Türkiye genelinde tüm camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı
tarafından irad edilen hutbede; ''Muhasebe, imanımızı kemale erdirme ve
istikametimizi muhafaza etme çabasıdır. Allah’ın helal kıldığı söz ve
davranışlara sımsıkı sarılma, haram kıldıklarından uzak durma gayretidir. Ölüm
bize gelinceye kadar ibadetten bir an olsun ayrılmama kararlılığıdır. Yüce
ahlak üzere gönderilen Peygamber Efendimizin ahlakını kuşanma azmidir.''
ifadelerine yer verildi.
Muhterem Müslümanlar!
İslam’ın ikinci halifesi, adaletin timsali Hz. Ömer, bir
defasında arkadaşlarına şöyle seslenmişti: “Hesaba çekilmeden önce
kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü
kıyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay
olacaktır.”
Aziz Müslümanlar!
Günler ayları, aylar yılları kovalıyor. Zaman süratle akıp
gidiyor. Ömür sermayemiz her geçen gün tükeniyor. Sayılı nefeslerimiz bitiyor.
Acısı ve tatlısıyla, hüznü ve sevinciyle miladî bir yılı daha geride
bırakıyoruz. Geliniz, mübarek Cuma gününün şu icabet vaktinde kendimizle
yüzleşme kararı verelim. Yapıp ettiklerimizin muhasebesini yapalım. Hesaba
çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim.
Kıymetli Müslümanlar!
Muhasebenin özü, kişinin kendini bilmesidir. Hakikat
aynasına bakıp kendine gelmesidir. Nereden geldiğini, niçin geldiğini ve nereye
gideceğini tefekkür etmesidir.
Muhasebenin başı, her türlü nefsanî ve şehevî arzulara dur
diyebilmektir. Kötü huy ve davranışları terk edebilmektir. Bütün günahlarımıza
tevbe etmek, bir daha aynı günahlara dönmemeye karar vermektir.
Muhasebe, imanımızı kemale erdirme ve istikametimizi
muhafaza etme çabasıdır. Allah’ın helal kıldığı söz ve davranışlara sımsıkı
sarılma, haram kıldıklarından uzak durma gayretidir. Ölüm bize gelinceye kadar
ibadetten bir an olsun ayrılmama kararlılığıdır. Yüce ahlak üzere gönderilen
Peygamber Efendimizin ahlakını kuşanma azmidir.
Nihayetinde muhasebe, tam bir teslimiyetle Allah’a kul
olmak, kul hakkına da titizlikle riayet etmektir. Mâsivâyı, yani Rabbimizden
başka ne varsa hepsini gönlümüzden söküp atmaktır.
Değerli Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Ey iman edenler!
Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş
olduğuna baksın. Evet, Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah,
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”Bu ayet-i kerime bizleri
imanımızın gereği olarak nefsimizi muhasebe etmeye çağırmaktadır. Yaratılış
amacımıza uygun bir gelecek planı yapmaya davet etmektedir.
Öyleyse, miladî yılın bu son gününde geçmişimizi muhasebe
edip geleceğe yön vermek adına kendimize şu soruları soralım: “Elestü bi
Rabbiküm” sorusuna karşılık Rabbimize verdiğimiz kulluk ahdine sadık kalabildik
mi? Ömrümüzü imanla, ibadetle ve güzel ahlakla geçirebildik mi? Rabbimizin
haram kıldığı her şeyden uzak durabildik mi? Canlı cansız tüm mahlûkata karşı
sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Hâsılı her yılımızın, her ayımızın,
her günümüzün, hatta her saatimizin kıymetini bilebildik mi?
Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in şu hadisiyle
bitiriyorum: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için
hazırlık yapandır. Zavallı kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan ve buna
rağmen hâlâ Allah’tan iyilik temenni edendir.”



