Coronavirus (Covid-19) salgınının hasta
bireylerin öksürme, hapşırma veya aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların
başkaları tarafından solunması ile bulaştığını anımsatan Demir, hastalıktan
korunmak için önerilerde bulundu.
Coronavirus hastalığının çocuklar üzerindeki
etkilerine vurgu yapan Demir, hastalığın çocukların anlayacağı şekilde
kendilerine anlatılması gerektiğini belirtti. Demir, çocukların kesinlikle
korkutucu haber ve yorumlara maruz kalmaktan korunması gerektiğini kaydetti.
“KİRLİ ELLERLE GÖZ, BURUN VEYA AĞZA TEMAS
ETMEK RİSKLİDİR”
Coronavirus’un bulaşma yollarına değinen
Demir, “Covid-19 ilk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde 2019’un aralık ayının
sonlarında ateş ve solunum yolu belirtileri (öksürük, nefes darlığı gibi)
gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de
tanımlanan bir virüstür. Hastalık, hasta bireylerin öksürme, hapşırma veya
aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların başkaları tarafından solunması ile
bulaşır. Hastaların solunum parçacıkları ile kirlenmiş yüzeylere dokunulduktan
sonra ellerini yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağza götürmesi ile de virüs
alınabilir. Kirli ellerle göz, burun veya ağza temas etmek risklidir. Vakaların
yüzde 80’i hastalığı hafif geçirmektedir.” dedi.
“HASTALIKTAN EN ÇOK ETKİLENENLER 60 YAŞ VE
ÜSTÜ OLANLARDIR”
Hastalığın daha çok 60 yaş ve üstündeki
kişileri etkilediğini belirten Demir, “Vakaların yüzde 20’si hastane
koşullarında tedavi edilmektedir. Hastalık, genellikle 60 yaş ve üzerindeki
kişileri daha fazla etkilemektedir. Bazı insanların daha fazla hastalanma ve
ciddi semptomlar geliştirme riski altında olduğu gösterilmiştir. Hastalıktan en
çok etkilenenlerse; 60 yaş üstü olanlar, ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları
olan insanlar, kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet, kronik solunum yolu
hastalığı, kanser gibi hastalıklar ve sağlık çalışanlarıdır.” diye konuştu.
"TEMİZLİĞE DİKKAT EDİLMELİ"
Demir, Coronavirus salgınından korunmak için
şu önerilerde bulundu: "Mümkün olduğu kadar yurt dışına yolculuk
yapılmamalı. El temizliğine (sabun-su veya el dezenfektanı) dikkat edilmelidir.
Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir. Hasta insanlarla
temastan kaçınılmalıdır. Öksürme veya hapşırma ile etrafa sekresyonlar
saçılmamalı. Dışarı çıkmak zorunda kalındığında tıbbi maske kullanılmalıdır.
Özellikle yurt dışı veya karantina altına alınan yerlere seyahat sonrası 14 gün
kendimizi izole etmeliyiz. Herhangi bir solunum yolu semptomu, yüksek ateş veya
tarif edilemeyen başka bir semptomla ani kötüleşme durumunda maske takılarak en
yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı."
“COVİD-19 ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLMEKTEDİR”
Coronavirus hastalığının çocuklar üzerindeki
etkisine vurgu yapan Demir, “Çocuklarda hastalık nadir ve hafif görünmektedir.
Çocuklarda şimdiye kadar az sayıda vaka ve ölüm görülmüştür. Covid-19 salgını
dünyanın hemen her ülkesini etkilemeye devam ediyor. Salgın, ailelerin ve
bireylerin yaşam rutinlerini değiştirmelerine neden oldu. Çocuklar okula
gidemiyor ve evden eğitim almaya çalışıyorlar. Sosyal mesafeyi arttırmak
gerektiği için çocuklar arkadaşları ve akrabaları ile görüşemiyor. Çocukların
ruh sağlığını korumak için kaygılarını kontrol edebilmek için ilk adım
bilgilendirmedir." ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARA SEVDİKLERİNİN DURUMU İLE
İLGİLİ BİLGİ VERİLMELİDİR"
Çocuğun soru sorabileceği bir ortam sağlanması
gerektiğini vurgulayan Demir, şunları söyledi: Sorular dürüstçe ve çocuğun
anlayabileceği bir şekilde cevaplanmalıdır. Coronavirus’un yeni bir virüs
olduğu, yaptığı hastalığın adının Covid-19 olduğu, doktorların bununla ilgili
bilgileri edinmeye devam ettiğini, birçok kişinin hastalandığı ama çoğunun
durumunun iyi olduğunu, her ‘hasta’ olanın bu virüsü taşımadığı ve belirtilerin
başka hastalıklarla da ilişkili olabileceğini, çocukların nadiren hasta
olduklarını ve hasta olurlarsa da çok hafif geçirdiklerini, ancak yine de hijyene
dikkat edilmesinin önemli olduğunu belirtilmelidir. Çocuğun aynı soruları
tekrar tekrar sorabileceği bilinmelidir. Çocuklar daha çok kendileri ve
sevdikleri ile ilgilidir, bu yüzden sevdiklerinin durumu ile ilgili de bilgi
verilmelidir.
"ÇOCUKLARDAN BİLGİLER
SAKLANMAMALIDIR"
Açıklamasının devamında Demir, "Bu
dönemde ev dışında çalışmak zorunda kalan anne ve babalar işten geldiklerinde
hijyen kuralları nedeniyle çocuklarına sarılmamaları ve öpmemelerini
gerekçeleriyle anlatmalıdır. Özellikle bu dönemde nöbet usulü çalışmak zorunda
kalan sağlık çalışanları görevlerini, evde bulunmadıkları zamanı nasıl
geçirdiklerini endişelendirmeden ancak güven duygusunu sarsmamak adına herhangi
bir bilgiyi de saklamadan paylaşmalıdır. Gerçekçi olmayan sözler verilmemelidir.
Çocuk hastalar birçok kişinin kendilerine yardımcı olduğunu ve kendileriyle
ilgilendiğini bilmelidir. Çocuk yetişkinlere bakarak kendisini ayarladığı için,
konu ile ilgili yorumlara ve tepkilere dikkat edilmelidir." diye konuştu.
"ÇOCUKLAR KORKUTUCU HABER VE YORUMLARA
MARUZ KALMAKTAN KORUNMALI"
Demir, son olarak şu bilgileri paylaştı:
"Çocuklar televizyon veya sosyal medyadaki abartılı veya korkutucu haber
ve yorumlara maruz kalmaktan korunmalıdır. Çocuklara sosyal medyada duydukları
her şeyin doğru olmadığı söylenmelidir. Okulların kapatılması korkutucu bir
olay gibi sunulmamalıdır. Evde olmanın diğer insanlara faydalı olacağını çocuk
bilmelidir. Günlük rutinler yani yaşamın doğal akışı mümkün olduğunca
korunmalıdır. Çocukların sınıf arkadaşlarıyla, mümkünse öğretmenleriyle
iletişim kurmaları, dijital olanaklar kullanılarak görüntülü konuşmalar
yapmaları sağlanmalı ve desteklenmelidir. Sürekli uyku sorunu yaşayan,
korkularını kontrol edemeyen, anne babasından ayrılamayan çocukların
profesyonel, psikososyal yardıma ihtiyacı olabilir. Çocukların stresini
arttıracak 'dehşete kapılma' gibi yüklü kelimeleri kullanılmamalı. Ailelerin
birlikte uyku düzeni, TV izleme, aktivite, egzersiz, oyun, hijyen eğitimi için
bir plan yapması gereklidir."



