kaa

MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez

​​​​​​​MAZLUMDER, işgal rejimi ile yapılan ticaret ile ilgili protesto yapanların üzerine kurulan baskıların kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Bir süredir Türkiye'deki limanlardan işgal rejimi lehine ticaret yapan firmalara yönelik protesto eylemleri yapılırken söz konusu eylemleri yapanlara yönelik gözaltılar gerçekleşti.

"Ticaret yasağı hülle ile delik deşik edildi"

Yaşanan gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklama yapan MAZLUMDER, "Dünya'nın en büyük soykırım örgütü israile, BOTAŞ Türkiye kanalıyla sevk edilen Azeri SOCAR petrol akışının durdurulması için pek çok duyarlı kesim tarafından haftalardır protesto gösterileri yapılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde de israile mühimmat ve askeri malzeme dâhil pek çok ürün taşıyan ZIM şirketine ait konteyner gemisi ve MV Kathrin adlı gemi, şüpheli sevkiyatlar için Türkiye limanlarına yanaşmış, daha önce yanaştıkları pek çok Avrupa limanında protesto edildiği gibi Türkiye'de de duyarlı insanlar tarafından protesto edilmiştir. İsrail ile ticaretin durdurulması için protesto gösterileri yapılmaya başlandığında, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamları önce 'yok' gibi davranmış, protestolara katılan pek çok duyarlı insan hakkında gözaltı işlemi ve hukuki takip başlatmış ama sonra kabul edip ticareti durdurmuştur. Ne var ki kısa süre sonra ticaretin aslında sonlanmadığı, çıkarı her şeyin önüne koyan tüccarların hülle yöntemleri ile yasağı delik deşik ettiği anlaşılmıştır." denildi.

"Yetkililer, soykırımı telin eden vicdanlı insanları cezalandırmak yerine müsamahakâr davranmalı"

Türkiye limanlarına yanaşan gemilerin işgal rejimi ile ticaret yapılmaya devam edildiğine dair şüpheleri kuvvetlendirdiği, bunun doğal olarak tepkilerin artmasına neden olduğu belirtilen açıklamada, "Resmi makamlarca yapılan, 'dolaylı ticareti engelleme imkânı bulunmadığı' yönündeki açıklamalar ne devletin imkân ve kabiliyetleri ne de dış ticaret realiteleri ile bağdaşmamaktadır. Soykırıma desteğin mazereti olamaz. İsraile dolaylı ya da doğrudan destek veren her ülkenin, bazen ulusal, bazen bölgesel, bazen de küresel dengelerle açıklanan türlü gerekçeleri olabilir. Ancak iktidar sahiplerinin kendi acziyetlerini halka da dayatması, ajanlık gibi iftiralar ya da gözaltı, soruşturma gibi hukuki tedbirlerle baskı kurması, dürüstlük ve samimiyetle bağdaşmamaktadır. MAZLUMDER olarak, resmi makamları israil soykırımına tepkilerini eylem, söylem ve protestolarla dile getiren vicdanlı insanları cezalandırmak yerine, müsamahakâr ve insani tutumlar takınmaya, bu tür eylem ve protestolara yapılan müdahalelerde orantısız güç kullanmamaya, ifadeye çağırılsa rahatlıkla kendi rızasıyla gelebilecek insanları şafak operasyonlarıyla evlerinden toplayarak gözaltı uygulamasını bir cezalandırma yöntemine dönüştürmemeye, vicdanlı ve duyarlı kamuoyu adına davet ederiz." İfadelerine yer verildi. (İLKHA)