Türkiye
genelinde tüm camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen
hutbede, kulluk bilinci ele alındı.
Hutbede;
“Kim ihsan üzere Allah’a kulluk ederse, Rabbi onu mükâfatlandıracaktır. Onlar
asla korkmayacak ve üzülmeyeceklerdir.” (Bakara, 2/112)
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum
ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kim ihsan üzere Allah’a kulluk
ederse, Rabbi onu mükâfatlandıracaktır. Onlar asla korkmayacak ve
üzülmeyeceklerdir.”
Okuduğum
hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah her
şeyin en güzel şekilde yapılmasını emretmiştir.”
Aziz
Müminler!
Mümini mümin
yapan hasletlerden biri de ihsan bilincidir. İhsanın özü, kâmil bir imana sahip
olmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatı yoktan var ettiğine ve yönettiğine iman
etmek, kullarına karşı cömert olduğuna gönülden inanmaktır. Rabbimizi herkesten
ve her şeyden daha çok sevmektir. Rehber olarak Kur’an’ı, örnek olarak Sevgili
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i, ölçü olarak İslam’ın hayat veren
ilkelerini samimiyetle kabul etmektir. Gönül hanemizi tevhitle inşa etmek,
ruhumuzun sekinetini Allah’ı zikirde aramaktır.
Kıymetli
Müslümanlar!
İhsanın
başı, ibadette ihlası kuşanmaktır. Yalnızca Allah’a ibadet etmek ve sadece
O’ndan yardım dilemektir. İhsan, aynı zamanda güzel ahlaka sahip olmaktır.
Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak, Rabbimizin yarattığı her varlığa iyilikte
bulunmaktır. Nihayetinde ihsan, müminin mesleğini en güzel şekilde yapması,
işini hakkıyla yerine getirmesi, görevine sadakatle bağlı kalmasıdır.
Değerli
Müminler!
Peygamber
Efendimiz (s.a.s) hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:
“İhsan,
Allah’ı görür gibi kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir.”
Hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi ihsan, yalnızca Allah’a kul olmak, her
an Allah’ı görüyormuş gibi yaşamaktır.
İhsan
bilinciyle yaşayan mümin, namazını kendine miraç kılar. Zekâtıyla kazancını
manevi kirlerden arındırır, malını bereketlendirir, kardeşliğini pekiştirir.
Orucuyla kendisini kötülüklerden korur, bedenini ve ruhunu şifaya kavuşturur.
İhsan
bilincini kuşanan mümin nezaket sahibidir; kimseyi incitmez. Güvenilirdir;
emanete ihanet etmez, kul ve kamu hakkına tevessül etmez. Takva sahibidir;
yalan ve iftiraya, gıybet ve dedikoduya, kin ve hasede hayatında asla yer
vermez.
Aziz
Müslümanlar!
Yüce
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Nerede olursanız olun Allah
sizinle beraberdir.” Evet, ihsan sahibi olmak, halk içinde Hak ile beraber
olmaktır. Sorumluluk sahibi bir ebeveyn, vefakâr bir eş, hayırlı bir evlat, iyi
bir komşu olabilmektir. Akrabayı gözetmek, mazluma el uzatmak, yetime kol kanat
germektir. İhsan sahibi olmak, huzurun ve kardeşliğin teminatıdır. Herkesin
canını, malını ve onurunu dokunulmaz bilmek, şiddete asla meyletmemektir. İhsan
sahibi olmak, ticarette kimseyi aldatmamak, stok ve karaborsacılık yapmamaktır.
Bir malı insafsızca, vicdansızca değerinden fazlaya satarak veya kiraya vererek
insanları mağdur etmemek, fırsatçılık yapmamaktır. Rızkı helalinden kazanıp
helal olana harcamaktır.
Kıymetli
Müminler!
“Rabbinizin
mağfiretine, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve takva sahipleri için
hazırlanmış bulunan cennete koşun.” emr-i ilahisine uyarak Ramazanın
rahmet ve bereket ikliminden istifade edelim. Rabbimizin lütfettiği nimetleri
bizler de ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle paylaşmaya devam edelim. Rabbimizin
mağfiretine mazhar olmak için af yolunu tutalım. Kulluğun zirvesi olan ihsan
bilinciyle dünyamızı güzelleştirip, ahiretimizi mamur kılalım.
Değerli
Müslümanlar!
Ne hazindir
ki, yine bir Ramazan ayında selam ve barış yurdu Kudüs bir çatışma yeri haline
getirilmek isteniyor. Miracın ilk durağı Mescid-i Aksâ’nın kutsiyeti ve
dokunulmazlığı hiçe sayılıyor. Müslümanların öz vatanlarında kendi camilerinde
ibadet etmeleri engelleniyor. Ancak bilinmelidir ki, Kudüs, herhangi bir toprak
parçası değildir; Kudüs, İslam yurdudur, dârü’s-selâm’dır. Tarih boyunca tüm
dinlerin varlığını özgürce devam ettirdiği insanlığın ortak mirasıdır. Mescid-i
Aksâ, sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların harîm-i ismetidir.
Tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alan aziz milletimiz,
dün olduğu gibi bugün de yarın da Mescid-i Aksâ’nın yanında olmaya devam
edecektir inşallah.




