Cenin, Filistin topraklarında kurulmuş en eski şehirlerden
biri. Batı Şeria’da bulunan üçüncü büyük kent. Arap-İsrail savaşlarında
Siyonist çetenin katliam ve zulümlerinden kaçan Filistinlilerin sığındığı belli
başlı yerlerden biri… Mültecilerin yoğun yaşadığı şehirde sığınmacılar için
büyük bir yerleşim Kampı kurulduğu için burası dış dünyada daha çok Cenin
Mülteci Kampı olarak tanınıyor, anılıyor.
Cenin, Abbas başkanlığındaki Ramallah yönetiminin, yani
El-Fetih’in önemli merkezlerinden, güçlü kalelerinden biriydi birkaç sene
öncesine kadar. Ama şimdi Abbas’ın polis kuvvetleri Siyonist çetenin sözde
güvenlik unsurlarıyla birlikte Cenin’de operasyon yürütüyor. Evet, yanlış
duymadınız, Abbas’ın polisleri Siyonistlerle birlikte Cenin halkına yönelik bir
tutuklama furyası başlatmış durumda. Günler önce başlayan bu furya hala
sürüyor.
Abbas yönetimi, bir zamanlar kendi kalesi olan bu şehirde
neden Siyonistlerle birlikte sözde operasyon başlatıyor.
Bu durum aslında birçok müjdeyi, güzelliği içinde
barındırıyor. Bu, Ramallah yönetiminin ve onun şahsında Batıcıların, laik
kesimlerin iflasının ilanıdır aslında. Gazze’den sonra Batı Şeria da, Ramallah
da İslami hareketlerin, İslami direniş güçlerinin inisiyatifine geçiyor.
Bir zamanlar Filistin davası denilince, Filistin mücadelesi
denilince laik, solcu, ulusalcı Filistinliler akla gelirdi. FKÖ, el-Fetih ve
diğer laik, solcu güçler hatırlanırdı. Süreç içerisinde İslami hareketler ön
plana çıktı. Filistin halkı laiklere, solculara olan güvenini yitirdi. Onların
Siyonistlerle işbirliğinden çekinmediklerini, Filistin’in kurtuluş mücadelesini
çıkar ve iktidar mücadelesine dönüştürdüklerini, Siyonistlerin güdümüne
girdiklerini, Filistin davasına ihanet ettiklerini gören Filistin halkı yüzünü
Müslümanlara çevirdi.
Siyonistlerin ileri karakolu, eyalet valiliği gibi hareket
eden, kendi iktidarlarının geleceğini Siyonistlere boyun eğmekte, onlarla
işbirliği yapmakta bulan Abbas yönetimi Batı Şeria’da, Ramallah’da gittikçe
daha çok kan kaybediyor. Başta HAMAS ve İslami cihat olmak üzere İslami direniş
güçleri Batı Şeria’da da halkın tek umudu haline gelmiş durumda. Batı Şeria
halkı HAMAS’a ve diğer direniş güçlerine katılıyor. İslami direnişin bu
bölgedeki askeri gücü, teşkilatlanması önlenemiyor.
Ve en önemlisi Filistin halkı, Cenin’de, Kudüs’te, Ramallah’ta, El-Halil’de
ve diğer birçok kentte HAMAS’ın, İslami Cihadın önderliğinde silahlanıyor…
İran’dan ve Filistin direnişine destek olan diğer İslami güçlerden silah
alıyor. Gazze’den, Lübnan’dan Batı Şeria’ya çeşitli yollarla sürekli silah
sokuluyor. Batı Şeria büyük bir intifadaya, kanlı bir hesaplaşmaya, ölümüne bir
özgürlük ve kurtuluş mücadelesine hazırlanıyor.
Gazze’den sonra Batı Şeria, Ramallah ve Kudüs’ün de
Siyonistlerin işgalinden kurtarılması için İslami direniş tarafından büyük
hazırlık yapılıyor.
Direnişe ev sahipliği yapan en önemli kentlerin başında ise
Cenin geliyor. Abbas yönetimi bir zamanlar kalelerinden biri konumundaki
Cenin’in İslami direniş güçlerinin adeta kurtarılmış bölgesi haline geldiğini
görünce her türlü ihaneti, işbirliğini göze alarak, Filistin davasına öldürücü
darbeler vurmaya çalışmaktan çekinmeyerek bu operasyonu başlatmış durumda.
Abbas, Ramallah yönetimi, El-Fetih iktidarlarını
Siyonistlere borçlu çünkü. Batı Şeria’nın Siyonistlerin işgalinden
kurtarılmasının kendi iktidarlarının sonunu getireceğini biliyorlar. Bu yüzden
ne pahasına olursa olsun İslami direnişin Batı Şeria’daki, hatta Kudüs’teki,
1967 topraklarındaki yükselişini durdurmaya çalışıyorlar.
Ama beyhude bir çaba… Ok yayadan çıktı bir kere. Müslüman
Filistin halkı, direnişin dostu ülke ve İslami hareketlerin de desteğiyle tüm
Filistin topraklarını işgalden kurtarıp özgürlüğüne kavuşturmakta kararlı.
Abbas için, laik, solcu Filistinliler için, Siyonistler ve
onların uşakları, işbirlikçileri için hiç de güzel günler görünmüyor ufukta…