Sadaka-i fıtır (fıtır sadakası) Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az Nisap miktarı bir mala sâhip bulunan her müslümanın vermesi gereken vacip bir sadakadır. Buna yalnız fıtra da denir. Bu kelime halk arasında fitre şeklini almıştır.

Fıtır sadakası (fitre), insanın yaradılışına bir şükür olmak üzere sevap kazanmak kasdıyla verdiği sadaka demektir.

Fitre, orucun kabulüne, ölüm sekeratından ve kabir azâbından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve medeni bir vazifedir.

Fıtır Sadakası2

FİTRE KİMLERE VÂCİBDİR?

Fitre vermek için şart olan, müslüman olmak, hür olmak ve aslî ihtiyaçlar dışında Nisap miktarı mala sâhip olmaktır. Akıl ve bülûğ fitrede şart değildir. Zengin akıl hastalarının ve çocukların fitreleri, velileri tarafından verilmelidir.

Fitre vacip olduktan sonra Nisap miktarı olan mal telef olsa bile, fitrenin ödenmesi şarttır.

FİTRE NE ZAMAN ÖDENMELİDİR?

Fitre, Ramazan Bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vacip olur. Fitreyi vermenin müstehab olan şekli ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Bu görüş İmam Ebû Hanife'nindir. Diğer üç İmama göre, fitre, Ramazan’ın son akşamı güneşin batmasından itibaren vacip hâle gelir. Ödemenin bayram namazından sonraya te'hiri de câiz değildir.

Ramazan Bayramının 1. günü fecrin doğuşundan evvel vefat eden veya fakir düşen kimseye fitre vermek vacip olmaktan çıkar. Fecrin doğuşundan sonra vefat eden zengine ise, fitre vaciptir. Mirasından ödenir.

Nisap miktarını bulan mal, fitrenin vacip olmasından sonra, ödenmeden telef olsa fitre sâkıt olmaz.Fıtır Sadakası3

KİMLER FİTRE VERİR?

Nisap miktarı malı olan bir müslüman, hem kendisi için, hem fakir olan çocukları için, hem de hizmetçisi için fitre verir. Zengin olan çocukların fitreleri, İmam-ı A'zam'a göre o çocuğun malından verilir. İmam-ı Muhammed'e göre ise, onu da babası verir.

Bülûğa girmekle beraber aklî dengesi yerinde olmayan çocukların fitresini de yine babası verir. Henüz doğmayan çocuk için ise, fitre verilmez.

Bir kimse, kendi evinde otursalar bile, babası, anası, dedesi, ninesi için fitre vermekle mükellef değildir. Akrabalar da böyledir. Babaları hayatta olsun olmasın dede, oğlunun fakir çocukları (torunları) için fitre vermekle mükellef değildir.

Bir kimse kendi hanımıyla büyük ve akıllı olan oğlunun fitresini vermekle mükellef değildir. Çünkü bunlar kendilerine sahip ve tek başlarına tasarrufa yetkilidirler. Fakat bunların müsaadesini alarak kocanın veya babanın onlar yerine fitre vermesi câiz olur. Ve bunlar kendi evinde ve idaresi altında iseler izinsiz de verebilir. Fakat asıl olan herkesin kendi fitresini kendi malından ödemesidir.

İmam-ı Şâfiî'ye göre kadının fitresini kadın zengin bile olsa kocası öder. Fitre zekât gibi veren tarafından niyet edilmelidir. Ve fakirlere temlik suretiyle verilip fakirin mülkiyetine geçirilmelidir. Fitre verirken verilen şeyin fitre olduğunu belirtmek şart değildir.

Fitreyi aralarında evlilik veya babalık - oğulluk (usul - füru') ilişkileri olanlar birbirlerine veremezler. Meselâ bir kimse fitresini fakir olan kocasına veya babasına veya oğluna veremez.

Fıtır Sadakası

FİTRE NASIL ÖDENİR?

