kaa

Doç. Dr. Tekin: Namaz kılmayan birey ve toplumun imanı güçlü bir iman olamaz

Şanlıurfa'da düzenlenen "Hayat Namazla Güzeldir" çalıştayında konuşan Doç. Dr. Ahmet Tekin, "Namaz kılmayan birey ve toplumun imanı güçlü bir iman olamaz.  Zayıf iman ise bireyi ve toplumu kötülük ve hayasızlıktan alıkoyma noktasında yetersiz kalmaktadır." dedi.

Kur'an Nesli Platformu tarafından düzenlenen “Hayat Namazla Güzeldir” temalı 6. Namaz Çalıştayı Şanlıurfa’da yapıldı.

Çalıştay, Recep Tayyip Erdoğan Gençlik ve Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

Program Mikail Ercan Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Sinevizyon gösteriminin ardından İl Müftüsü Ramazan Tolan ile Kur'an Nesli Platformu Sözcüsü Mehmet Emin Sütçü, birer selamlama konuşması yaptı.

Sabah gerçekleştirilen birinci oturumun ardından öğleden sonra ikinci oturum gerçekleştirildi. İkinci oturumda ilk olarak Doç. Dr. Ahmet Tekin söz aldı.

Konuşmasın başında 7 Ekim'de başlayıp süregelen Aksa Tufanını başlatan HAMAS'a ve mücahitlere Allah'tan muvaffakiyetler dileyen Tekin, şehitlere de Allah'tan rahmet temenni etti.

Tekin, bu anlamlı namaz çalıştayında emeği geçen Kur'an Nesli Platformu çalışanlarına teşekkür etti.

Kur'an'da namaz ve namaz kılanların üç kategoriye ayrıldığını ifade eden Tekin, "Birincisi Ankebut Suresinin 45'inci ayetinde, hakkıyla kılınan namazdan bahseder. İkincisi Meryem Suresinin 59'uncu ayetinde terk edilen, zayi edilen, umursanmayan, önemsenmeyen namazdan bahseder.  Üçüncüsü de Maun Suresinde bahsi geçen ve vaktinden ya çıkarılan ya riyakarlıkla kılınan ve tekrar önemsenmeyen namazdan bahsedilir. Dolayısıyla bu surelere, ayetlere baktığımızda namaz da namaz kılan da üç kategoriye ayrılmaktadır." dedi.

İslam'ın 5 asasından biri olan ve bütün ilahi dinlerde varlığından bahsedilen namaz ibadetinin, Allah'a imandan sonra yüklenen sorumlulukların en başında geldiğini söyleyen Tekin, "Tabi namazların miktarı, şekli farklı olabilir ama namaz anlamına gelen ve aynı işlevi gören bu ibadet semavi dinlerin hepsinde her zaman var ola gelmiştir." ifadelerini kullandı.

"Dolayısıyla namaz ve namazın içindeki secde kulluğun zirvesidir"

Tekin, "İslam'ın temel direği kabul edilen ve günde 5 defa kılmak zorunlu olduğumuz ibadet olan namaz insanı Allah'a en çok yaklaştıran ibadettir. Dolayısıyla namaz ve namazın içindeki secde kulluğun zirvesidir. Ki Şeyh Ahmed El Cezeri divanında, 'tos toprağın içinde Allah'a secde etmek makamların en yücesi, büyüğüdür' diyor." diye ekledi.

Nitekim amellerin en önemlisinin namaz olduğunu aktaran Tekin, "Namaz, insanı günahlardan temizleyen bir ibadettir. 'Namaz, mümini ahlaksızlıktan ve kötülüklerden koruyan bir kalkandır' şeklindeki ayet ve hadisler namazın önemine vurgu yapmaktadır. Müminin miracı olması münasebetiyle namaz günde 5 defa Allah'ın huzuruna kabul edilmektir. Bütün varlık alemi mahiyetini anlamayacağımız bir şekilde Cenab-ı Hakkı zikretmekte, O'na hamd ve secde etmektedir. Mahlukatın efendisi insan da bu işi çok daha kapsamlı ve anlamlı bir şekilde namazda gerçekleştirmektedir." diye konuştu.

"Allah'ın rızasına aykırı hareket ediyorsa demek ki o kişinin kıldığı o namazda bir problem vardır"

Ankebut Suresinde, "Kitaptan sana vahiy edilenleri oku, namazı özenle kıl, kuşkusuz namaz hayasızlıktan ve kötülükten men eder, Allah'ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir." ayetinden hareketle namazın ahlak üzerindeki etkisinin de görüldüğüne işaret eden Tekin, "Zira günün her vakit döneminde her gün defalarca Allah'ın huzuruna girip çıkan insanın Allah'ın rızasına aykırı bir ameli, davranışı düşünülemez. Eğer kişi günde 5 vakit Allah'ın huzuruna çıktığı halde, ayetlerle Allah'a çeşitli vaatlerde bulunduğu halde Allah'ın rızasına aykırı hareket ediyorsa demek ki o kişinin kıldığı o namazda bir problem vardır. Nitekim Peygamberimiz, 'her kimi hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkoymuyorsa o namaz ona Allah'a uzaklığından başka bir şey vermez' buyurmuştur. Cenab-ı Hak Kur'an'ın 99 yerinde namazdan bahsetmektedir." şeklinde konuştu.

