Modern fırınlara rağmen taş değirmen geleneği sürüyor
Değirmenci Haşim Uygur, temiz ve doğal ekmek tüketmek isteyen vatandaşların buğdaylarını getirerek taş değirmende öğüttürdüklerini söyledi. Zor şartlara rağmen baba mesleğini sürdürdüğünü belirten Uygur, “Bizim işimiz emek ister, helal kazançtır” dedi.
“Halk hâlâ doğal undan vazgeçmiyor”
Bağlar Mahallesi’nde faaliyet gösteren ve geçmişi 40 yıl öncesine dayanan değirmen, Batman’daki son taş değirmenlerden biri olma özelliğini taşıyor. Değirmenci Haşim Uygur, yıllardır bu mesleği sürdürdüğünü belirterek, “Uzun yıllardır bu değirmende çalışıyorum. Şu anda genelde halkın buğdayını öğütüyorum. Köylüler buğdayını getirir, biz de burada işleriz. Eskiden bu işler daha az olurdu ama şimdi buğday çok geliyor, işlerimiz yoğun” dedi.
“Unun kaliteli olması için buğdayı suya yatırıyoruz”
Uygur, buğdayı öğütmeden önce belirli süre suya yatırdıklarını belirterek şunları söyledi:
“Buğdayı önce suya yatırıyoruz. Bu, unun daha kaliteli olması için gerekli bir işlem. Yatırma süresi hava durumuna, buğdayın cinsine ve nemine göre değişiyor. Kimi zaman birkaç gün, kimi zaman on beş günü bulur.”
“Enerji maliyeti en büyük yükümüz”
Değirmenciliğin en büyük zorluklarından birinin enerji giderleri olduğunu ifade eden Uygur, “Değirmen tamamen elektrikle çalışıyor. Elektrik fiyatları arttıkça bizim de giderimiz yükseliyor. Bu yüzden sabit bir fiyat vermek zor. Ortalama olarak 50 kilo buğdayı 70-80 lira civarında öğütüyoruz” dedi.
“Kepekli un için sistem uygun değil”
Değirmenin yapısına dair bilgi veren Uygur, kepekli unun değirmende üretilemediğini belirterek, “Bizim sistemde kepekli un yapma imkânı yok. Değirmen kepeği otomatik olarak ayırıyor. Kepekli un için farklı bir düzenek gerekir ama elimizdeki sistem buna uygun değil” ifadelerini kullandı.
“Baba mesleğini helalinden sürdürüyorum”
Zamanla değişen çalışma koşullarına rağmen mesleğini sürdürdüğünü dile getiren Haşim Uygur, sözlerini şöyle tamamladı: “Bazen insanlar kendi buğdayını ayrı öğütmek ister ama burada öyle bir imkân yok. Herkesin buğdayı sırayla işlenir. Eskiden, babamın zamanında, değirmenler daha küçüktü; o zaman bu mümkündü. Şimdi yer de yok, sistem de değişti. Bizim işimiz emek ister. Su, taş, enerji… Hepsi bir denge ister. Ama en önemlisi, işin helal ve temiz olmasıdır. Kim buğday getirirse getirsin, herkesin hakkı eşittir. Biz de elimizden gelenin en iyisini yaparız.”