İslam alimlerinin genel kabulüne göre, fitre verecek kimselerin zekatta olduğu gibi öncelikle bulundukları yerdeki fakirlerden ve fitre verilmesi câiz olan akrabalarından başlamaları daha uygundur. Fitre verilecek kişilerden dindar ve güzel ahlâklı olanlarının tercih edilmesi mümkün olduğu gibi bu konuda yoksulluk derecesi de ölçü alınabilir.

Diğer taraftan fitre bir kişiye de verilebilir, birkaç kişi arasında da bölüştürülebilir.

Bununla birlikte fitrenin bir ihtiyacı karşılayacak miktarda olmasına da özen gösterilmelidir.

Ayrıca bir ailenin fitrelerinin tamamını bir fakire vermesi caiz olduğu gibi birkaç fakire bölüştürülmesi de mümkündür.

FİTRENİN MİKTARI NE KADARDIR?

Fitre başlıca 4 madde üzerinden verilir:

1 - Buğday veya buğday unundan. Bunun vacip olan miktarı, yarım sa' (520 dirhem: 1667 gr.) dır.

2 - Arpadan veya arpa unundan. Bunun miktarı ise, bir sa' (1040 dirhem: 3333 gr.) dır.

3 - Her türlü kuru üzümden. Bunun miktarı da bir sa' (3333 gr.) dır.

Batman'da Vefat Edenler ve Taziye Bilgileri – 27 Mart 2025 Batman'da Vefat Edenler ve Taziye Bilgileri – 27 Mart 2025

4 - Kuru hurmadan. Bunun miktarı ise yine 1 sa' (3333 gr.) dır.

Bu 4 gıda maddesinden herhangi birine göre fitre verilebilir. Bu fitreler aynen hurma, buğday, üzüm olarak verilebileceği gibi, kıymetleri para olarak da verilebilir. Hattâ kıymetlerinin para olarak ödenmesi, zamanın şartları sebebiyle daha da efdaldir.

Kişinin fitresini verirken kendi malî imkânını ve zenginliğini göz önünde bulundurarak, fitresini bu 4 gıda maddesinden birinin kıymeti üzerinden ödemesi gerekir. Meselâ çok zengin olanlar fitrelerini hurmanın değeri üzerinden ödemelidirler. Çünkü en yüksek fitre miktarı hurmadır. Onun o zenginliğine münasip olan, fitresini hurma üzerinden ödemektir. Artık zenginlik derecesine göre, kuru üzüm, arpa ve buğday olmak üzere fitre ödenecek gıda maddesi değişir. Her yıl Ramazan ayında, müftülükler bu 4 gıda maddesine düşen fitre bedellerini ilân ederler. O bedellere göre fitreyi ödemek mümkündür.

Fıtır Sadakası1

FİTRE İLE ZEKÂT ZENGİNİ ARASINDA BİR FARK VAR MIDIR?

Vardır. Zekât verecek zengin için, Nisap miktarı tutarında bir mal, bir yıl elde bulunmalıdır. Fitrede ise, bu şart yoktur. Fitrenin verileceği en son gün bile, Nisap miktarı mal eline geçse, kendisine derhal fitre vacip olur.

Zekâtta günümüzde ekseriya Nisap ölçüsü olarak altın alınmaktadır. Fitrede ise gümüşün esas alınması iyidir. Fitrenin zekâta göre daha geniş bir kitle tarafından verilmesinin sebebi de budur.

Yaşlılıktan veya hastalıktan dolayı Ramazan orucunu tutamayan kimseden fitre düşmez. Onların da bu vacibi yerine getirmeleri icap eder.

Fitre, İslâm memleketlerinde yaşayan gayr-ı müslimlere verilebilirse de küfür diyarındaki gayr-i müslimlere verilemez.

Fitrenin rüknü temliktir. Yani fitreyi fakirin mülkiyetine geçirmeden fitre ödenmiş olmaz.

Kaynak: HABER MERKEZİ