Katıldığı özel bir televizyon kanalında Milli Eğitim Bakanı
Yusuf Tekin, Türkçe ortalaması 70 olmayan öğrencilerin sınıf geçemeyeceğini
açıkladı.
Eğitim Bir-Sen Elazığ Başkanı İbrahim Bahşi, Bakan Tekin’in
açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahşi, bu kararla okuduğunu anlayan bir neslin
hedeflendiğini, doğru uygulandığı takdirde kendisini daha iyi ifade eden
öğrencilerin yetişeceğini söyledi.
"Öğrencilerin ve toplumun şu an en büyük eksikliği kitap okumamak"
Eğitim Bir-Sen Elazığ Başkanı İbrahim BahşiToplumun ve öğrencilerin en büyük eksikliğinin kitap okumama
olduğunu belirten Bahşi, bu uygulamayla okuyan ve okuduğunu anlayan bir neslin
yetişeceğini kaydetti.
Bahşi, "Milli Eğitim Bakanı, Türkçe dersinde
ortalamanın 70’in altında olmaması gerekiyor gibi bir açıklama yaptı. Bunun
temel esprisi öğrencileri kitap okumaya yönlendirecek bir çalışma olarak
değerlendirildiğinde öğrenciler için faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü
öğrencilerin şu an en büyük eksikliği, toplumumuzun genel olarak eksikliği kitap
okumamak. Kitap okuma alışkanlığımızın olmaması. Kitap okumuyoruz, dolayısıyla
burada öğrencilerimiz Türkçe dersinden 70 alabilmek için mutlaka kitap okumaya
yönlendirilecek. Kitap okuyan, okuduğunu anlayan, yorumlayan ve analiz edebilen
öğrencilerimiz derslerde başarılı olacak. Bu da bizim toplum olarak ihtiyaç
duyduğumuz, eksik alan olarak gördüğümüz meramını anlatamama, derdini
anlatamama gibi bir problem yaşıyoruz. Okuma yetersizliğinden kaynaklanan bir
sorun olduğu için kelime hazinesi çok düşük bir şekilde kendimizi ifade
ettiğimiz bu alanı doldurabilecek bir çalışma olarak değerlendirildiğinde
öğrencilerimiz için faydalı olacağı kanaatindeyiz. İnşallah bu amaca hizmet
edecek şekilde öğrencilerimiz kitap okumaya yönlendirilir." şeklinde
konuştu.
"Burada Türkçe dilinin yüceltilmesi söz konusu değil"
Bu uygulamanın ırkçı bir yaklaşım içermediğini söyleyen
Bahşi, öğrencinin matematik dersinde de soruyu anlamadığı zaman çözemediğini
ifade etti.
Öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırılması gerektiğini belirten
Bahşi, "Burada Türkçe dilinin yüceltilmesi söz konusu değil. Öğrenci
matematik dersinde de soruyu anlamadığı zaman çözemiyor. Okuma alışkanlığı
makale, dergi, kitap gibi şeyler okuyarak mutlaka okuma alışkanlığı kazanması
gerekiyor. Kelime dağarcığını zenginleştirmesi gerekiyor. Bu yapıldığı zaman
öğrenci okuduğu metni kısa sürede kavrıyor, analiz edip yorumlayabiliyor.
Toplumda kendisini rahat ifade edebiliyor. Bu her bireyin toplumda en asgari
düzeyde bilmesi gereken bir beceridir. Bu beceriyi kazanmamız gerekiyor. Bu
uygulamada inşallah bu açığı tamamlayacak." dedi.
"Okuyan insan, diğer insanlara karşı da saygılı olacaktır"
Okuma oranının artmasıyla toplumdaki ahlaki bozulmanın da
düzeleceğini ifade eden Bahşi, okuyan insanın topluma faydalı insan olacağını
söyledi.
Okuma oranının artmasıyla daha huzurlu bir toplumun
oluşacağını aktaran Bahşi, "Okuma sadece bir sınav için değil, okuyan
insan düşünen insandır. Topluma faydalı olan insandır. Okuyan insan diğer
insanlara karşıda saygılı olacaktır. Kendisini yetiştirmiş bir birey olarak ön
plana çıkmış olacak. Bu şekilde kendisini yetiştirmiş bir toplumda da daha
huzurlu bir toplum hayatı görmemiz mümkün olacaktır. Dolayısıyla eğitimde
yapılan bu çalışmaların ürününü almamız çok kısa vadede olmuyor orta ve uzun
vade de bunların sonuçlarını görüyoruz." diye konuştu.
"Burada velilere de iş düşüyor"
Bu uygulamayla daha hızlı bir şekilde verimlilik elde
edilmesi için velilere de görevler düştüğünü ifade eden Bahşi, ebeveynlere evde
kitap okuma saati düzenleyebilecekleri önerisinde bulundu.
Bahşi, "Evde bir kitap okuma saati düzenlenebilir.
Öğrencilerimiz kitap okumaya teşvik edilebilir. Onların her dönemde okumaları
gereken belli kitaplar var. Bu öğrencilerimizin kendilerini
yetiştirebilecekleri kitaplarla mutlaka buluşturmamız gerekiyor. Velilere de
burada iş düştüğünü belirtmek istiyorum." dedi. (İLKHA)