Gençlerde kitap okuma kültürünün zayıfladığını belirten
Güney, “Gençlerimizin kitap okumamasıyla alakalı maalesef iki sebebimiz var.
Özellikle ülkedeki enflasyona bağlı olarak kitap fiyatları çok fahiş oranlarda
arttı. Kitap fiyatları artınca insanlar ister istemez karınlarını doyurma
hesabı yaparak bütçelerinin büyük bölümünü gıda tüketimine ayırıyorlar.
İnsanlar gıdaya yöneldiği için kitap okuyacak kesin azaldı. Gençlerimizin kitap
okumasının en büyük nedenini -bugün için konuşmak gerekirse- enflasyona bağlıyorum.
Kitap fiyatları aşırı yükseldi. Bugün en ince kitap bile 100 TL civarında bir
fiyata satılıyorsa insanlar haliyle alamaz duruma geldi.” dedi.
Kitap okuma kültürünü zayıflatan diğer bir nedenin ise
popülerizm olduğunu söyleyen Güney, “ Popüler kitaplar daha çok satılıyor.
Gençler popüler kitaplara daha çok ilgi duymaya başladı. Özellikle “wattpad”
dedikleri, gençlerin internet üzerinden kendi hayat hikayelerini yazdığı,
içerik olarak sıkıntılı olan kitapların piyasada daha çok satılması. Bu da
gençlerin ahlaki yönden çöküntü yaşamasına sebep olmaktadır. Bundan dolayı
gençler klasik kitaplara değil de daha çok farklı alternatiflere özellikle
popüler kitaplara daha çok merak sarmaya başladı. İnternetin hızlı bir çağ
yakalaması, en ücra köylere bile internetin ulaşmasıyla birlikte maalesef kitap
okuma oranında ciddi bir düşüş yaşanıyor. Bundan dolayı telefona, tablete
bilgisayarlara daha çok yönelim oldu. Gençler daha çok oyunlara yöneldi.
Haliyle gençler arasında kitap okuma oranı düşüyor.” İfadelerini kullandı.
OKUMAYAN KÜLTÜRSÜZ BİR GENÇLİK GELECEĞİMİZİ TEHDİT EDİYOR
Gençlerin topluma kazandırılabilmesi için öncelikle kitap
okumasının gerektiğini söyleyen Güney, “ Ama hangi tür kitaplar? O da çok
önemli. Gençlerimiz bugün fikir kitaplarından, dini kitaplardan çok genelde
popüler kitaplara yönelmekte. Bu da ahlaki çöküntüye sebep oluyor. Gençlerimiz
bu manada bir boşluk içerisine girmekte. İnternet üzerinden satılan wattpad
kitapları daha çok satılmaya başlandı. Son zamanlarda da futbolcuların
biyografilerinin yazılmış olduğu kitaplar daha çok satılmaya başlandı. Bu da kültürel
manada ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. Gençlerimizin topluma kazandırılabilmesi
için manevi kitapların okunması gerektiğini düşünüyorum. Gençlerimizin bu
noktada eksik kaldığını düşünüyorum. Okumayan, bilgiden uzak, kitaptan uzak
kültürsüz bir genç nesil yetişiyor. Kitap okuyan çok az bir kesim de bilinç
veren ahlaki yönden olumlu etkiler veren eserler değil de daha çok popüler
kültürü ön plana çıkaran kitaplar okuyor. Bu da gençlerdeki ahlaki bilincin yok
olmasına açılmasına yol açıyor.” Dedi.
Güney, “Gençleri ahlaki anlamda bilinçlendiren, olumlu
anlamda bir kazanım elde etmesine vesile olacak eserlerin okunması gerektiğini
düşünüyorum. Yoksa geleceğimiz tehlike altında. Gençlerimizin topluma
kazandırılabilmesi, faydalı bireyler olabilmeleri için içi dolu kitapların
okunması, okutulması lazım. Burada da eğitimcilerimize de iş düşüyor.
Eğitimcilerimizin popüler, içi boş kitaplara değil de içi dolu kitaplara,
doyurucu kitaplara yönlendirmeleri lazım. Bu anlamda Milli Eğitim'e de iş
düşüyor. O da 100 Temel Eser adı altında içeriği yer yer sıkıntılı, ahlaki
bozulmalara ve aşınımlara sebep olacak kitaplara yönlendirmemesi gerekiyor. Bu
anlamda milli eğitim ve yetkin eğitimcilerin oturup maneviyatı besleyecek
eserleri 100 Temel Eser olarak belirleyerek öğretmenler üzerinden çocukları
yönlendirmek gerekir.” İfadelerini kullandı. MUSTAFA KAYNAK