Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Merinos Atatürk Kongre
ve Kültür Merkezi’nde ziraat odası başkanları, kooperatif yöneticileri, süt ve
et üreticileri birlikler ile sektör temsilcileriyle buluştu. Bakan Kirişçi,
“Bursa, gerek Türkiye, gerekse dünya tarımı için önemli bir kenttir. Bu kentimizin
sahip olduğu üstün vasıfları ecdat da fark etmiş olacak ki Osmanlı’nın birinci
başkenti olarak bu aziz millete hizmet etmiştir. Bursa her zaman farklıdır. Bu
farklılığını dünya var olduğu sürece de gösterecektir. Bugün özelikle Tarım ve
Orman Bakanlığı uhdesinde olan görev sahamızda bulunan konularla ilgili
sizlerle bir araya geldik. Paydaşların bu konudaki değerlendirmelerini alıp
bakanlık olarak 2023 ve sonrası için nasıl bir yol yürüyeceğimiz ve bunların
ana hatlarını paylaşmak istedik” dedi.
"TARIMLA SANAYİ ENTEGRE OLMALIDIR"
Tarım ve sanayinin entegre olması gerektiğini belirten
Kirişçi, “Bursa’da bunu en iyi gösteren şehirlerdendir. Tarım tek başına bu
manada değer ifade eder diyemiyoruz. Tarım ürünlerini anlamlı kılacak
sanayidir. Tarım sanayi entegrasyonu önemlidir. Bursa örnek bir şehirdir.
Maalesef tarım bir dönem görmezden gelinmeye çalışılmış, tarımla ilgili yapılan
faaliyetler neticesinde elde edilen ürünlerin ithal dahi edilebileceği gibi
gerçeklerle örtüşmeyen şeyleri kabul edemeyeceğiz. Son 20 yılda hükümetimiz her
alanda olduğun gibi bitkisel ve hayvansal üretim ayağında eşsiz destekler
sağlamıştır. Bildiğiniz gibi 2002-2011 yılları arasında mecliste Tarım
Komisyonu Başkanı olarak 9,5 yıl görev yaptım. Bu görevde tarıma önemli
mevzuatlar kazandırdık. Hukuk devletinin asıl olan mevzuattır. Düşünebiliyor
musunuz? Türkiye bir tarım ülkesi ama tarım kanunu yok. Düşünülebiliyor musunuz
arım yapıyorsunuz ama tarım sigortası yok” diye konuştu.
“14 kanun bizim zamanımızda yasalaştı. Daha sonraki dönemde
de eksik olan 1-2 kanun da Türkiye’de tarım hukuki yönden bir mevzuat
noksanlığı olan bir alan olmaktan çıktı. Şu anda Türkiye’de tarımın mevzuat
konusunda bir boşluk, eksik yok. Bir iki dokunuş gerekiyor. Biz sadece tarım
değil Tarım ve Orman Bakanlığıyız. Su ile ilgili birimlerimiz var. Bunların
başında Türkiye’nin en gözde kurumlarından olan DSİ var. DSİ, tarımsal alanda
sular ve içme sular ile ilgili çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin su zengini bir
ülke olmadığını dikkate aldığımızda böylesine bir bakanlığın Su Yönetimi Genel
Müdürlüğümüz var. Bu çerçevede de su kanununun eksikliklerini görüyoruz.
Yapılacak kanun kucaklayıcı, parçalılığı ortadan kaldıran bir kanun olsun
içindeyiz. Diğer tarafından ormanlar bakanlığın sorumluluk alanıdır. Ormanlarımız
bizim için vazgeçilmezdir. Ormanla ilgili atılan adımlar hükümet olarak ormana
ve yeşile bakışımızı ortaya koymuştur. Orman alanlarının artıran Avrupa’da
birinci, dünyada altıncı olduk. Yaşanan orman yangınları ve acıyı yüreklerde
hissettik ama diğer tarafından ormanın vazgeçilmez hayati bir bitkisel varlık
olduğu görmüş olduk. Bu şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı görev sahası içinde”
dedi.
"ŞEKERLE İLGİLİ ALGI OPERASYONLARI VAR"
Son günlerde herkese ilgilendiren gıda arzı güvenliği konusu
olduğuna dikkat çeken Bakan Kirişçi, “Konuşma başında da tarımı tali bir sektör
olarak gören, bir şekilde ithalat yolu ile tarım ürünlerine ikame edeceğini
düşünenlerin yangılı içinde olduğunu pandemi ve savaşta açık açık gördük.
Gördük ki paranız olsa daha bizim gıda arz güvenliğini sağlamak için
yetersizliğimiz ortaya çıktı. Bunu ülkemiz için değil dünya olarak söylüyorum.
