Solmaz, aşının her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtaran, en etkili ve ekonomik sağlık müdahalelerinden biri olduğunu vurguladı. Aşıların yalnızca bireyleri değil, toplumun tamamını koruduğunu belirterek bulaşıcı hastalıkların yayılımının önüne geçmede büyük rol oynadığını ifade etti.
Açıklamasında Dünya Aşı Haftası’nın önemine değinen Solmaz, bu özel haftanın aşılamayla ilgili toplumsal farkındalığı artırmayı ve daha fazla bireyin aşıyla korunmasını amaçladığını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yılki temasının “Herkes için aşılama insanlık için mümkün” olduğunu hatırlatarak, aşılama hizmetlerinin erişilebilirliğinin küresel bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Dr. Solmaz, ülkemizde çocukluk çağı aşı takvimine Nisan 2025 itibarıyla “6’lı karma aşı”nın eklendiğini, gebelik döneminde ise tetanos ve difteri aşılarına boğmaca bileşeni de eklenerek “Tdab” aşısının her gebelikte uygulanmaya başlandığını açıkladı. Bu uygulamalarla, hem çocuklar hem de annelerin bulaşıcı hastalıklara karşı korunmasının hedeflendiğini ifade etti.
1981 yılından bu yana yürütülen Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında ülkemizde çocuklara 13 hastalığa karşı aşı uygulandığını belirten Solmaz, çocuk felci, difteri ve yenidoğan tetanosu gibi hastalıkların Türkiye’de uzun süredir görülmediğini söyledi. Ancak, dünyada hâlâ dolaşımda olan kızamık gibi hastalıklara karşı eksik aşılı çocukların mutlaka aşılanması gerektiğine dikkat çekti.
Açıklamasının sonunda tüm çocukların sağlıklı yaşama hakkı olduğuna vurgu yapan Dr. Solmaz, aileleri çocuklarının aşılarını zamanında yaptırmaları konusunda duyarlı olmaya davet etti. Aşılamanın, çocukları bulaşıcı hastalıklardan korumanın en etkili yolu olduğunun altını çizdi.




