Deprem bölgesindeki çalışmaları, görüşme ve ziyaretleri sonucunda alınan sorun ve tespitleri sıralayan Ramanlı, “Ortak kullanım alanları olan lavabo, tuvalet ve banyolar sayı olarak yetersiz olup tuvalet ve lavaboların çadır kentin dışında kurulması yüzünden, kadınlar, yaşlılar ve çocukların kullanımına uygun değildir. Lavaboların temiz kullanılması açısından da sorunlar mevcuttur. Bu alanda temizlik görevlileri istihdam edilmelidir.” dedi.
Ramanlı şu ifadeleri
kullandı: “Çadır kentlerde şebeke suyu, sıcak su ve içme suyu konusunda
sorunlar devam etmektedir. Lavabo, tuvalet ve banyoların önünde kuyruklar
oluşmakta bu durum mahremiyet açısından oldukça sıkıntı oluşturmaktadır. Çadır
kentlere elektrik verilmemektedir. Çadır kent sakinleri telefonlarını bile şarj
etmekte zorlanmaktadır. Çadırlarda ısınma ve hijyen sorunu devam etmektedir. Çadırkent
sakinlerinin yaşadıkları sıkıntılarla ilgili olarak seslerini yeterince
duyuramaması, yaşadıkları sıkıntıların bir kısım yetkililerce görmezden
gelinmesi, sorunlara kalıcı çözümler üretilememesi ve gittikçe çaresizliklerin
artması, depremzedelerin yaşadıkları çadır kentleri ‘esir kampına’
benzetmelerine yol açmıştır. Bu söyleme sıkça rastlanmaktadır. Büyük küçük her
ne sorun varsa çözülmesi için azami gayret sarf edilmelidir.”
Başta Çadır kentler olmak
üzere barınma alanlarında özellikle kadınların ihtiyaçlarının giderilmesi
noktasında kadın görevlilerin bulundurulmasının önem kazandığını belirten
Ramanlı, “Barzani Yardım Vakfı tarafından 17 Şubat’ta Adıyaman’da Kayalık
Mahallesi 3. Çevre Yolu Caddesi'ndeki boş arazide kurulan 500 çadırlık
çadırkent halen boştur. Eğer yerleştirilecek insan yoksa bu çadırların ihtiyaç
olan yerlere gönderilmesi faydalı olacaktır. Çiftçinin, tarım üreticisinin ve
hayvan besicisinin yerini ve yurdunu terk etmemesi için gerekli önlemler
alınmalı ve çiftçinin köyünde kalması sağlanmalıdır. Yem, ilaç, mazot, gübre
vb. girdilerde ciddi indirimler yapılmalıdır. Özellikle mevsim itibariyle ilaç
ve gübre zamanı geldiğinden bu konuda hızlı bir şekilde adım atılmalıdır. Köylü
besicilerin barınak ve yem konusunda talepleri vardır. Köylü ürettiği süt,
peynir, tereyağı, yumurta gibi hayvansal ürünleri pazarlayamadığını, ürünlerini
satabilecek bir alan oluşturulması için talepte bulunmaktadır.” Dedi.
Su ihtiyacından da bahseden
Ramanlı, “İl ve ilçe merkezlerinde belediyelerin şebeke suyu hizmet vermeye
başlamışsa da içmek için uygun değildir. Evleri hasarlı olmayan halkın da su
sorunu yaşamasına sebep olmaktadır. Belediyelerin su sorunu bir an önce aşmaları
gerekiyor. Afet Bölgesinde görevli olan yetkililerin yeterince
duyarlı olmamasından ve görev ihmalinden dolayı Adıyaman ve Malatya’da sorunlar
yaşanmaktadır. Yetkililer maalesef halkın arasına yeterince karışmamakta,
gerekli koordinasyonu tam olarak yerine getirememektedir. Yerel yöneticiler ile
dışarından destek amaçlı görevlendirilen yöneticiler arasında da yer yer uyum
sorunu yaşanmaktadır. Bu da halkın hizmet almasını zorlaştırmaktadır. Hükümet
Yetkililerinin Deprem Bölgesinde Sorun Kalmadığına Dair Beyanatları halk
tarafından tepki ile karşılanmaktadır. Bu tür beyanların afet bölgesine
gelebilecek yardımların kesilmesine veya azalmasına sebep olmasından endişe
etmektedirler. Basına ve kamuoyuna beyanat verirken bu hassasiyetlerin göz
önünde bulundurulması gerekir. Afet Bölgesinde özellikle Adıyaman, Hatay,
Kahramanmaraş ve Malatya’da Koordinatör Bakanlar ve Valiler sahada sorunları
birebir takip eden kuruluşlarla sürekli iletişim halinde olmalı, halkın
sorunlarının iletilmesi ve sorunların takibi sağlanabilmelidir.” dedi. HABER
MERKEZİ



