Batman’daki sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde Atatürk Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasında İttihadul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek’in yaptığı konuşma, meydanda toplanan kalabalığın yüreğine dokundu. Konuşma boyunca ayetlerden örnekler veren Şimşek’in tarihi konuşması gündem oldu.

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda savaşmıyorsunuz?”
Konuşmasına Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyarak başlayan Molla Beşir Şimşek şöyle dedi:
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir koruyucu sahip gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmış, ezilenler adına savaşmıyorsunuz?” (Nisa Suresi, 75. Ayet)
“Ey iman edenler! Size ne oluyor da ‘Allah yolunda savaşa çıkın!’ denildiğinde yere çakılıp kalıyorsunuz? Yoksa ahiret hayatı yerine dünya hayatını mı tercih ettiniz? Ama unutmayın ki, bu dünya hayatının sefası öte dünyaya kıyasla pek değersizdir. Eğer seferber olmazsanız, sizi can yakıcı bir azapla cezalandırır ve yerinize başka bir halkı getirir. Siz O'na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir.” (Tevbe Suresi, 38–39. Ayetler)
“Bu işin akıbeti bu ayetlerde çok açık anlatılmıştır”
Ayetleri okuduktan sonra konuşmasına devam eden Molla Beşir Şimşek, şunları söyledi:
“Bu işin Müslümanlar için akıbeti, bu ayetlerde çok açık bir şekilde anlatılmıştır. Bizans topraklarında bir kadının tesettürüne el uzatıldığında o Müslüman kadın, 'Vaa Mutasımaaah!' diye feryat etti. O feryat Bağdat’taki İslam Halifesi Mutasım Billah’a ulaştığında, Halife, ‘Eğer senin yardımına gelmezsem Allah da benim yardımcım olmasın’ diyerek İslam ordularını harekete geçirdi. Bizans üzerine sefere başladı. Müslüman bir kadının namusu için aylar sürecek bir savaşı göze aldı.”
“Eskiden Müslümanlar izzetliydi, heybetliydi”
Şimşek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Eskiden Müslümanlar izzetliydi, heybetliydi. Müslümanlar şerefini, namusunu çiğnetmezdi. Ama şimdi iki yıldır Müslüman çocukların, kadınların kanına, namusuna el uzatılıyor. Müslüman erkekler, kadınlar, çocuklar şehit ediliyor. Çocuklarını göğsüne bastıracak anneler kalmadı. Akşam eve gelip çocuklarıyla oynayacak babalar kalmadı. Torunlarını göğsüne bastıracak dedeler kalmadı. Bu zillet daha ne zamana kadar sürecek?”
“Neden artık tek bir feryat Bağdat’a ulaşmıyor?”
Molla Beşir Şimşek, geçmişle bugünü kıyaslayarak şöyle devam etti:
“Eskiden neden tek bir kadının feryadı dalga dalga yayılarak Bağdat’a kadar ulaşıp İslam ordularını harekete geçirebiliyordu? Şimdi neden binlerce çocuğun, kadının kanı, iffetlerinin kirletilmesi, şehirlerin tarumar edilmesi, camilerin yıkılması, Kur’an’a ve mukaddesata saldırılar harekete geçmesi gerekenlerin kulağına ulaşmıyor? Biz neyi bekliyoruz?”
“Ordular artık izzet için değil, sınır için kuruluyor”
Şimşek, Müslüman liderleri eleştirerek şunları söyledi:
“Neden eskiden Müslüman liderleri tek bir çağrıyla harekete geçiyordu, şimdi Müslümanlar neden sessiz? Eskiden İslam orduları Müslümanların izzet ve namusunu muhafaza etmek için kurulurdu. Ordu İslam dini, namusu, izzeti için vardı. Devletler, resmî kurumlar bunun için çalışırdı. Ama şimdi ordular, devletlerin sınırlarını korumak için kuruluyor; liderlerin makamlarını korumak için. Maalesef şimdi devlet eliyle Müslümanların namusuna el uzatılıyor.”