"Namaz kılmayan birey ve toplumun imanı güçlü bir iman olamaz"

Namazın terkinin bireysel ve toplumsal sonuçlarına değinen Tekin, "Namaz ibadeti inancın tezahürüdür. İbadetlerin imanı kuvvetlendirdiği âlimler arasında ittifaken kabul edilmiştir. Dolayısıyla namaz kılmayan birey ve toplumun imanı güçlü bir iman olamaz. Çünkü biz imanımızı, inancımızı ancak ibadetlerle besleyebiliyoruz. Zayıf iman ise bireyi ve toplumu kötülük ve hayasızlıktan alıkoyma noktasında yetersiz kalmaktadır. Hayasızlık ve kötülüğü alışkanlık haline getiren birey ve toplumu hem dünyada hem de ahirette kötü bir son beklemektedir. Nitekim böylelerinin bireysel ve toplumsal bağlamda kimseye faydası olmadığı gibi ailevi problemler başta olmak üzere çevresinde de genellikle sorunlar yaşamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

"Namazını gösteriş için kılan ve namazlarını önemsemeyenleri de kötü bir son beklemektedir"

Doç. Dr. Ahmet Tekin, şöyle devam etti:

"Yüce Allah Maide Suresinin 55'inci ayetinde, 'Sizin veliniz ancak Allah'tır, Peygamberidir, bir de Allah'a boyun eğerek namazı dosdoğru kılan zekatı veren müminlerdir' diyerek namaz kılan müminleri kendisi ve Resulüyle beraber müminler için dost olarak zikretmektedir. Dolayısıyla namaz kılmayanlar müminlerin dostu olamaz. Ayrıca Fatır Suresinin 29'uncu ayetinde, 'Namaz kılanların asla zarar etmeyen bir ticaret yaptıkları' söylenmektedir. Buna göre namaz kılmayan birey ve toplumlar ahiret ticaretinde zarar edenlerin ta kendileridir.

Buna ilaveten Yüce Allah Bakara Suresinin 153'üncü ayetinde 'Ey iman edenler, sabır ve namazla yardım dileyin, şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır' demektedir. Bu da gösteriyor ki namaz kılmayanların sıkıntılı dönemlerinde sığınacakları bir limanları olmadığı için kendilerini milyonlarca yuvanın dağılmasına sebep olan içki ve uyuşturucu gibi illetlere teslim etmektedirler.

Meryem Suresinin 59'uncu ayetinde, 'Bunların yerine namazı umursamayan ve ihtiraslarına tutsak olmuş kuşaklar geçti. Bu kuşaklar sapıklıklarının cezasına çarpılacak ve Gayya Vadisini boylayacaklar.' Namaz kılmayanlar gibi namazını kıldığı halde namazına sadık kalmayan, namazını zayi eden, namazını gösteriş için kılan ve namazlarını önemsemeyenleri de kötü bir son beklemektedir. Namaz kılmayan kişiyi, namaz terk etmiştir. Ve Yüce Allah onu huzuruna alma şerefinden mahrum kılmıştır. Dolayısıyla namazın terk ettiği birey ve toplumlar İslami bir şuura, bilince sahip olamaz. Müslüman'ın derdiyle dertlenemez. Allah ve Resulünün davasına sahip çıkamaz."

"Namaz kılmayan birey ve toplumlar hem insani hem de İslami değerlerden yoksun kalma sonucuyla karşı karşıyadır"

Tekin, sözlerine, "Namaz kılmayan birey ve toplumlar Aksa'yı, Gazze'yi, Kabe'yi, Müslümanların hiçbir kutsalını anlayamaz. Namaz kılmayan birey ve toplumlar dünyaya geliş amacını öğrenemez, kulluk bilincine varamaz. Dolayısıyla namaz kılmayan birey ve toplumlar hem insani hem de İslami değerlerden yoksun kalma sonucuyla karşı karşıyadır. Ancak maalesef günümüz Müslümanlarının kahir ekseriyetinde olduğu gibi namaz kıldığı halde bütün bu olumsuz niteliklere sahip olan birey ve toplumların kıldıkları namazlar Ankebut Suresinde geçen yani sahibin hayasızlık ve kötülüklerden alıkoyan namaz değil de Maun Suresinde geçen ve Allah tarafından kabul edilmeyen namazdır." ifadeleriyle son verdi. (İLKHA)