Gazze’de soğuktan donarak hayatını kaybedenler var! Bizler sıcacık evlerimizde otururken.
Siyonist saldırıları altında ikinci kış geçti.
Ateşkes anlaşmasına tam olarak uymayan Siyonistler Gazze’de çocukların donarak ölmesine neden oluyor.
Kışı atlattık, neredeyse bahar gelecek. Çocuklar artık ölmeyecek mi?
Hayır mevsimler değişiyor ama mevsimlerin değişmesiyle orada yaşanan zulümler son bulmuyor, çocuklar yine ölmeye devam ediyor, katil Siyonistlerin eliyle.
Açlık, yokluk, ilaçsızlık, çocukların katledilmesi ve mazlumların şehadeti hiç eksik olmadı Gazze'de...
Bombardımandan sağ kurtulan çocuklar, şimdi de açlık ve dondurucu soğuklarla mücadele ediyor.
Geçtiğimiz günlerde altı bebek soğuktan donarak hayatını kaybetti!!! Bu kareleri görmeye yüreklerimiz dayanmıyor artık. Sözün bittiği yerdeyiz.
Bir annenin, evladını ısıtamaması ne demek!!! Evlatlarını soğuktan koruyamamanın acısıyla gözyaşı döken anneler... Büyük bir imtihan… İnsanlık, vicdanını nereye gömdü?
Gazze halkının kışın zorlu şartlarında olmaları içimizi yakarken, içimizi yakan bu ateş onları ısıtmaya yetmiyor.
Gazzeli bir anne "Kış geceleri şiddetli soğuklar nedeniyle çok sert geçiyor. Yağmur suları eve akıyor, eşyalarımız sular altında... Çocuklarımız sürekli hasta... Yaşlılarımız da soğuklardan dolayı sürekli hasta." Bu sözler oradaki acıların ne kadar derinleştiğini gözler önüne seriyor.
Gazze’de milyonlarca insan elektrik, su, ilaç ve yakıt gibi temel ihtiyaçlardan yoksun. Kışın çetin şartları, bu yoksunluğu daha da derinleştiriyor. İnsanlar çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Ancak, Hükümetin saha değerlendirmesine göre çadırların %81’i kullanılamaz hale geldi.
Duyarlı halklar ve yardım kuruluşları 250 bin çadır ve karavanı Gazze’ye ulaştırmak için harekete geçti.
Siyonistler dünyanın gözlerinin içine baka baka yardımların girişine engel olup kısıtlama getiriyor.
Siyonistler izin vermemiş!!!
Ey İslâm âlemi neredesiniz?
Ey insanlık neredesiniz?
Bir avuç katil Siyonist hâlâ zulmetmeye devam ediyor, ateşkese rağmen.
Bombalarla yok edemedikleri Gazze halkını açlıkla, gıdasızlıkla, barınaksız bırakarak soğuk hava şartlarında ölüme terk ediyorlar.
Gazze’de çocuk olmak, soğuğa, açlığa ve hastalığa direnmek demek. Çıplak ayaklarla ıslak ve çamurlu çadırlarda hayat mücadelesi vermek demek!... Anneler, çocuklarını soğuktan koruyamıyor, bunun acısıyla gözyaşı döküyor.
2 milyona yakın Gazze halkı bombalar altında ikinci kışlarını geçiriyor. Sadece saldırılar değil, aynı zamanda uygulanan abluka da halkın temel ihtiyaçlara ulaşmasını engelliyor. Açlık, susuzluk ve hastalıklar, özellikle çocukları ve yaşlıları savunmasız hale getiriyor.
Dünyanın gözü önünde, modern çağın en büyük insani trajedilerinden biri yaşanıyor. Ancak İslam ülkeleri ve uluslararası toplum, sadece izlemekle yetiniyor. 2 milyarlık İslam dünyası, bu insanlık suçuna karşı yeterli tepkiyi veriyor mu?
Yaşanan zulümleri anlamak için anne olmaya, baba olmaya gerek yok. Müslüman veya gayri Müslim olmaya da gerek yok. İnsan olmak yeterlidir.
İnsan hakları beyannamesi, “İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin eşit ve devredilemez haklarını tanımak dünyada özgürlük, adalet ve barışın temelidir” diyor.
Ama görünen o ki insan hakları namına hiçbir değer kalmadı.
Aslında bu bir insanlık meselesidir. Vicdanı olan herkesin bu zulme karşı durması gerekir.
Medeni dünyanın gerçek yüzü, bir tarafta açlık, susuzluk, ilaçsızlık, barınma, ısınma problemleri ile hayatta kalabilmenin mücadelesini verenler, diğer yandan israf havuzunda yüzen sözde Medeniyetler!!!
Bu zulmün elbet bir sonu olacak, her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı olduğu gibi... Peki insanlık bu süreçte nerede duracak? Seyirci kalıp utancını mı büyütecek, yoksa harekete geçerek tarihe onurlu bir duruş mu bırakacak?
Gazze ikinci kışında peki ya insanlık... İnsanlık nerede?