8 Temmuz 2018’de Edirne’den İstanbul’a gitmek için hareket
eden 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar
Mahallesi yakınlarında raydan çıkıp, devrilmişti.
Kaza esnasında Kapıkule'den İstanbul-Halkalı'ya doğru hareket eden yolcu treni, Çorlu yakınlarından geçerken yağış nedeniyle rayların altındaki toprak menfezinin kayması sonucu trenin 5 vagonu devrilmişti. Kazada 7’si çocuk 25 kişi ölmüş, 317 kişi de yaralanmıştı.
Çorlu Tren Kazası
8 Temmuz 2018'de Kapıkule - İstanbul seferini yapan bölgesel
yolcu treninin 5 vagonu, saat 17:00 civarında Tekirdağ'ın Muratlı ile Çorlu
ilçeleri arasındaki Sarılar Mahallesi'nde raydan çıkarak devrildi. Kaza, aşırı
yağışa bağlı rayların üzerinden geçtiği ve denetiminin yapılmadığı menfezin
kayması sonucu gerçekleşmişti. 362 yolcunun bulunduğu trende 25 kişi ölürken
317 kişi yaralanmış bunlardan 194'ü ayakta tedavi edilmiş 123'ü hastanelerde
müşahede altına alınmıştı. Arazinin çevre şartlarının zorlu olması nedeniyle
kazaya ilk olarak müdahaleyi çevredeki köylüler ve yaralı kurtulan yolcular
yapmıştı.
Bilirkişi raporu açıklandı: Birçok ihmal var!
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürerken, Çorlu
Cumhuriyet Başsavcılığı, alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın
genişletilmesine karar verdi.
Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava koşullarının takip
edilmemesi, hava koşullarının takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava
koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilmemesi, menfezin ve
çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla
mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul yönündeki büzün tıkalı
olması nedeniyle büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza
menfezine yönelmesi nedenlerinin etkili olduğu değerlendirildi.
Değerlendirmenin ardından savcılık, kazada sorumlulukları bulunduğu anlaşılan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü’ndeki 9 görevli hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak ve bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçlarından Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
"TCDD’NİN birimleri asli kusurlu"
Süren davada oluşturulan bilirkişi heyetinin ek raporunda,
ulaştırma ve yapı mühendisliği bölümünde kaza nedenleri; kaza yerindeki
menfezin hidrolik ve kanat duvarları açısından yetersizliği, balast tabakası
altındaki koruma tabakasının yetersizliği, balast tutucu duvarların eksikliği,
hat üstyapısının yürüyerek gözleme olanak tanıyacak kadar geniş olmaması, dolgu
şevi boyunca gelişmiş olan yabani bitkilerin şevi zayıflatması, ray kırığı
konusunda uyarıda bulunacak elektronik sistem eksikliği olarak sıralandı.
Raporda, “TCDD Genel Müdürlüğü Ar-Ge Birimi, Merkez ve
1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ile altyapı ve
sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığı ve Yol ve Geçit Kontrol Memuru
istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu oldukları görüş ve
kanaatine varılmıştır.” ifadeleri kullanıldı.
9 Sanığa Hapis Cezası: 4’ü Tutuklandı
Davanın görülen 20’nci karar duruşmasında, mahkeme heyeti;
sanıkları bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçlarından
cezalandırırken, bazı sanıklar için sicil kaydı takdiri indiriminde bulundu.
Heyet, dönemin TCDD 1'inci Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15
yıl, bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı Levent Meriçli'ye 9 yıl
2 ay, Bölge Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Altyapıdan Sorumlu
1'inci Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras'a 8 yıl 4 ay,
mühendis Tevfik Baran Önder'e 10 yıl, Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt'a 16
yıl 3 ay, mühendis Deniz Parlak'a 9 yıl 2 ay, mühendis Kubilay Başkaya'ya 9 yıl
2 ay ve Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat'a 13 yıl 9 ay hapis
cezası verdi.
Levent Kaytan, Burhan Ortancıl, Çetin Yıldırım ve Celalettin Çabuk için de beraat kararı verildi. Heyet ayrıca Mümin Karasu, Nihat Aslan, Turgut Kurt ve Özkan Polat hakkında tutuklama kararı verdi.
“Her Sanığın Cezai Sorumluluğu Ayrı Ayrı Değerlendirildi”
Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı 370 sayfalık
gerekçeli kararda; yaralılar, ölenlerin yakınları, görgü tanıkları ve
sanıkların ifadelerine de yer verildi.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Bütün delillerin birlikte incelenmesi neticesinde, her bir sanık yönünden kendi başlığı altında ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, eldeki dava sanıkları bakımından manevi unsurun taksir (basit veya bilinçli hali) olduğu kanısına varılmıştır. Hal böyle iken her bir sanığın kişisel sorumluluğu, diğer sanıkların kusurlarından bağımsız olarak yalnızca kendi kusuru dikkate alınarak belirlenmiştir. Mahkememiz her bir sanığın cezai sorumluluğunu ayrı ayrı değerlendirmiş ve kusurlu olduğu sübuta eren sanıklar yönünden kanunun belirlediği alt ve üst sınırlar arasında uygun bir cezaya hükmetmiştir.
Meydana gelen kaza bakımından herhangi bir kusuru
bulunmadığı anlaşılan sanıklar yönünden ise beraat kararı verilmiştir. Dava
konusu tren kazasına bağlı olarak 25 kişinin hayatını kaybettiği, 224 kişinin
ise değişik seviyelerde yaralandığı tespit edilmiştir. Mahkememiz
mahkumiyetlerine karar verdiği sanıklar yönünden temel cezayı belirlerken,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararında da belirtildiği üzere öncelikle failin
taksirli kusurunun ve olayda meydana gelen zararlı neticenin ağırlığını dikkate
almıştır.
Bu kapsamda, faillerin tamamının 'asli kusurlu' bulunduğu ve
olayda 25 kişinin hayatını kaybettiği, 219 kişinin değişik düzeylerde
yaralandığı anlaşıldığından mahkum edilen sanıkların temel cezalarında, asgari
10 yıldan başlamak üzere teşdit uygulanmıştır. Hakkında bilinçli taksir
hükümlerinin uygulanmasına hükmedilen sanıklar yönünden, bilinçli taksire
sebebiyet veren etken sayısının birden fazla (üç veya dört) olduğu dikkate
alınarak, Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi'nin kararları doğrultusunda, ceza artırımında
1/2 oranı tatbik edilmiştir.”



