Türkiye gündeminin birinci maddesinin ekonomi olduğunun
altını çizen Yapıcıoğlu, suni gündemlerle bu konunun göz ardı edildiğine
dikkatleri çekti.
Türkiye'nin iktisadi olarak zor bir süreçten geçtiğini dile
getiren Yapıcıoğlu, "Ekonominin durumu iyi değil. Bazı emtia fiyatları
küresel çapta artıyor. Enerji fiyatları zikzak çiziyor. Petrol fiyatı 80 dolar
civarından 140 dolara yükseldi, sonra biraz aşağı düştü. 2 yıllık salgın
döneminde kapanmalar bazı sektörleri çok ciddi şekilde etkiledi. Bunların
üstüne enerji fiyatlarının tırmanması ve elektrik faturalarının kabarması hemen
herkesi etkiledi. 2013 yılından itibaren Diyarbakır'ın da içinde bulunduğu 51
ilde bazı sektörlerde 10'dan fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde sigorta
priminin işveren payının yüzde 6'lık kısmını devlet karşılıyordu, o da yeni yıl
ile birlikte sona erdi. Bu da işverene ekstra yük getirdi. Elektrik
faturalarıyla ilgili getirilen bazı düzenlemeler de pek yeterli olmadı."
dedi.
"MEMLEKETİN HER TARAFINDA GÜNDEM EKONOMİ"
Siyasetin gündemi ile halkın gündeminin aynı olmadığını
hatırlatan Yapıcıoğlu, "Milletin gündemi başkayken siyasetin kendine göre
başka bir gündemi var. Maalesef basın da sabahtan akşama kadar siyasetin bu
gündemini tartışıyor. Şu anda gidin TV'leri açın Parlamenter Sistem ya da
Cumhurbaşkanlığı Sistemi tartışılıyor. Sistemin adı ne olursa olsun eğer
memlekete adalet gelmeyecekse, gariplerin karnı doymayacaksa, iş yapan insanlar
kepenk indirmek zorunda kalıyorsa sistemin adının ne olduğunun pek önemi yok.
Vatandaş bunun derdinde değil. Memleketin her tarafında gündem ekonomi. Üreten
de, çalışan da, esnaf da, hizmet sektörü de şikâyetçi. Bazı sorunlar var ama siyasetin
gündemi varsa yoksa başkanlık sistemi. Şimdi de 'Yeni Seçim Kanunu'nun
getirileri ya da götürüleri tartışılıyor, konuşuluyor. Vatandaşın birinci
gündemi bunlar değil." ifadelerini kullandı.
Ülkenin ekonomik gidişatında hükümetin sadece yanlışlarını dile
getirmekten ziyade yol göstermeye çalıştıklarını ifade eden Yapıcıoğlu,
"Hükümetteki siyasi parti hangi siyasi parti olursa olsun fark etmez. Biz
ona memleketi düze çıkartacak yolu söyleriz. Ama inşallah o sorumluluk
omuzumuza yüklenirse, iktidar olursak biz yolumuzu biliyoruz. Bir kere biz
borçlanmayacağız. Bakın her yıl bütçede en çok eğitime pay ayrıldığı söylenir.
Ama dikkat edin hiç bir zaman eğitime ayrılan pay, faize ayrılan pay kadar
olmamıştır. Geçen sene faize 180 milyar ödendi, bu sene faize ayrılan miktar
240 milyar, önümüzdeki sene 300 milyar. Yazıktır, günahtır. Ne yapıp edip
kaynakları çeşitlendirip yeni kaynaklar oluşturmalı ve borçlardan kurtulup faiz
ödemek zorunda kalmamalıyız." şeklinde konuştu.
"İKTİSADİ SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK KİMSENİN AKLINA
GELMİYOR"
Türkiye'deki iktisadın temel problemlerinin eğitim ve sistem
olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "İktisat fakültelerinde ve iktisat dersi
verilen diğer fakültelerde 'Kapitalist İktisat Teorisi' insanlara iktisat ilmi
olarak okutuluyor. O yüzden şimdi hükümetin ekonomik politikalarını
eleştirenler iktidara geldiklerinde sistem yine değişmeyecek. Mevcut
muhalefetin de aklına sistemin dışına çıkmak gelmiyor. Bir iktisat treni
ilerliyor. Biri diyor ki 'makinist ben olacağım' diğeri diyor ki 'yok ben daha
iyi sürerim ben olacağım.' Hâlbuki ray aynı ray, tren aynı tren. Makinist
değişse ne olur? Hiç bir şey olmaz. Biz diyoruz ki biz makası
değiştireceğiz." dedi. (İLKHA)




