nesile 85 yıldır Bitlis'in Duav Yaylasında göçebe hayatı yaşadıklarını söyledi.

50 yaşında olduğunu dile getiren Keşli, Duav Yaylasında dünyaya geldiğini, babası ve dedesinin de aynı yaylada göçebe hayatı yaşadığını belirtti. Bitlis'in yaylasını çok sevdiklerini belirten Keşli, ikinci anavatanlarının Bitlis olduğunu söyledi.

Hayatının göçerlikle geçtiğini dile getiren Keşli, 'Bahar aylarıyla birlikte sürekli bu Duav Yaylasına geliyoruz. Dedemizden bu yana 85 yıldır burada kalıyoruz. Elhemdullillah huzurumuz var. Hiç kimse bize zarar vermiyor, biz de kimseye zarar vermiyoruz. Burası güvenli ve huzurlu bir yerdir. Hayatımızdan memnunuz.' dedi.

Mahallemiz Tertemiz Kampanyası Seyitler Mahallesi’nde Uygulandı
Mahallemiz Tertemiz Kampanyası Seyitler Mahallesi’nde Uygulandı
İçeriği Görüntüle

'YAYLALARA GELİŞ GİDİŞLERDE SIKINTILAR YAŞIYORUZ'

Güneydoğuda sıcakların başlamasıyla birlikte Duav Yaylasına gelmek için yola çıktıklarını, yolculuk esnasında sıkıntılar yaşadıklarını belirten Keşli, şunları söyledi:

'İlkbahar'da Batman ve Siirt'te sıcaklar başlayınca hayvanlar dayanamıyor. Hayvanlarımız sıcaklığa dayanmayınca mecburen yaylaya çıkıyoruz. Bazen yollar yasaklanıyor. Hayvanları arabayla taşımak zorunda kalıyoruz. Bu da bizim için çok zor oluyor. Bu arabalara farklı göçerlerin binlerce hayvanı yüklenerek taşınıyor. Dolayısıyla hayvanlara hastalık geçiyor. Eğer yaya olarak gelirsek bu bizim için hem rahat oluyor, hem de hayvanlarımız daha sağlıklı oluyor. Sonbahar'da dönüşe geçince tekrar hayvanlarımızın araçlarla götürülmesi isteniliyor. Dönüş sezonunda hayvan gebedir. Araçla taşındığı zaman yavruların telef olmasına neden oluyor. Bu da bizim için zor olup, kazancımız heba oluyor. Gidiş ve gelişlerimizde devletimizin bize biraz fırsat tanımasını istiyoruz.'

'GÖÇERLERİN GÜNLÜK YAŞAMI ZOR OLSA DA TATLI ANLARI OLUYOR'

Göçebelerin yaşam hikayelerinin zor olmasına rağmen, çok tatlı ve güzel anılar bıraktığına dikkat çeken Keşli, kardeşlik ve huzurun olduğu her yerin ve işin güzel olduğunu ifade etti.

Keşli, 'Sabah namazıyla birlikte herkes kalkıp işini yapmaya başlıyor. Saat 08.00'den itibaren hayvan sağımına (Kürdçede bêrî) gidiyorlar. Sütleri sağıp eve getiriyorlar. Mayalayıp peynir yapıyorlar. Peynirleri yaylaya gelen mandıracılara satılıyor. Mandıracılara verilmeyecek kadar sütler azalınca, bu kez bizden isteyen müşterilerimize, dostlarımıza peynir yapmaya başlıyoruz. Sürekli işimiz budur. Bu yıl peynir az olmasına rağmen Allah'a hamd ediyoruz.' diye konuştu.

'HUZURUN OLDUĞU HER YER GÜZELDİR'

Eğer huzur olmazsa dünyanın hiçbir yerinde yaşamın güzel olmayacağının altını çizen Keşli, sözlerini şöyle sürdürdü:'Bütün dünyada da barış, huzur, güzellik, insanlık, her şey düzenli olursa herkes için faydalı oluyor. Tabi kötülüğün ismi bile kötülüktür. Kötülük, kim yaparsa yapsın, nerde yapılırsa yapılsın kötülüktür. İster şehirde, ister köyde, ister yaylada, nerede olursa olsun kötülük, kötülüktür. Her yerde huzur, kardeşlik, birbirimizi sevmek istiyoruz. Düşmanlığı asla istemiyoruz.' MEHMET EMİN URAZ

Muhabir: Editör