Araştırmalara göre “Batman” adı, antik çağlarda değil Orta Çağ’da kullanılmaya başlanmıştır. Bölgedeki nehir ve vadilere antik dönemde Asurca “gelin” anlamına gelen Kalat adı verilmiş, Romalılar ise aynı nehri “Nymphaios (su perisi)” olarak adlandırmıştı. Bu dönemde “Batman” ismi geçmemektedir. Osmanlı belgelerinde ise ilk kez 1597 tarihli Şerefname’de “Kulp ve Batman Beyleri” ifadesiyle karşılaşılır. Uzmanlar bu kaydın, 16. yüzyılda bölgede kurulan bir beylikten bahsettiğini vurgular.
Orta Çağ’dan sonraki kaynaklar, “Batman” isminin Dicle’nin bir kolu olan Batman Çayı’nı tanımladığını gösterir. Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi 17. yüzyılda Batman’dan övgüyle söz etmiştir. Seyahatnamesi’nde “Batman Köprüsü” (Malabadi Köprüsü) ve “Batman Nehri” ifadelerini birkaç kez kullanmış, efsanevi hikâyelerle bu coğrafyayı anlatmıştır. 19. yüzyıl Osmanlı salnamelerinde ise Batman adının Batmân Köprüsü civarında bir köy adı olarak geçtiği görülür. Diyarbakır Salnamesi’ne göre 1873-74’te Batman Köprüsü yanında “Batman” adlı bir köy ve Beşiri kazasına bağlı “Elmedine” köyü kaydedilmiştir. Bu belgeler, bölgenin modern “Batman” adıyla anılmasının Cumhuriyet öncesi döneme uzandığını ortaya koyar.

Antik Dönem ve Osmanlı İsimleri
Arkeolojik ve metin kaynakları Batman bölgesine eski uygarlıkların izlerini de gösterir. Bölgede Dicle’ye dökülen Batman Çayı, eski kaynaklarda farklı adlarla anılmıştır. Romalılar “Nymphæus”, Bizans kaynakları “Nymphios”, Süryaniler “Kallath” adını kullanmıştır. Arap coğrafyacıları savaşların verdiği kanlı izlerden dolayı nehri “Satidama” (kanlı nehir) olarak tanımlamıştır. Osmanlı döneminde ise yöre, Bitlis’in Kulp ve Diyarbakır’ın Beşiri sancakları sınırlarında kalmıştır. 16. yüzyıl sonlarında Safevi kontrolünden Osmanlı yönetimine geçen bu topraklarda Şerefname’de adı geçen “Batman Beyleri”, o dönemde bölgede var olan bir idari birimi işaret eder. Şerefname’in ilgili bölümünde “Kulp ve Batman bölgesinin Safevi’den geri alındığı” anlatılır; dolayısıyla “Batman” adının o tarihte yerel bir yönetim birimi olarak kayıtlı olduğu anlaşılır.
Ahmedi Xanî ve Batman
Kürt edebiyatının başyapıtı Mem û Zîn destanının yazarı Ahmedê Xani şiirlerinde Pıra Batmanê ismini kullanmaktadır. Ünlü Kürt şair Ahmedê Xanî şiirlerinde Malabadi Köprüsünden Batman Köprüsü diye bahsetmektedir. Her ne kadar Batman ili tarihsel olarak yeni ise de Batman ismi Malabadi isminden de eskidir. Batman Çayı üzerine kurulduğu için köprüden Batman Köprüsü olarak bahsedilmekteydi.

Arkeolojik Katmanlar: Mezopotamya Yolu Üzerinde Batman
Batman yöresi, arkeolojik açıdan da önem taşır. Şehir merkezinin kuzeyindeki Hallan Çemi Höyüğü 11.700–11.270 yıl önce iskan edilmiştir; bu tarihler Anadolu’daki en eski yerleşim örnekleri arasında kabul edilmektedir. Hallan Çemi, Cilalı Taş Devri (M.Ö. 10. bin) kültürünü temsil eden yapılar barındırmaktadır. Yine Hasankeyf yakınlarındaki höyüklerde yapılan kazılarda 3.500–12.000 yıl öncesine ait eserler bulunmuştur. Bu da Batman’ın Mezopotamya’dan Anadolu’ya geçiş yollarındaki stratejik konumunu doğrular.
Tarihte Batman çevresi, Roma İmparatorluğu ile Sasaniler arasında el değiştiren bir sınır bölgesiydi. M.S. 363’te bölgede inşa edilen kale, daha sonra Bizans egemenliğinde kalmıştır. 5. yüzyılda Hasankeyf, Süryani piskoposluk merkezi olarak tanınmış ve 451 Kadıköy Konsili’nde piskoposluğu onaylanmıştır. 7. yüzyılda İslam orduları yöreyi ele geçirmiş; Abbasiler, Hamdanîler ve Mervanîler dönemlerinde Hasankeyf önemli bir yerleşim olmuştur. 1102’de Artukoğulları’nın hükümranlığına giren Hasankeyf, 1232’ye kadar Artuklu başkenti olarak en parlak dönemini yaşamıştır. 13. yüzyılda Eyyubiler ve Moğolların da uğradığı bu kent, 1462’de Akkoyunlular’a katılmıştır.