Dünya şaşkına döndü ve raflara hücum başladı. Devamında da Rusya-Ukrayna savaşı
ile bu süreç pik yaptı. Herkes anladı ki tarım stratejik bir sektör. Tarım
vazgeçilmez. Tarım sektöründe mutlaka Tarım ve Orman Bakanlığı başata olmak
üzere ülkeyi yönetenlerin bu konuya önem vermesi gerekiyor. Bu hükümet bunu da
gerçekleştirdi. Biz pandemi dönemi ve savaşta hamd olsun bir ürününün
bulunurluk noktasında eksiklik çekilmedi. Bütün temel ürünler konusunda bu
halledildi. Arada bir gündeme gelenler oldu. Yeni bakan olduğumuzda bir anda
ayçiçeği konusu gündeme geldi. Bu ayçiçeği yağı birkaç gün sürdü ve konu
kapandı. Şekerle ilgili bir şekilde algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz.
Bu konuda da bize yetecek kadar kendi ürünlerimiz stoklarımızda ve
kayıtlarımızdadır. Tarım sektörünün bu vazgeçilmeziliği ve stratejik önemini
ifade ettikten sonra bu yeni dönemde tarıma dâhil de bir takım alınması gereken
acil önlemlerin yanı sıra Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında yani 2023’ten sonra
yeni bir tarımsal politikalarla devam edeceğiz. Her alanda olduğu gibi bir
takım adımlar atacağız” diye konuştu.
STRATEJİK ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ ARTTIRILACAK
Yerli ve yerinde üretimi öne çıkaracaklarını dile getiren
Kirişçi, “İthal yol ile temin edilen ürünlerin tarımsal alt yapısını kullanarak
üreteceğiz. Dünyada her ülke belirli ürünleri ithal ve ihraç eder. Bizim
buradaki altını çizdiğimiz husus stratejik ürünlerdir. Burada ki ürünler den kasıt,
un, yağ, şekerdir. Bunlar tarımsal temel ürünler olarak hububat ve baklagiller,
şeker pancarı olduğunu belirtmiş olayım. Hayvansal ürün olarak bitkisel
üretimle entegre olan hububat ürünlerini yem sektöründe değerlendiriyoruz.
Hayvansal üretim tarafında da et, süt, yumurta diyoruz. Bu ürünler bizim
stratejik, vazgeçilmez ürünlerdir. Diğer ürünler meyve ve sebze konusunda Bursa
ilklerde olan bir şehirdir. Üretimlerine devam edecekler. Biz bu stratejik
ürünlere ayrı önem vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Tarımsal destekler gerçekten sayıca çok ve kompleks durumda.
Burada da sadeleştiremeye gideceğiz ve üreticileri memnun edeceğiz. Yaklaşık 3
milyon hektar üzerinde işlenmeyen, boş bırakılan alanları 23 milyon hektar
alana eklenmesi ile yüzde 15 artış sağlanmış olacak. Bizim üretim alanlarımızı
boş bir tarla, boş bahçe, ahır, ağıl bunların hepsini ekilen yetiştirilen
üretilen haline getireceğiz. Arazinin mülkiyet hakkını ve kullanım hakkını
birbirinden ayıracağız. Mirastan dolayı aşırı parçalanma olabiliyor. Ama
ekilmeyen, işlenmeyen alanların işletilmesi hususunda bir düzenlemeye gideceğiz
ve buraları boş bırakmayacağız” dedi.
“YOK YOK DİYENLERE KAPAK OLSUN”
Tabir yerindeyse gıda güvenliği bir milli güvenlik meselesi
bakışında hareket edeceklerini belirten Bakan Kirişçi, “Ekilmemiş bir karış
toprak, bir fidan yer bırakmayacağız. Bir ahırın veya kümesin boş kalmasına
izin vermeyeceğiz. Bu tarlaların işlenmesi üretimde kullanılmasını temin
edeceğiz. Prensip olarak, ekonomik olmayan ve işletmecisine gelir sağlamayan
faaliyet sürdürülebilir değildir. Üreticinin ürettiği bitkisel ve hayvansal
ürünler noktasında onları mutlu ve memnun edecek uygulamayı hayata geçireceğiz.
Mevzuatta yeteri kadar düzenlemeler mevcuttur. Son olarak üreticilerimize
buradan sesleniyorum. Bu ülkede o yok bu yok diyenlere kapak olsun. Bu ülkenin
eli öpülesi üreticilerimiz sadece 85 milyonu doyurmakla kalmıyor, aynı zamanda
bu ülkede sığınmak adına bulunan 5 milyona, her yıl Türkiye'ye gelen 50 milyon
turiste arta kalanını ihraç ederek üreticilerimiz çabalarını başarı ile
sürdürdüler. Bundan sonrada sürdürecekler. Bu üreticilerimizin daha güçlü bir
şekilde yanlarında yer alacağız. Son solarak üreticimize şunu söylüyoruz; 'sen
üret, yeter'. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm hükümetimiz ve bakanlığımız
üreticimizin yanındadır. Bu üreticilere hizmet etmek bizler için bir ibadet
düzeyindedir. Bütün üreticilerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Toplantıya, sektör temsilcilerinin yanı sıra, Bursa Valisi
Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti
milletvekilleri, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Bursa Ticaret Borsası
Başkanı Özer Matlı da katıldı. Toplantının ikinci bölümü basına kapalı olarak
gerçekleştirildi.