Osmanlı Devleti tarihinde ilk kapitülasyon, 1. Murad’ın hükümdarlığı sırasında Ragusa Cumhuriyeti’ne verilmiştir. Dalmaçya kıyısında yer alan Dubrovnik kentinde hüküm süren bu şehir devleti, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki hızlı ilerleyişine karşı koyamamış ve Osmanlı Devleti’ne 500 duka haraç vermeye başlamıştır. Osmanlı hâkimiyetini ve haraç ödemeyi kabul eden Ragusa Cumhuriyeti, bunun karşılığında, Türk topraklarında serbestçe ticaret yapma hakkı elde etmiş; Ege, Marmara ve Akdeniz’de serbestçe dolaşmaya başlamıştır. 1 Murad zamanında Ragusa Cumhuriyeti’ne verilen bu ticari imtiyazlar, Osmanlı Devleti’nin verdiği ilk kapitülasyon olarak kabul edilmektedir.

Osmanlı TuğrasıKapitülasyon Ne Demektir?

Kapitülasyon, bir devletin kendi ülkesinde yabancı uyruklulara tanıdığı ayrıcalıklar ve imtiyazlar anlamına gelir. Osmanlı Devleti bağlamında kapitülasyonlar, genellikle Avrupa devletlerine verilen ticari, hukuki ve mali kolaylıkları ifade eder. Osmanlılar bu uygulama ile Avrupa’da denge siyaseti gütmüş, kendisine rakip olarak gördüğü ülkelere karşı başka Avrupa ülkelerini destekleyerek düşman ülkelerin siyasi ve ekonomik olarak güçlenmesini engellemeye çalışmıştır. Fakat bu uygulama, Duraklama Dönemi’nden itibaren Osmanlı Devleti aleyhine dönmüştür.

Kapitülasyonların temel özellikleri şunlardır:

  • Vergi Muafiyeti: Yabancı tüccarların Osmanlı topraklarında yaptıkları ticaretten belirli oranlarda veya tamamen vergi muaf olması.
  • Gümrük Kolaylıkları: İthalat ve ihracatta özel gümrük tarifeleri veya kolaylıklar sağlanması.
  • Hukuki Ayrıcalıklar: Yabancıların kendi aralarındaki davalara veya Osmanlı vatandaşlarıyla olan bazı anlaşmazlıklarına kendi konsolosluklarında veya kendi hukuklarına göre bakılması. Osmanlı mahkemelerinin yargı yetkisinin sınırlanması.
  • Yerleşme ve Seyahat Serbestisi: Yabancıların Osmanlı topraklarında serbestçe dolaşabilmesi ve belirli koşullar altında yerleşebilmesi.
  • Dini Serbestlik: Yabancıların kendi dinlerini serbestçe yaşayabilmeleri ve ibadethaneler inşa edebilmeleri (genellikle sınırlı koşullarda).

Osmanlı Devleti, ilk başlarda Avrupa ile ticareti teşvik etmek ve bazı Avrupa devletlerini diğerlerine karşı denge unsuru olarak kullanmak amacıyla kapitülasyonlar vermiştir. Ancak zamanla bu imtiyazlar kötüye kullanılmış ve Osmanlı ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştur. Yabancı devletler, kapitülasyonları kendi çıkarları doğrultusunda genişletmiş ve Osmanlı Devleti'nin iç işlerine müdahale etme aracı olarak kullanabilme şansı elde etmişlerdir.

Fransa’ya Verilen Kapitülasyonlar Hangisinin Döneminde Sürekli Hale Getirilmiştir1

Sahabelerin örnek hayatı İstanbul'da düzenlenen programla anlatıldı
Sahabelerin örnek hayatı İstanbul'da düzenlenen programla anlatıldı
İçeriği Görüntüle

Kapitülasyonları Sürekli Hale Getiren Padişah

Fransa'ya verilen kapitülasyonlar, 1740 yılında I. Mahmud döneminde yapılan bir antlaşma ile sürekli hale getirilmiştir.

Bu antlaşma, 1739'da Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan Belgrad Antlaşması'nda Fransa'nın arabuluculuk yapmasının ardından bir ödül olarak verilmiştir. Daha önceki kapitülasyonlar genellikle hükümdarların ömrüyle sınırlıydı veya belirli süreler için geçerliydi. Ancak 1740 antlaşmasıyla Fransa'ya tanınan ayrıcalıklar kalıcı hale getirilmiş ve padişah değişikliklerinden etkilenmemiştir.

Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Avrupa etkisinin artmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Diğer Avrupa devletleri de benzer ayrıcalıklar talep etmeye başlamış ve kapitülasyonlar zamanla Osmanlı ekonomisi ve egemenliği üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açmıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