“Binlerce kadın ‘Vaaa Mutasımah’ diye haykırıyor ama ses yok”
Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:
“Eskiden tek ses Müslümanları ayağa kaldırırdı. Şimdi ise binlerce kadın ‘Vaaa Mutasımah’ diyor, binlerce çocuk katlediliyor, yardım bekliyor. Binlerce anne baba ölü çocuklarının bedenini havaya kaldırıp bize gösteriyorlar. Gözümüzün içine bakarak ‘Neden yardımımıza gelmiyorsunuz?’ diyorlar. Ama Müslüman orduların uçaklarının sesleri gelmiyor, tanklarının, tüfeklerinin sesleri gelmiyor. Zulme karşı körler, sağırlar, dilsizler... Zillet içindeler. Harekete geçmiyorlar. Çünkü asıl dertleri makamlarıdır. O makamlar da Siyonistler eliyle kendilerine verilmiştir.”
“Amerika ‘otur’ diyor, oturuyorlar”
Molla Beşir Şimşek, liderlere yönelik eleştirilerini daha da sertleştirerek:
“Müslümanların iyiliğini düşünmüyorlar. Müslümanların şerefini, izzetini düşünmüyorlar. Sadece kendi makamlarını, mevkilerini düşünüyorlar. Amerika onlara ‘otur’ diyor, oturuyorlar. Biz onlara ne kadar ‘kalkın’ desek de kalkmıyorlar. Ama bu hal böyle uzun sürmez. Bu hal bizi helak edecek. Vallahi, vallahi, vallahi bi hakkıyla görevimizi yapmazsak bu çocukların, kadınların kanında bizim de parmağımız olur. Kendimizi kandırmayalım.”
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir”
“Müslümanların peygamberi, ‘Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez, onu düşman elinde kimsesiz bırakmaz’ demiştir. Rabbimiz, ‘Müşrikler sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekûn savaşın’ diyor. Ama biz yapmıyoruz. Görevimizi yerine getirmiyoruz.”
“Liderleri biz korkutmalıyız”
Molla Beşir Şimşek, halkı harekete geçmeye çağırarak şu ifadeleri kullandı:
“Vallahi tek çaremiz kaldı. Madem liderler Amerika ve İsrail korkusundan, makamları ellerinden gidecek diye harekete geçmiyor; biz de liderlerimizi korkutmalıyız. Eğer bacılarımıza, kardeşlerimize sahip çıkmazsanız, eğer bu zulmü durdurmazsanız, bizden; bizim paralarımızla oluşturduğunuz bu orduyla izzetimizi, şerefimizi korumayacaksanız; o zaman biz bu makamları sizden alacağız demeliyiz. Günlerce kapılarında oturup eylem yapmalı, onları harekete mecbur bırakmalıyız. Ama bunu bile yapmıyoruz.”
“Siyonistlerden önce evlatlarımız saldırıyor”
Konuşmasında İncirlik protestosunu hatırlatan Şimşek:
“Polislerin izniyle buraya geliyoruz. Eğer işlerine gelmeyen bir slogan atarsak Siyonistlerden önce onlar bizden hesap soruyor. Hepiniz gördünüz; bacılarımız, annelerimiz İncirlik kapısında protestoda bulunduğu için, Siyonist askerlerden önce kendi evlatları olan polisler tarafından tekme tokat dövülerek, sürüklenerek uzaklaştırıldı.”
“Artık konuşmaktan haya ediyoruz”
Konuşmasını çarpıcı cümlelerle sonlandıran Molla Beşir Şimşek:
“Kafirler, Siyonistler bunu görüyor. Çocuklarımızı öldürüyorlar, kadınlarımızı öldürüyorlar, şehirlerimizi yok ediyorlar. Kimse onlara dur demiyor. Vallahi artık konuşmaktan haya ediyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz. Zaman konuşma zamanı değil. Biz iki yıldır konuşuyoruz, onlar da iki yıldır bizi şehit ediyorlar. Buraya her gelişimizde değişen tek şey şehit rakamlarıdır. Savaş bitiyor mu? Hayır. Artık açlıktan çocuklarımızın feryat etmeye bile sesi çıkmıyor. Bugün kadınlar, ihtiyarlar sokaklarda açlıktan bayılıyor. Yardım istemek için bile ses çıkaramıyorlar. Böyle bir şey tarihte görülmemiştir. Ama biz hâlâ kendi ağzımızın tadından taviz vermiyoruz. Ne olacak bu hâlimiz? Allah bize rahmet etsin. Yarabbi, sen onları bize muhtaç bırakma. Yarabbi, her şeye rağmen şerefli, izzetli şekilde cihad eden, boyun eğmeyen o şerefli mazlumları izzetinle, kuvvetinle muhafaza et ve onlara zafer ihsan eyle. Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.”








