İTTİHADUL
ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, beraberindeki kalabalık bir
heyetle birlikte, Elazığ’a gelerek depremde hayatını kaybeden vatandaşların
taziyelerine katıldı.
Acılı
ailelere başsağlığı dileyerek sabr-ı cemil temennilerinde bulunan Kılıçarslan
ve beraberindeki heyetle buradan ayrıldılar.
Taziyelerin
ardından konuşan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Kılıçarslan, deprem gibi
musibetlerin Allah'tan olduğunu ve ilahî ikaz niteliğini taşıdığını söyledi.
Kılıçarslan,
"Peygamber Efendimiz (Sallahu Aleyhi ve Sellem) sahabelerine 'sizce şehit
kimdir?' diye soruyor. Sahabeler de şehidin, düşmana karşı cephede savaşarak
ölen kişi olduğunu söylüyorlar. Peygamber Efendimiz: 'o halde benim ümmetimin
şehitleri azdır. Hamileyken ölen kadın şehittir. Suda boğularak ölen şehittir.
Yanarak ölen şehittir. Yıkılan evin enkazı altında kalarak ölen şehittir.'
buyuruyor ve 12 farklı şehit sınıfını sayıyor. Evin altında kalarak ölen
şehittir. Peygamber efendimiz: 'şehitle Peygamberler arasında sadece bir derece
fark var.' buyuruyor." dedi.
Şehadetin
iman ehli Müslümanlar için büyük bir mertebe olduğunu kaydeden Kılıçarslan,
şunu söyledi: Allah-u Teâlâ ayeti kerimede şöyle buyuruyor: 'Allah yolunda
öldürülenlere ölü demeyin. Onlar diridirler fakat siz anlayamazsınız.' Şehitlik
öyle bir mertebedir ki insan ameliyle o mertebeye ulaşamaz. Ancak Allah nasip
ederse olur. Ondan dolayı insanın böyle musibetlere razı olması gerekir.
Peygamber Efendimiz: 'Allah bir kulunu severse ona musibetler gönderir, kim gönderilen
musibetlerine razı olursa Allah da o kulundan razı olur.' buyuruyor. Yine
Peygamber Efendimiz: 'Allah bazı kullarına cennette yüksek makamlar vermek
ister fakat amelleriyle o makamlara ulaşamazlar. Allah da o kullarına bela ve
musibet göndererek o yüksek makamlara erişmelerini sağlar.' buyuruyor. Bu
şehadettir ve aynı zamanda ilahi bir ikazdır. İman ehli için makam, mertebe,
iyilik ve güzelliktir. Kötü insanlar için de ilahi bir ikazdır. Peygamber
Efendimiz şöyle buyuruyor. 'Ahir zamanda bir kavim Beytullah'a gitmek için yola
çıkar ama Beytullah'a varmadan Allah o kavmi çölde boğuyor, helak ediyor.
Hazreti Aişe soruyor: ‘Ya Resulallah! O kavim içerisinde Müslüman kimseler de
yok muydu? Peygamber Efendimiz de; ‘Müslüman olan kendi niyetine göre hesaba
çekilir. Müslüman olmayan da kendi niyetine göre hesaba çekilir.’ diye
buyuruyor.”
"Zina
açıktan yapılınca ve faizin çoğalır ve zekât verilmezse, Allah türlü belaları
insanların üzerine gönderir." diyen Kılıçarslan, "Kötü işler yapan,
fasık ehli kişilere bu depremlerin bir ikaz olması gerekir. Maddi ve manevi
olarak insanın bu musibetlere karşı tedbirli olması gerekir. Maddi olarak, bu
bölge deprem bölgesi olduğu için yapılan evlerin sağlam yapılması gerekiyor.
Peygamber Efendimiz her zaman yatmadan önce hususi olarak deprem musibetine
karşı: ‘Allah'ım yerin altından gelen musibetlerden sana sığınırız.' diye dua
etmiştir. Manevi olarak bu duaları yapmamız gerekiyor. Devlet ve millet olarak
bu işlerin tedbirini almamız gerekiyor. Batman'da olmama rağmen evimiz beşik
gibi sallandı. O şiddete rağmen yine de hasar azdır. Ondan dolayı dikkatli
olmamız gerekiyor. Allah bizi bu bela ve musibetlerden muhafaza etsin. Allah
bizi uyandırsın ve günahlarımızdan dolayı bizi ikaz etsin." dedi. İLKHA




