Yetmiş yıldır Çin kontrolü
altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan
Doğu Türkistan’da da Müslümanların zulüm altında bulunulduğu belirtilen
açıklamada, “Çin yönetimin küresel bir güç oluşu ve boşluk bırakmayan bir diplomasi
yürütmesi Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı bilgi akışının ve oradaki
Müslümanlarla iletişimin önüne geçmektedir. Hangi renkten, dilden ve inançtan
olursa olsun bir topluluğun temel haklardan mahrum bırakılarak sistematik
baskılarla asimile edilmeye çalışılması kabul edilemez. Doğu Türkistan’da
yaşayan kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve
düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir
yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair
haberler canımızı yakmaktadır. Çin’in bu baskılara gerekçe olarak tüm Müslüman
Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesi de kabul edilemez. Tam tersine
insanların temel hak ve özgürlük talepleri karşısında Çin yönetiminin baskı ve
tahakküm uygulaması bir şiddettir.” Denildi.
Açıklamanın devamında, “Afrika’dan
Asya’ya birçok İslam ülkesiyle ticari ilişkileri olan Çin’in Müslüman Doğu
Türkistan halkına ve Çinli Müslümanlara karşı tutumunu gözden geçirip
iyileştirmesi ilişkilerimizi güzelleştirecek ve kolaylaştıracaktır. Ancak Çin,
kendi askeri gücüne ve ekonomik büyüklüğüne insanların temel hak ve
özgürlüklerinden daha fazla inanırsa, tüm İslam dünyasında kendisine karşı
nefret büyütmekten başka bir şey elde edemeyecektir. Çin, Müslüman Doğu
Türkistan halkının ve Çinli Müslümanların haklı taleplerini susturmak, örtbas
etmek ve bu halkların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine farklı
kimliklerin temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin
oluşturmanın gereklerini yerine getirmelidir.” İfadeleri kullanıldı.
Başta Türkiye olmak üzere
İslam ülkelerinin Müslüman Doğu Türkistan’ın haklı talepleri doğrultusunda
Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile
getirmeleri gerektiği belirtilen açıklamada, “Doğu Türkistan’da sıkıntılar
yaşanırken işgal altındaki Filistin topraklarında da İsrail, Müslümanlara
zulmetmeye devam etmektedir. Suriye’de ve Yemen’de derenin kuşu derenin taşı
ile vurulmaktadır. İslam coğrafyasındaki parçalanmışlık mutlaka giderilmelidir.
Irkçılık ve mezhepçilik yapılarak bir yol alınamayacağı ortadadır. Yeryüzünde huzur
ve barış isteniyorsa, tüm mazlumların ve tüm mazlum coğrafyaların kurtuluşu
isteniyorsa, mutlaka ama mutlaka tüm İslam Ülkeleri, ABD, İngiltere, Avrupa
Birliği ve İsrail güdümünden uzak politikalar üretmek zorundadır.” Denildi.
ŞEVKİ ASLAN
Muhabir: Editör