Êlih ve Batman
Êlih ismi kimi çevrelerce Batman ismi yerine kullanılsa da Êlih hiçbir zaman Batman çevresinin genel ismi olmamıştır. Êlih ya da İluh şu anda varlığını devam ettiren küçük bir mahalle ismidir. Geçmişte de bu bölgede Êlih adında bir köy var olmuştur ama bu köy ya da mahalle hiçbir zaman Batman bölgesinin genel ismi olmuştur.
Sonradan adlandırılan Dersim- Tunceli örneğindeki gibi bazı illere verilen isimlerle Batman ismi bir benzerlik göstermemektedir. Batman ismi İluh’tan çok daha eski çok daha kapsayıcı bir isimdir.

Osmanlı Sonrası ve Modern Dönem
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Batman çevresi genellikle Bitlis (Kulp kazası) veya Diyarbakır (Beşiri kazası) vilayet sınırları içinde kaldı. Cumhuriyet sonrası Batman, ilk olarak 1937’de İluh adıyla bucak, 1950’lerdeki petrol keşiflerinden sonra 1957’de ilçe oldu. 1955’te belediye teşkilatı kurulan İluh, TPAO’nun benzin istasyonu olarak görülen tesislerinin bulunduğu bölge nedeniyle “Batman” adını benimsemiştir. 16 Mayıs 1990 tarihli kanunla Siirt’in Beşiri, Kozluk, Sason, Mardin’in Hasankeyf, Gercüş ilçeleri Batman’a bağlanarak il statüsü kazandı. Bu yeniden yapılanmayla birlikte Batman, Türkiye’nin 72. ili oldu.
Günümüzde Batman merkez ilçesi ile Beşiri, Kozluk, Sason, Hasankeyf ve Gercüş ilçelerinden oluşur. 2025 nüfus sayımına göre il nüfusu 654 bin 528’tir. bu nüfusun %85’i kentte yaşar. 1940’ta bulunan petrol rezervleri, bölgenin ekonomik yönünü belirlemiştir. Raman-8 kuyusundan 1946’da petrol üretimi başladı ve Batman kısa sürede Türkiye’nin önemli petrol merkezlerinden birine dönüştü. Şehirde sanayi sektöründe petrol ve doğal gaz üretimi ile tarım-teknik iş kolları öne çıkarken, artan ulaşım ve eğitim altyapısı sayesinde nüfus katlanarak büyümüştür.

Batman’ın Kültürel ve Tarihî Mirası
Batman bölgesi zengin tarihî yapıları ile dikkat çeker. Dünya çapında ünlü Malabadi Köprüsü 1147’de Artukoğulları döneminde inşa edilmiş, 40,86 metre açıklığıyla günümüze ulaşmış en geniş taş kemerli köprüdür. Köprü, Silvan (Diyarbakır) ile Kozluk (Batman) sınırları arasında olup, Evliya Çelebi dahil pek çok gezginin ilgisini çekmiştir. Batman il sınırında olmasa da bölgenin simgelerinden Malabadi, fiziksel olarak Batman Çayı üzerinde durmaktadır.
Malabadi Köprüsü için uzun süre “Pıra Batmanê – Batman Köprüsü” ismi kullanılmıştır. Mala Badê – Bad Ailesi bölgede etkinliğini gösterince köprü Bad Ailesi Köprüsü anlamına gelen Pıra Mala Badê - Malabadi Köprüsü olarak adlandırılmıştır.
Hasankeyf’teki 15. yüzyıl eserleri de bölgenin görkemli geçmişini yansıtır. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey için 1473’te yaptırılan sekiz köşeli kümbet, batı cephesinde parlak mavi çinileriyle ünlüdür. Arapçadan Osmanlı’ya “Hısn-ı Keyfa” adıyla geçen Hasankeyf Kalesi, medreseler ve mağaralar kenti özelliğini yüzyıllarca korumuştur. Ne yazık ki 2020’de tamamlanan Ilısu Barajı suları altında kalan eski Hasankeyf yerleşiminde bu eserlerin birçoğu kaybolmuştur.
Yüzlerce medeniyete sahne olmuş Batman, bugün ismini yalnızca süper kahramanla paylaşan bir şehir değildir. Yapılan kapsamlı çalışmalar, “Batman” adının gerçek kaynağını ve bölgenin tarihî zenginliğini gün ışığına çıkarmaktadır. Araştırmacılar, halk arasında dolaşan petrol kaynaklı efsaneleri geride bırakarak; Batman Çayı’nın eski isimlerini, Osmanlı dönemindeki belgeleri ve arkeolojik bulguları dikkatle çözümlemeye devam ediyor. Bu sayede Batman’ın köklü geçmişi, günümüz dünyasında yeniden keşfedilmekte, şehir adının taşıdığı anlam güçlenmektedir.




